• "iyi matematik bilmeyen toplumda adalet olmaz" demiş. ne güzel de demiş.
  • 86 yaşına kadar yaşayıp trafik kazası sonucu ölmek garip bir kader olsa gerek. itiraf edelim ki çoğumuz hayatta olduğunu bile bilmiyorduk. huzur içinde yatsın.
  • hocasından aldığı tek bir satırdan oluşan referans mektubu ile mite* kabul edilmiştir. tek satır olan bu mektupta şu yazmaktadır:

    "this man is genius"
  • çevresindeki insanlar tarafından "soğuk", "kibirli", "kendini beğenmiş", "ketum, "tuhaf", "ürkütücü",... şeklinde tanımlanmış olan matematik profesörü.

    "bach ezgileri mırıldanarak okul koridorlarında dolaşan bu adamın etrafı albert einstein, j. v. neumann, norbert wiener gibi dehalarla doluydu. kendini insanlardan tamamen soyutlamıştı. wittgenstein, kant, newton, einstein gibi pek çok bilim adamı ve filozof gibi 'içe dönük' ve 'duygusallıktan uzak'tı. nash çıkarlar ve alınması gereken kararlar gereği, insanlar arası kurulması gerekn ilişkiler için duygudan arınmış, sayılaştırılmış formüller geliştirmekteydi. nash'in dünyasında herşey formülüze edilebilir ve rakamlara dökülebilirdi."

    "nash'in en büyük takıntısı; insanların yaşamları boyunca yapmak zorunda kaldıkları seçimleri tamamen saryonel bir düzleme oturtmak ve seçimleri, yapılan hesapların sonucuna göre yapmaktı: gelen asansöre mi yoksa bir sonrakine mi binmeliyim? paramı hangi bankaya yatırmalıyım? evlenmeli miyim? bunların hepsi hesaplanabilir ve tek bir sonucu olan matematiksel işlemlerdi. ne var ki insanlar kararlarında tek başlarına değillerdi. robinson gibi ıssız bir adada yaşıyor olsalardı seçimlerinde bağımsızdılar. ancak toplum içinde başkalarının verdiği kararlar bireyin kararını etkileyebilirdi. ilk asansöre binmeye karar vermiş biri, kendinden önce asansörü 8 kişinin doldurmuş olduğunu görüp, bir sonraki asansörü beklemek zorunda kalabilirdi. dolayısıyla, öyle bir teori geliştirmeliydi ki; birey kendi kararını etkileyebilecek olan diğer tüm bireylerin kararlarını tahmin ederek, en rasyonel kararı verebilmeliydi."

    "nash 21 yaşında yazdığı 27 sayfalık doktora tezinde, her bireyin diğer bireylerin en iyi stratejilerine karşı strateji geliştirebileceği ve sonunda herkesin kazançlı çıkabileceği bir oyun teorisi geliştirdi. nash dengesi diye adlandırılan bu teori ekonomistler için vazgeçilmez bir malzeme olurken; oyun teorisi de devletlerin silahlanmasından, firmaların tam rekabetçi ya da duopol bir fiyatlandırma seçme kararına kadar pek çok alanda uygulanır oldu.

    nash dengesi'ne göre; her birey bir ilişkide bulunduğu diğer bütün bireylerin hareketlerini görerek yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışmalıydı. a bireyinin optimal seçimi, diğer bireylerin optimal seçimlerine bağlıydı. çünkü; eğer a dışındaki herhangi bir birey, örneğin birey b, a dahil diğer bireyler hakkında tam emformasyona sahip ve rasyonel bir birey ise zaten optimal çözümü üretecekti."

    "bir gün akademisyenlerin bulunduğu bir odaya dalıp, başka bir galaksiden canlıların new york times'da kendisine rakamlardan oluşan şifreli bir mesaj yolladığını söylediğinde, arkadaşları önce bunun bir şaka olduğunu düşündüler. hatta aylar sonra öğretmenliği tamamen bırakıp, üniversitedeki görevinden olaylı bir şekilde istifa edip, boston yakınlarındaki bir akıl hastanesinde gözetim altında tutulmaya başlandıktan sonra bile, bu olan bitenlerin bir şaka olduğunu düşünüyorlardı. fakat teşhis konulmuştu: nash paranoid şizofrendi."

