• gayet normal bir tavır ve gayet aklı başında bir yaklaşımda bulunan canım erkek. sadece amı olduğu için, onu sikmeye çalışacak herkesi egosunun kölesi bellemiş vesikasız orospuların bu adamı aşağılıyor olmaları şaşırtıcı değil aslında. şaşırtıcı olan ancak işine gelen kurallara sarılan kadının uyguladığı bu basit ikiyüzlü oyuna ortak olan, delikanlıcık adamların varlığı. kadın delikanlıya yakışır gazını alttan alttan verdikçe bu gazın dumanında kendini süperman sanan labunyalar "elbette ödettirilmez" demekten kendilerini alamıyorlar.

    aşkınızın içine sıkışan para olgusunun farkına bile varmıyorsunuz ulan. sikiyim kim ödedi, kim ödeyecek muhabbetnizi. masada ne konuşulduğundan, adamın/kadının hayat görüşünden bahseden yok. varsa yoksa kimin eli cebine gidecek tartışması amına koyim. yemek yeniyorsa herkes hesapsız kitapsız ne verebiliyorsa verir arkadaş. sandığınız gibi erkek, sik ve cüzdandan oluşan ilkel bir organizma değildir yani. ben mesela yeni bir ilişkiye başlıyorsam bu parasal durumlardaki tavrına çok dikkat ederim kadının. eğer ki doğal bir akış içinde sürüp gitmiyorsa her şey, isterse jesica alba olsun sikimi sürersem adam değilim.

    ne bitmek bilmez delikanlılık listeniz varmış mübarek. gerçekten delikanlı olmaya çalışsam sonunda kendimi bir amcık kadının amının düdüğü olarak bulacağım. silkin ve kendine gel adamım. tüm o kuralları işine geldiği gibi kodlayıp gizlice bize yedirenler gene kadınlar. gerekirse bir ömür tüm ödemeyi ben yaparım ama asla bir amcık kadının bedeniyle beni kontrol etmesine izin vermem.

    sen de burda yazılanlara kulak asma ergen kişi. sen hep sana söylediğim gibi tüm hayatın boyunca karşına çıkacak kadın çakallıklarına boyun eğmeden içgüdülerine yönel. otuzbir de çek, ayı gibi de tepiş, top da oyna. masaya hesap geldiğinde "ben bir lavaboya gideyim" diyen orospunun da götüne tekmeyi öyle bir vur ki gittiği lavaboda altına sıçsın.

    oh be.

    ilişkili entryler;
    #16389551 (kadınları etkilemenin yolları)

    dipnot:
    lavabo ne zaten amını sikiyim? asli amaç lavaboya mı gitmek orda? "tuvaletim geldi" de. "yüzümü biraz daha boyuyacağım" de, "pedimi değiştireceğim" de. kibar görünüp küfürden müfürden çok daha kaba planlar yapan sahtekar omuriliğini mıncıklayayım senin.
  • (bkz: benim o)
    hatun hesapları ödüyor, ben de onun kredi kartı ekstrelerini.
  • gayet normal olan erkektir. normal olmayan "ödetmek" fiilidir. kafasına silah mı dayamıştır acaba? kadın ödemek istemiştir, ödemiştir. başka zaman erkek ödemek ister, öder. bazen ayrı ayrı da ödeyebilirler. hepsi normaldir. normal olmayan, kadını beslenmesi gereken bir canlı olarak görmektir. ya da kadının, kendisini beslenmesi gereken bir canlı olarak görmesidir.
  • hoşlandığım bir kız vardı...

    2-3 aydır geziyoruz, eğleniyoruz, yemek yiyiyoruz, bi şeyler içiyoruz, hesabı hep ben ödüyorum. hatta bi keresinde bi kız arkadaşını daha getiriyor, hesabı toplu ödüyorum...

    neyse efendim, bu tabii sürekli söylüyor: "hep sen ödüyorsun bi kere de ben ödeyeyim olmaz böyle" vs. en sonunda diyor ki: "bugün sana yemek ısmarlayacağım, mümkünü yok ben ısmarlayacağım." "iyi tamam" diyorum.

