• iztuzu plajı, kumsalın olduğu bölümü ortaca’nın dalyan mahallesine, bir kısmı da (antik kentin olduğu bölge) köyceğiz’e bağlı güzeller güzeli bir muğla plajı. ülkenin ikinci en uzun plajı ve caretta carettaların akdeniz’deki en önemli üreme alanlarından biri. halk plajı olan bu doğa harikası yalnızca sabah 8.00 – akşam 20.00 arasında açık, kalan 12 saatlik sürede caretta carettalara bırakılıyor. hatta plajda sabun, şampuan vb. malzemelerin kullanımı bile yasak. bu düzen yıllardır böyle sürüyor.

    bir kısmımız anımsar; 2014’te plajda yapılaşmaya karşı ses getiren bir süreç başladı, hatta sivil toplum örgütleri ve bilinçli vatandaşlar plaja iş makinelerini sokmamak için 2015’e girerken (yılbaşı gecesi) iztuzu’nda nöbetteydi.
    o günlerde sözlükte şu başlıkta ele alınmış bu konu: (bkz: iztuzu plajına sahip çıkalım talana dur diyelim)

    aslında yakın geçmişteki bu olayın tarihi daha eskilere gidiyor. sanırım 1986’da (bugün basın açıklamasında 1988 dendi, ancak ben 1986 olduğunu sanıyorum) plaja otel yapılması projesi uluslararası kamuoyunun tepkisiyle karşılaşıyor ve çok şükür hayata geçmiyor. yerel halkın, hepimizin bildiği şey, o dönem alman yeşiller partisinin girişimleri ve destansı kaptan june’un (june haimoff) çabaları ile iztuzu’nun bugünlere bakir haliyle gelebildiğidir.
    (2015’te ben de alman yeşillere konuyla ilgili bir mail atıp güncel durumu takip edip etmediklerini sormuştum. aldığım yanıt olayı takip ettikleri, ancak müdahil olamadıkları yönünde idi. 86’daki otel projesine alman bir yatırımcı ortak olduğu için ona baskı yapılabilmiş, günümüzde kendi içlerinde halledebilecekleri bir durum maalesef yokmuş).

    takip edenler bilir; iztuzu’nda yaklaşık 10 yıldır faaliyet yürüten pamukkale üniversitesine bağlı `deniz kaplumbağaları araştırma kurtarma ve rehabilitasyon merkezi` dekamer tosbaaların bakımıyla, tedavisiyle ve iyileşen kaplumbağaların yeniden denize salınmasıyla ilgili çalışıyor. elbette bu merkezde pek çok öğrenci yetişiyor. projeler yapılıyor, vakalar hakkında lisansüstü tezler yazılıyor (yani gönüllülük esas olsa da herkes kendince bir şey elde ediyor). 2015’ten sonra durum değişmedi, dekamer plajın ve caretta carettaların durumlarının gerektirdiği şekilde barakalarda çalışmaya devam ediyor.

    ancak bu yıl son derece rahatsız edici bir gelişme (gelişememişlik örneği) yaşandı. dekamer’in kullanımı için, çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından “iztuzu kumsalı deniz kaplumbağaları bakım istasyonu ve günübirlik alan” adı altında bir ekolojik proje yarışması düzenlenmiş:
    ilan linki

    şu linkte gördüğümüz üzere dekamer’in müdürü de yarışmanın asil jüri üyelerinden biri.
    ilk bakışta son derece normal sanılabilecek bu durumun fiyaskosu şu:

    plajda yapılaşma doğaya ve yaban hayata atılan en büyük kazık! gündelik atık, göl ve deniz suyunun kullanımı, caretta carettaların üremesini engelleyen aşırı ışık olmaması gerekiyor. dekamer’in müdürü (yüksek lisans ve doktora tezleri deniz kaplumbağaları üzerine) bunları hepimizden daha iyi biliyordur muhtemelen.
    proje güya bir otel projesi değil. konaklama değil, dinlenme alanı olduğu iddia edilen çok kişilik bir hayvan hastanesi. her durumda caretta carettaların doğal ortamına bir müdahale ve kötüye kullanılmaya çok elverişli.
    yani kumsala koca bir bina inşa edildikten sonra bir kodamanın bu binayı 3 günlüğüne kapatmayacağının garantisini kim verebilir? ya da 5 yıl sonra dekamer’in bir kararname ile kapatılıp binanın otele çevrilmeyeceğinden emin olabilir miyiz? zaten yukarıda söylediğim gibi, iztuzu’na otel yapma hayali 30 yıllık bir düş.

    velhasıl bugün iztuzu’nda, planlanan bu yapılaşmaya karşı stk’lar bir basın açıklaması yaptı. (haber linki) temelde söyledikleri şey şu: proje doğru, yeri yanlış. kumsaldan ve baabaaların (yerel ağızda caretta caretta) üreme alanlarından uzak bir yere, mesela dalyan’ın içinde bir yere bu hayvan hastanesinin yapılmasını öneriyorlar. kaptan june de bugün iztuzu’ndaydı. üstelik dalyan’da yerleşik ingiliz ve hollandalılar ağırlıktaydı. bu çok utanç verici bir şey. ırmağın akışına ölecek olanlar yoktu, suların akışına ölecek belediye plaja girişte para aldı (normalde kış sezonunda iztuzu girişi ücrete tabi değildir. bu yıllardır böyledir).