    "25 yıl boyunca kapatıldığı hastanede nash, halüsinasyonlarla yaşadı. matematiği tamamen bıraktı. tamamen nümeroloji ile ilgilenmeye başladı. öteki gezegenlerle dünya arasında elçilik yapan bir peygamber olduğunu düşünüyordu. diğer galaksiler sadece onun anlayacağı işfreli mesajlar, rakamlarla dünya ile iletişim kuruyorlardı. bir telefon numarası, ibranice bir harf, bir kravatın üzerindeki desenler sadece onun anlayacağı mesajlar ve şifrelerdi. 25 yıl boyunca şok terapileri, ilaçlar ve ara ara herkesi umutlandıran fakat çok kısa süren iyileşme dönemleri ile geçti.

    princeton üniversitesi'nde artık ölmüş gibi anılır oldu. garip giyisiler içinde dolaşarak oraya buraya formüller yazan dahi ve tuhaf matematikçi artık yoktu. fakat ismi biyolojiden politikaya, ekonomiden matematiğe tüm saygın yayınlarda anılır olmuştu: nash dengesi, de-giorgi nash sonucu, nash-moser teoremi, nash mutabakat çözümü, vs."

    "hastalığı sırasında kanuni izinle avrupa ve amerika'da seyahatlere çıktı. sofistike bilgisayar programları yazmayı öğrendi. ara sıra, eskiden eğitmen olarak bulunduğu, princeton üniversitesi'ne gidiyor, bir köşede kahvesini sigarasını içiyor ve etrafa her zaman yanında taşıdığı kağıtları yayıyordu. kendisine verilen selamlara karşı öylece kayıtsız kalıyordu."

    "1980'lerin sonuna doğru bir gün, fizik profesörü freeman dyson'a dönerek 'kızınız esther'i bugün gazetede gördüm' dedi. kızı bilgisayar konusunda bir otorite olan ve sık sık basında yer alan dyson, nash'i ilk kez konuşurken duyuyordu. dyson o anki duygularını şöyle aktardı:

    -bir kızım olduğunu bildiğini dahi bilmiyordum. benimle konuşması çok güzeldi. fakat o an afalladım birden. bu uyanışa tanık olmak olağanüstüydü. yavaş yavaş, nasıl olduysa, kendine geliyordu.

    bu nash'in ilk uyanma belirtisiydi. belirtiler devam etti. 1990 yılı civarında nash e-posta yoluyla bir sayı teorisyeni olan italyan matematikçi enrico bombieri ile yazışmaya başladı. nash'in mektupları tekrar matematik teorileri üzerinde çalışmaya başladığını gösteriyordu. bu yavaş uyanış herkesin dikkatini çekmeye başlamıştı. yine kendi halindeydi fakat insanlarla konuşuyordu. matematik seminerlerine düzenli olarak katılmaya başlamıştı."

    "1994 ekim'inde yine bir matematik semineri sırasında, princeton üniversitesi'nde matematik profesörü ve nash'i 50 yıldır tanıyan harold kuhn, nash'i arayıp ona söyleyeceği önemli birşey olduğunu belirtti. kuhn, o'na isveç bilim akademisi'nden bir haber getirmişti: nash, 45 yıl önce geliştirdiğikooperatif olmayan oyun teorisi ile iktisat alanındanobel ödülü' kazanmıştı.

    (yaratıcı aktivite:
    - ingiliz psikiyatrist anthony storr: yaratıcı aktiviteye yönelmenin temel nedeni; estetik bir keyif ya da zihin enerjisini kanalize etmek değil, insanlarla iletişim kurma anksiyetesinin üstünden gelmektir.
    deha:
    - fransız filozof sartre: çıkış arayan bir bireyin parlak buluşu.
    - psikiyatrist g. gunderson: bu kişilik yapısındaki bireyler özellikle konusu insan olmayan mekanik, soyut, futuristik ve bilimsel konularda yoğunlaşır ve diğer insanlarla sadece iş konuşurlar, sürekli olmayan ilişkiler kurarlar.)

