• mahalledeki arkadasların karakterlerini içten içe belli eden bir oyundu bu. oyunda esas olan baska kalelere gol atmak varken kendini saglama alan, kale onunden cıkmayan garanticiler olurdu ve oyunun tadını kaçırırlardı. sonrasında bunlar ogretmen oldular askerliği öğretmen olarak yaptılar ve su an ogretmen esleriyle birlikte gobeklenmekteler. kimiside kendi ezik ve yetersiz haline bir ortaklıgı kurtuluş gorurdu kaş goz oynatarak; la osman hadi mevlütü cıkaralım. sonra osman buyudu kendi işini kurdu arkadası yanında calısıyor. kimiside kendi oyununu düşünür yalnız yasar, yalnız yener yada yenilirdi* hırslı olurlardı iyide oynadıgı için az kaybederlerdi. bu cinsler muhendis oldular hala maclarda kendilerine oynarlar. bide tabi oyunuda beceremeyen baska bir planıda olmayan sonuncul sahıslar vardı bunlar kalabalık etmesin diye aradan cıkarılırdı kolayca. oda kabullenmiş haliyle kenarda tezahurat yapardı pek haber alınamadı kendinden. ne diyorduk gobekustu gol olmazdı. penaltı oldumu 3 adım uzaktan geri geri yada ortadan yere degdirmeksizin kullanabilirdiniz. bide son olarak abi varsa kardesini kollardı uyuz olurdu otekiler.
  • pes fifa gibi oyunlarda her daim görmek istediğim opsiyon.
    lakin hiç olmadı, ne yazık...
  • genelde iyi maç yapacak kadar oyuncu veya güzel yer olmaması sebebitle oynanır. sonunda birilerinin birilerine küsmesi büyük olasılıktır. birisi mutlaka çıkıp "ulan hep bana atak yapıyosunuz bea" der. (bkz: ne dedim ben simdi)
  • okul koridorlarinda 3-4 sinifin giris kapilari ve tahta silgisi kullanilarak da oynanilabilir. nobetci ogretmene yakalanilmadikca zevkli bi tenefus eglencesidir. oyunun siniflar arasi mucadeleye donmesi ve ortaligin toz dumana donmesi an meselesidir. kesin kavga cikar...
  • japonlar tarafından ms.12 yüzyılda oynanmaya başlayan japon kale zaman içerisinde dünya'nın çeşitli bölgelerine yayılmış ve 1402 yılında yapılan ankara savaşı ile anadolu'ya gelmiştir.

    bilinen en eski japon kale oyuncusu ken lee'dir. bugün bili adına halen şarkılar yazılan ken lee, rivayete göre her futbol maçında fasülyeden oynamaktan sıkılıp kendi kalesini alıp sahanın kenarına koymuştur. arkadaşlarının önce dikkate almadığı ve ilk yarı bizim takımda ikinci yarı karşı takımda oynarsın diye avuttukları ken lee yılmamış ve kendi oyun kurallarını geliştirmiştir.

    herkesin kendisine ait bir kalesini olduğu, tek bir topla ve en az 3 kişinin oynayacağı şekilde kurgulanan oyun tam bir japon teknoloji harikasıdır. amaç diğer oyunculara belli sayıda gol atıp onları oyundan çıkardıktan sonra, son kalan rakibi de ekarte ederek japon kale'nin galibi olmaktır. minyatür kalelerle oynanan oyun zaman içinde bir fenomen haline gelmiştir.

    evde, okulda, mahallede her yerde oynanabilen japon kale'nin evde çorapla oynananı, okulda kağıttan yapılanı, mahallede ise meşin yuvarlakla oynananı makbuldür. oyunun stratejik olması ve herkesin birbirine gol atabiliyor olması zamanla kişilerin karakteristik özelliklerini ortaya çıkarmaya başlamıştır.

    www.japonkale.org
  • yaklaşık iki sene önce akıllı bir velet tübitak proje yarışmasında 3 kaleden oluşan bir sahada yapılan maçı proje olarak sunup 2. olmasını sağlayan oyun. çocuğun projesine göre bu maç üç devreden oynanır her devrede sırayla 2 takım diğer takıma atak yapar, her takımda yamulmuyorsam 6 oyuncu vardı ,tek takım gol atarsa 2 gol sayılır . kısacası bu cin ali aslında takdir edilesi bir insan olduğunu göstermiştir. hatta ulan ben de 9 aylık diye bi proje yapsam da ben de mi ödül kazansam diye düşünen bir çok kişi de ortaya çıkmıştır.
  • kalecı olmadan oynanan bır futbol turu oyun..kalecı olmamasına ragmen genelde oyundakı oyunculardan bırı kalenın onunde durarak kaleyı kapatır(kalecı gıbı davranır).mac boyuncada oradan ayrılmayarak cırkeflık yaparlar.ama yınede futbolu ıyı oynuyan kısılerle oynanınca oynayanlara zevk verır..
  • oyunun kalenin iki tarafindan da gol olan $ekli de vardir.ayrica eger biri topu elle falan keserse kendi kalesi onunde herkes ona bir penalti atar..
  • japonlarin ufak yaratiklar olmalarina atifta bulunaraktan kucucuk kalelerle oynanan oyun diye hatirliyorum..
  • ilkokulda basket sahasının etrafına yayılıp oynadığımız oyundur. tam da oyun gibi oyundur. sürekli değişen stratejiler... bi de bence alman kale ya da dokuz aylık a nazaran daha bi teknik olmayı gerektirir.
    arkadaşlara atılan her gol "baba" olma yolunda atılan küçük bir adımdır. oyundan ilk elenip çıkan "anne" olurdu, sonra gelsin "kız kardeş" gitsin "erkek kardeş"...
hesabın var mı? giriş yap