    diyeceğim o ki, bayramlarda canavar gibi buraları dolduran, dönerken çöpünü almaktan aciz tatilciler nerede acaba? elin avrupalısı kumsal talan edilmesin diye çırpınırken hiç umursamayan dalyanlılar nerede? habire göcek’ten, fethiye’den, köyceğiz’den, akyaka’dan story atıp lafa gelince çok batılı olan ortaca’nın gençleri neredeler acaba? iztuzu’na beach club yapılınca girişe 100 lira bayılıp nargile içmeye mi gireceksiniz? ya da tatillerde plaja dolan haşemalılar? siz nerelerdesiniz? biz canımızı dişimize takalım, siz denize girin, değil mi?

    bir sorum var son olarak: bu konu için ayrı bir başlık açmalı mıyım? ne dersiniz?

    düzenleme: bu entryden sonra beni konuyla ilgili yeni bir başlık açmam hususunda yüreklendiren herkese teşekkürler: (#98518132)
  • bundan 10 yıl önce caretta caretta kaplumbağalarını koruma altına almaya çalışırken 1 ay kaldığım sahil.

    robinson gibi yaşadık maalesef kaplumbağalar için. sahile belli bir saatten sonra giriş turistler için yasaklanıyordu, sadece araştırma grubu olarak bizler kalıyorduk. gece oldu mu elde fener tüm sahili dolaşır dururduk. kaplumbağa sahile süzüle süzüle geldi mi mutuluğumuzu tarif etmem imkansız. önce yumurtlamasını beklerdik - yumutlama anını yakalamak zordur,kaplumbağa yumurtlamasını ilk orda seyretmiştim- sonra ayaklarına bakardık, -ki dünyanın herhangi bir yerinde numara takılmış, sayılmış mı diye. saati ay ışığı ile tespit ediyorduk. tilkiler ve yengeçler yemesin diye yumurtaların üstüne tel koyardık. yavruların çıkış zamanı gelipte çıktıklarında, yavruları sahile ulaştırdık mı bizimde ayrılma vaktimiz gelmiş demekti.

    bir yanda deniz, bir yanda göl keyfini yaşadık iztuzun'da. teknemizle alışverişe giderken, göl içindeki sazlıklarının arasından sülülerek geçmek ayrı bir tattı.
  • öncelikle ege değil akdeniz. hele şile ile kıyaslamak. .. tövbe estağfurullah. ne kafalar var.
  • ıncecik kumu, git git derinlesmeyen akintisiz bir denizi 20 mt arkasında tatlı su gölü olan, defalarca uluslararası listelerde en iyi plajlar arasına giren akdenizle ege'nin birleştiği noktadaki dünya harikası 4,5 km'lik kesintisiz kumsal. sileyle kıyaslamak da...
  • tripadvisor kullanıcıları tarafından dünyanın en iyi 10 plajından birisi olarak seçilmiştir.

    ilgili bağlantı
  • bugünkü nispeten bozulmamış, otelsiz halini 1984-1988 yılları arasında dalyan'da yaşamış çevreci june haimoff ve arkadaşlarının çabalarına büyük ölçüde borçlu olan yumuşacık kumlu, caretta caretta lı plajımız
  • turistlerin henüz doluşmadığı, güneşin ısıttığı ama yakmadığı nisan ayında gidilesi yer. bu dönemde ne carettelar ne çocuklar ne şezlong parası isteyen ne de kilimler battaniyeler çekirdekler var. gökyüzü, deniz, göl, kum, o kadar işte. 5 km'lik plajda tek başına oturup tüm bunların sahibi hissedebilir insan kendini, tabii bu histe içilen biraların etkisi büyüktür. (bkz: ölmeden cennete gitmek)
  • ülkemizin doğal ve el değmeden korunabilen tek plajı. çevresinde tesis olmaması sebebiyle en temiz deniz, tatlı suyun denize birleştiği yerde olmasından dolayı tuz oranı ideal. denizden esen rüzgar sayesinde bunalmadan bütün gün oturup, denizin, plajın, doğanın tadının çıkarılabileceği yegane doğa harikası.

    doğa katillerinin yıllardır gözünü diktiği, ranta açabilmek icin sinsi numaralar uydurdukları bu plaj inadına hala bakir. daha ne kadar korunabilir, koruyabiliriz bilmem ama doğal halini gören ve keyfini çıkarabilen biri olarak kendimi şanslı sayıyorum.
  • yaz tatillerimde, aynı yere ikinci kez gitmeyi pek tercih etmememe rağmen, 3-4 senede bir fethiye'ye uğrama nedenim olan plaj. sakin bir zamanında giderseniz, gerçekten doğayla başbaşa kalınabilecek ender plajlardandır.
hesabın var mı? giriş yap