    (artimento/2002/sayı 10)
  • duvarimda diplomam yerine kendisinin imzali makalesinin asili oldugu, islak imzali referans mektubuna, kullandigi 3 dolma kaleme sahip oldugum hocam. film sahnelerinde anlatilandan daha ote bir kisilige sahip nadir insan.
  • ege üniversitesi matematik bölümündeki rezalet akademisyen kadrosunu ve verilen iğrenç matematik eğitimini görseydi gözleri açık giderdi en azından bunu yaşamadan aramızdan ayrılan matematikçi.
  • su an bulundugum labda hemen benimkinin yanindaki bilgisayarda excel dosyalarina filan bakan, email filan okuyan kendi halinde bir kisilikmis. ben hep yari-tanri filan bi insan zannederdim. russell crowela da uzaktan yakindan alakali bir tipi olmadigini da magazin haberi olarak gecip kendi isime gucume doneyim hemen.
  • oyun teorisi* ni yaptığı katkılarla bugün bulunduğu yere getiren, ancak paranoid şizofren olduktan sonraki 25 yıl boyunca hayatını uzaylıların gönderdiğini söylediği gizli mesajları bulmaya adayan, sonunda iyileşen ve 1994'de nobel ödülü kazanan bilim adamı.

    hayatını anlatan a beautiful mind adlı film yakında gösterime girecek.
  • güzel bir abimizdir çocuklara örnek olur.

    ögrnci-hocam biz bunları nerde kullanıcaz ?
    ad-beautiful mindı izledin mi?
    ögrnci-evet hocam
    ad- olum orda adam matematikle hatun düşürüyor sen hala hocam nerde kullanıcaz.ondan sonra benim niye sevgilim yok.
  • nash, 1928’de abd’nin batı virginia eyaletinin bluefield kentinde dünyaya geldi. mutlu bir ailesi vardı. çocukken kimya ve matematik, sevdiği konular arasındaydı. 1945 yılında kimya mühendisi olmak hayaliyle carnagie mellon (o yıllardaki ismiyle, yalnızca carnagie) üniversitesine girdi. bir süre sonra matematiğe duyduğu ilgi ağır basınca, vektörel cebir ve görecelik kuramı üzerine dersler almaya başladı. 1948 yılında matematik dalında lisans ve lisansüstü derecelerini tamamlayarak, akademik kariyerini sürdürmek amacıyla princeton’a geçti.

    1949 yılında doktora öğrencisiyken yazdığı bir makale, kendisine 45 yıl sonra ekonomi dalında nobel ödülü kazandıracaktı. çünü "insanın doğası"na dair birçok şeyi daha iyi anlamamızı sağlayacak orijinal bir fikir vardı nash’in makalesinde. ve bir yandan da, adam smith’in ekonomi teorisindeki eksik bir noktayı açıklıyordu:

    "bir grubun en yüksek performansı için, üyelerinin her birinin kendi başarıları için ellerinden gelenin en iyisini yapmaları gerekir" biçimindeki teoriyi, "…, üyelerinin her birinin kendi başarıları için ve ayrıca da grubun toplam başarısı için ellerinden gelenin en iyisini yapmaları gerekir" biçiminde ifade ederek, hayatı boyunca üzerinde çalışacağı "oyun teorisi"ni ilk kez ifade etti...

    sonradan, çalışmalarını "düzensizlik ilişkilerini yöneten dinamikler" üzerinde yoğunlaştırdı.

    nash doktorasını aldıktan sonra, massachusetts institute of technology’de ders vermeye başladı. 1957’de mit’teki öğrencilerinden alicia larde ile evlendi. daha sonraki yillar boyunca nash, bir yandan peşini hiç bırakmayan psikiyatrik bir rahatsızlıkla savaşırken, bir yandan da matematik araştırmalarını sürdürdü.
    bugün hala çalıştığı üniversiteye yürüyerek gidip geliyor...
hesabın var mı? giriş yap