    gidiyoruz tiyatro çıkışı, bir yere yemek yiyiyoruz... 25 lira mı öyle bir hesap geliyor, hesabı alıyor bu hafif gözlerini böyle bi açar gibi yapıyor, sonra da ödüyor hesabı... ben tabii o yeşil gözleri öyle görünce pişman oluyorum, içimden "keşke ben ödeseydim" diyorum. sonraki buluşmamızda da yine ben ödüyorum zaten...

    ama keşke o gün de hesabı ödeseydim de, o şekilde rahatsız olmasaydım. normalde 3-4 kere öder, üçüncüde ya da dördüncüde kız itiraz edip, ödemeyi teklif ederse "peki" derim. neticede karşımdaki kişiyi adam yerine koymuyormuş gibi görünmek, 3 kuruşluk hesapla ezmek ya da çakma maço gibi görünmek istemem.

    ama işte dedim ya, bir kereliğine "kadına hesap ödeten erkek" oldum, onda da pişman ettiler.

    haa... bahsettiğim kıza ne mi oldu?

    bildiğim kadarıyla şu anda 2 katım kadar maaş alıyor ve kocasıyla çok mutlu... düğününe çağırdı ordan biliyorum.

    keşke o gün 1 kola daha içseymişim, onu da ödeseymiş.
  • daha ilk buluşmada bu icraata giriyorsa -üstte de dendiği gibi- hesabı kesilir, benden söylemesi. işin içinde para hedesi olunca sanki başka bir takım çıkarlar var gibi görünebilir ve fakat bu bildiğin safi nezaketsizlik.
    kadının da erkeğin de karşısındakini etkileme yolları var. erkeğinki bu kadar basit bir şeyken yapmayın şunu gözünüzü seveyim be. kapıdan geçerken yol vereceksin, garson gelince önce kadının siparişini soracaksın, hesabı ödeyeceksin ve eve -hadi olmadı taksiye- bırakacaksın. sonra devamı gelirse hayat müşterek elbette.

    başıma gelenlerden örnekler vereyim de ne dediğim anlaşılsın:

    - yıl 6-7 yıl evvel. ilk buluşma erkek tarafından ısrar kıyamet ayarlanır. sinemaya gidilecektir. kadın biraz geç gitmiştir, nezaket icabı erkek biletleri almıştır diye düşünür. fakat tabi ki almamıştır. beraber alman hesabı biletleri alırlar. ancak erkek bir milyon lira fazla vermiştir. "ama ben 1 milyon lira fazla verdim" der. kadın çıkarıp o bir milyonu erkeğe verir. erkek "ama şimdi de sen beş yüz bin lira fazla verdin" der. (bilet beş buçuk milyon gibi abuk bir paraydı.)

    - aynı yıllar aynı adam. kadın en yakın kız arkadaşıyla bir barda içmektedir. adam da gelir, otururlar. adam kendine bir bira söyler. iki kadın da bira içmek istemektedirler ancak yanlarındaki parayı topladıklarında ancak bir biraya yeter. adamın gözlerinin önünde kuruş hesabı yaparak bir bira parasını tamamlarlar ve siparişi verirler. (burada biraz adamı tartma var, bakalım ne yapacak bu kez diyerek) adam bu arada ıslık çalarak havalara bakmaktadır. halbuki kadın, adam hesabı öderken cüzdanında banknotlar ve banknotları açık ve net görmüştür.

    - yıl 5 yıl evvel filan. internetten uzun süredir görüşülen adamla buluşulur. mekana gidilir, oturulur, yenilir içilir. kalkma zamanı geldiğinde adam gayet nazikçe garsonu çağırır ve hesabı ister. sonra çabukça "ben bir lavaboya gideceğim" deyip kalkar gider. hesap gelir. kadın, hesap ve başındaki garson bir süre beklerler ki adam gelsin. adam bir türlü gelmez. kadın dayanamayıp hesabı öder. adam gelince yalandan "ay hesap noldu ki ay bak şimdi oldu mu ya" filan der.

    sonra ara ki bulasın bu kadını bir daha değil mi ama?

    bence kuralı belirleyelim, kimsenin kafası karışmasın artık. ilk buluşmada hesabı erkek öder, kadın da bundan mahçup olmuş gibi yapar -bir an elini çantaya götürür ama erkek izin vermez filan.
    sonraki buluşmalarda erkek hesabı ödemede ısrarcı olmaz, olmasın artık. o hesabı bir kere de kadın ödeyecek, izin versin buna. sonrası zaten laylaylom, rahat ol.
  • bizzat babamdır.

