• dünya üzerinde, kapısı önünde sabah akşam bekleşen yüzlerce insan olmasına rağmen, içi hiç bi zaman dolmayan tek sahnedir*.
  • kendimi bildim bileli eski okul arkadaşlarımla buluşma mekanım.şöyleki;

    -yarın hede hödöler gelcek. 6 da kadıköyde ol
    -tamam olm(biraz bekler).nerde buluşcaz peki?
    -!!!!!!
    -pardon abi,hata ettim. kusura bakma
  • sonunda beklenen olmuş. büyükşehir belediyesi sürece müdahil olmuş ve restorasyon başlatılmış. konservatuvar binadan çıkartılıyor ve göztepe'deki yerine gidiyor. mekânın tamamı ise tiyatroya ayrılıyor. ana sahnenin kapasitesi neredeyse iki katına çıkartılarak 448 kişi oluyor ve 95 kişilik de çocuk sahnesi inşa ediliyor.

    şehir tiyatroları'nın belki de en sorunlu sahnelerinden biriydi. neredeyse bütün oyunlarını kapalı gişe oynamasına rağmen bakımsızlığa mahkum edilmiş bu harika binanın kadıköy ve istanbul'a daha etkili bir şekilde kazandırılacak olması güzel bir gelişme.

    imamoğlu yönetiminin istanbul'un kültür envanterine yönelik çalışmaları kişisel olarak son derece ilgimi çekiyor ve takdir edilesi buluyorum. şehir açısından önemli çalışmalar.
  • taksim'deki burger king önü neyse kadıköy'de de haldun taner sahnesi o'dur. hele ki soğuk kış günlerinde götünü donmaktan kurtarmak için çay ocağına atarsın kendini. kulplu aida bardakta 1,5 tl'ye alır tiyatronun aylık planını da kaptığın gibi oturursun bir köşeye gelen geçeni izlersin. aslında öyle tiyatroya merakından değil ya insanın o programı alması. iş olsun okuyacak bir şey olsun misali. sonra sonra hacı ayıp olacak o kadar nemalanıyoruz bir tiyatroya gidelim dersin. dersin de bir türlü gidemezsin.
  • bir zamanlar hal binası sonra da itfaiye olan (ya da tam tersi*)yapının içinde yer alan sahne; genelde güzel oyunlara ev sahipliği eder, hayatın içindedir. koltukları pek rahat değilse bile oturma düzeni çok rahattır, ister en önden ister en arkadan rahatlıkla oyunu izleyebileceğinizden bilet alırken iyi bi yerden olsun diye gerilmenize gerek yoktur. bi de oyun hangi dönemde geçiyor olursa olsun mutlaka vapur düdüklerini duyar ve istanbul'da yaşadığınızı anlarsınız.

    iyi bir buluşma mekanıdır ayırca, orada randevulaştığınız şahsı beklerken buluşan başka insanları gözlemlemek çok eğlencelidir, beklerken asık suratlar beklediği insanları görünce gözlerinin içi güler, pek bi hoştur.
  • gişesini haftaiçi bile sabah 11:00'e kadar açmayan, bommmboş karanlık bir fuayeye girdiğiniz, hiçbir yerde asla program, broşür vs bulamadığınız, hayatından bezmiş güvenlik görevlisinin ağzından toplam 3 kelime alabilirseniz şanslı olduğunuz hayalet tiyatroya dönüşmüş olan güzelim sahne.

    saat 10'du ben gittiğimde çarşamba günü.
    güvenlik bana zorla "camda asılı program var işte. yok bröşür" dedi.
    cama fotokopi bir tablo asmışlar, ne tarih yazıyor ne saat. "e oyunlar kaçta peki?" diye sordum, "gişe açılınca sorarsınız" dedi benden nefret ederek...

    ben okurken (arkasındaki konservatuarda okudum 95-99 arası) sabah 9'dan itibaren cıvıl cıvıl olurdu o fuaye. bilet almaya gelenler, program almaya gelenler, prova izlemeye gelenler..
    bizim de dersten kaçıp oyun izlediğimiz çoktu..
    o kadar üzüldüm ki orayı o derece ölü gördüğüm için..

    ülkenin sanat adına geleceği bu işte.
    ölü sahneler.
  • önünde duran çingeler yüzünden yan yana duran/yürüyen kız- erkek için uzak durulması gerekir.
  • arkasinda ise istanbul universitesi devlet konservatuarini barindirir bu sahne. guzeldir ben pek severim,ziyaretine cok gidemesem de..
  • deniz kenarında, kadıköy'ü çok az bilen biri için ideal buluşma yeri, (dolmuş şöförlerinn bir kısmı önünden geçtikleri halde bilmiyorlar o ayrı)
  • kulisi, sahnesi, asansorlu orkestra cukuru, perde duzeni, sahneden duyulabilen muzik sistemi ve 200den fazla spotu ile sehir tiyatrolarinin en iyi ikinci sahnesi.
    birincisi icin (bkz: muhsin ertugrul sahnesi)
hesabın var mı? giriş yap