• babamın dedesi osmanlı zamanında pülümür(tunceli)'de ikinci hakimmiş. bir suçlunun mahkemesinde birinci hakim idam kararı vermiş. tam kalemi kıracağı anda mübaşir içeri dalmış ve birinci hakimin tayin emrini getirmiş. o andan itibaren o kalemi kırmak artık birinci hakim olan büyük dedenin vazifesiymiş. büyük dede dosyayı bir daha incelemiş ve suçlunun idam kararını bozup, cezasını birkaç yıl mahkûmiyete döndürmüş.

    gel zaman git zaman büyük dede arap cephesinde subay olmuş ve sanırım o meşhur yemen dönüşünde aç, susuz, yorgun ve yaralı bir halde türkiye'nin güneydoğusunda biryerlerde düşüp kalmış. gözünü açtığında karnı doyurulmuş, yaraları sarılmış ve dinlenmiş bir halde bir evde yatıyormuş. başında ona bakan bir kadın varmış. sonra odaya bir adam daha girmiş. "beni..." demiş adam "beni tanıdın mı beyim?" dede bakmış bakmış ama çıkaramamış. adam da fazla zorlamadan kendini tanıtmış. "ben senin yıllar önce ölümden kurtardığın bir mahkûmum." demiş. "umarım borcumu ödeyebilmişimdir."
  • çok doğru bir önerme. dün mesela okula somurta somurta yürürken evsiz, tinerci kılıklı bir adam yanıma geldi, sigara istedi. aman bir şey olmaz deyip bir değil tam iki tane sigara verdim kendisine... zaten moralim bozuktu, istese paketi verecek durumdaydım. neyse, yürümeye devam ettim. okula vardım. kantine çıktım, bir kahve içeyim dedim. kahveyi verecek olan adama 'ne çeşitleriniz var?' dedim. menü çıkardı. 'sıcak çikolata ne kadar?' dedim. 'ön tarafa sorun' dedi. sordum dört buçuk liraymış. öeh. üstüne bi dört buçuk lira daha koyar gider bira içerim, kültürsüzlüğün dibine vururum. (bkz: bira içen kadınlardaki kültürsüzlük)
    kahveciye geri döndüm, normal sütlü kahve istediğimi söyledim. ödemeyi ön tarafa yapmam gerektiğini söyledi. gittim ödedim. döndüğümde adamcağız bana dedi ki:

    - madem canın sıcak çikolata istedi, ben de onu yapayım.

    'yok canım, ehe daha neler' falan dedim ama kendisi ısrar etti. üstelik güzel, seksi falan da değilim. surat zaten şiş. tipimi beğenip de 'ay şuna bir klark çekeyim, etkileyeyim' kafasında değildir. diyeceğim o ki birine 2 dal sigara vermemle 2 buçuk lira cepte kaldı.

    karma.
  • sıralamasının yanlış olduğunu düşündüğüm önerme, doğrusu, iyilik bul, iyilik yap olmalıdır, öyle olması gerek, yoksa iyilik falan bulduğunuz yok, iyilik yaparak!
  • (bkz: karma)
  • bugün itibari ile katıldığım sözdür.

    dün gördüğüm bir yardım kampanyasına katılmak istedim hesabımda çok çok az bir meblağ vardı, olsun bölüşürüz dedim ve yarısını bugün bir hesaba gönderdim. yaklaşık 10 dakika sonra hesabıma eft gelmişti. allah allah dedim yoksa bir sorun mu oldu para geri mi geldi derken çok uzun zamandır ödeme yapmayan bir mükellefimin borcunu kapattığını gördüm.

    karşılık beklemeden yapılan iyiliklerin bir şekilde geri dönebildiğine inanıyorum artık.
  • her zaman gerçek olmayan önermedir. bir seferinde akşam üzere eve dönüyordum ve karşıdan da yaşlı bir amca iki elinde de ağır paketlerle geliyordu. kaldırım çok dardı bende amca rahat geçsin diye yola indim kaldırımdan. o an tahmin edemediğim birşey oldu. o hiç tanımadığım amca ,sırf rahat geçsin diye yolundan çekildiğim amca birden beni azarlamaya başladı yolun ortasında. kaldırımda yanlış taraftan gidiyormuşum da ondan bağırıyormuş.

    dedim ki : amca indim ya rahat geç diye.
    bana demez mi :olmaz , baştan yolu kapattın.
  • psikonörotik çocuk beyin formatlama nadide eserlerinden birinin adıdır.
    çocuk mütelif defalar bu şarkı ile özellikle de uyku esnasında formatlanırsa daha sonra mahallede yaşama sanatı dersine geçebilir. bir de bunlar yağ ve bal satıp, usta öldükten sonra kökünün sarı olduğunu da anlarlar ki evlerden ıraktır.
  • yapılan bütün iyiliklerin er ya da geç bize geri döneceğini belirten söz.

    ne kadar doğrudur bilmem ama habere göre yüzüğünü bozuk paralar içinde yanlışlıkla dilenciye veren kadın, iki gün sonra geri döndüğünde, dilenci yüzüğü iade ediyor. kadın da onun bu dürüstlüğü karşısında dilenciye internette bir bağış sayfası açıyor ve dilencinin bir haftada yaklaşık 100 bin dolar yardım toplamasını sağlıyor.

    eminim o yüzük 100bin dolar etmez, dilenci yüzüğün üzerine yatsa toplanan bağış kadar parası olmazdı ve kadının mutsuzluğuna sebeb olurdu. şimdi iki taraf da mutlu.

    yani dürüstlük her zaman kazandırır.*
  • iyilikten maraz doğar
    iyiliğe iyilik olsaydı öküze bıçak olmazdı
    iyiliğe nereye gidiyorsun demişler kötülüğe demiş
    ama sen yinede iyilik et denize at, balık bilmezse halîk bilir...
hesabın var mı? giriş yap