    yıllar yıllar önce (yaklaşık 25 yıl), anne ile baba tanışırlar. (bkz: görücü usulü) yemeğe giderler. baba olan mühendis, anne olan ise bankacıdır. yani anne çalışan bir bayandır. efenim, bunlar ilk önce yemeğe çıkarlar, hesabı baba öder. bir sonraki buluşmada yıldız parkına giderler ve oturur pasta yerler.

    anne şöyle düşünür:
    "yemeği o ödemişti, bunu ben ısmarlayayım, zaten 2. buluşma muhtemelen kabul etmez."

    babaya
    "ben öderim." der.

    baba da kabul eder. 25 yıl sonra anne bunu kızına anlatır

    "biz buraya babanla gelmiştik de hesabı ben ödemiştim." diye.

    daha sonra kız bunu babaya anlatır:
    "baba ya anneme hesap ödetmişsin ayıp yahu heheh (="

    babanın verdiği cevap şu olur:
    "bak daha o zamandan belliymiş ne kadar modern, ne kadar eşitlikten yana bir insan olduğum. hayat müşterek mesajı vermek istedim ben orda."

    demem o ki, ne var yani ha erkek ödemiş ha kadın ödemiş. kimin parası varsa ödesin, bitsin bu kavga.
  • bu kadarla kalırsa pek de enteresan bir durum teşkil etmeyecek erkektir. akabinde fişi de istemesiyle*yaran erkek olabilir.

    edit: (bkz: based on a true story)
  • her ili$kinin kaldiramayacagi bir erkek turudur. bunu ali$kanlik haline getirmi$ olmanin abesligi cok acik olsa da bir erkek partnerine "bende az para kaldi ya odeyiversene." diyebilmelidir diyorum. bu tur bir teklife tepki gosterecek di$inin de kadin erkek e$itligi naralari atmaya hakki yoktur.
  • kadın ödemek istiyorsa ve ısrar ediyorsa sorun yoktur ama eğer bu yönde bir irade açıklaması yapılmamışsa en azından kendi payına düşeni ödemelidir, alman usulünü benimsemelidir erkek. aksi takdirde iğrenç bir görünüm ortaya çıkar.
  • bunu alışkanlık haline getirmişse kusura bakmasın yavvşak erkektir. kimse şimdi modernlikten, hayatın müşterek olduğundan bahsetmesin. bu düpedüz küçük çaplı bir kan emicilik çünkü.

    şahsen yaşamakta olduğum bir sıkıntı bu. henüz 1 senesi dolmamış ilişkimde üstüste hesapları ödemek zorunda kaldığımı farkettim. yapı gereği masaya hesap geldiğinde aheste aheste çantada cüzdan arayıp, ezik ses tonuyla "ay nerdeydi bu cüzdan yaa" diyen hatun tiplerinden değilim. ve bunun bedelini ödüyorım sanırım. normalde bilmem kaçıncı ay buluşmasına şarap içmeye götüren, hesabın yarısını bana ödettirirken "diğer kısmını burdan çekin" diyip kredi kartını uzatan bu sevgiliyi kabullendim derken iş iyiden iyice sinir bozucu olmaya başladı maalesef.
    hesap geldiğinde ben maddi sıkıntı yaşadığım halde, çantama cengaver gibi saldırırken o cebindeki cüzdanı slow motion efekti ile çıkarıyor. hesabın yarısı kadar bozuğu olup olmadığını soruyorum, yine ezikçe yok diyor, hesabı vermeye de yanaşmıyor ama ben hanım abla gibi hesabı veriyorum. kendisi gibi benim de maddi sıkıntılarımın olduğunu bildiği halde bunu yapıyor üstelik. "paran yok sevgilim" diyor, "doğru yok" yok diyorum yüzüm düşmüş yerlerde. "keşke ben verseydim" diyor para elinde bana vermiyor ama. para hesabından nefret eden bir insanken sevgilimin benim yanımda böyle güçsüz olması hem kalbimi kırdı hem de beynimde onlarca soru işaretine neden oldu. çok sinirliyim sözlük çok!
hesabın var mı? giriş yap