• var böyle bir balık. gittim iki kilo aldım balık halinden, astım tavana. şıkır şıkır oldu ev. çürüdüler, kokuyorlar biraz ama elektrik faturasıyla işim olmaz artık.
  • alıktır. üzerinde arapça allah yazan balık'ın da kaynıdır. böyle bir gerzekliğe de ancak ümmetçi nurtopları inanır.

    "...yeni doğmuş çocuğa güneşte ısınan sudan 10 çay kaşığı içiriyor. bu suyu içen bebeğin kan dolaşımı bozuluyor ve sapsarı bir hal alıyor..."

    bir bebeği bilimsel deneylerde kullanan bir bilim adamını değil japonya'da dünyanın gelişmiş tüm ülkelerinde perişan ederler, de hafız kime ne anlatıyorum ki ben. bu kadar koyunu güdecek, etinden, sütünden ve yününden faydalanacak elbet badem sesli çobanlar türeyecektir. güderken de işte böyle saçmasapan, akıldan yoksun koyunları hislendiren türden hikayeler lazım. bu da onlardan biri.
  • bilimsel etikten hic haberi olmayan, kucucuk cocukları 'denek' olarak kullanan adamin var oldugunu iddia ettigi balik.
  • yeni doğmuş bebeğe sonuçlarının ne olacağı bilinmeden milyonlarca bakteri içiren çılgın japon profesörün arkadaşı olan balık.
  • bu 800 voltluk ampul acaba akp'nin ampulü müdür diye de sordurtur insana vallahi. neymiş adam araştırma yapmış muhammed diyormuş ki "güneşte ısınan suyla abdest almayın". sebebine bakmış bakteri kaynıyormuş. acaba sebebi arabistanın sıcak bir yer olması ve insanların güneşin altında kalan suyu kullandıktan sonra, hatta çocuklara indirgeyebiliriz durumu, bazı hastalık belirtileri göstermesinin tecrübe edilmesi olabilir mi? yok canım olur mu ööle şey vahi gelmiştir...
  • bana meslek değiştirtecek haber.
    "güneşte ısınmış su" çoğu fakir ülkede sodis adı altında tek ucuz, temiz su kaynağı olarak kullanılıyor çocuğum. güneşin yaptığı herhangi bir ışıma canlı taşımaz, bakteriler güneşten fotonlar aracılığıyla gelen kozmik mahlukatlar değiller. ultraviyole ışımaya tabi tutma da etkili bir dezenfeksiyon/sterilizasyon yöntemidir. sen dangalak gibi suyu açıkta bırakırsan da içinde bırak bakteriyi, mantarı, ben bile ürerim. comprende?
    "lambalı balık" demişken, biyoluminesans görmek için 800 metreye inmeye gerek yok, yakamoz diye bir şey var, onu geçtim ateş böcekleri var ki dört yaşındaki kuzenim biliyor bu hayvanların ışık saçtığını. bir ilim adamı 800 metre derinlikte gördüğü tuhaf canlıda allahı bulabiliyorsa, mariana çukuru'nun dibinde yaşayanları görünce bizzat allah olacak demek.

    hayır şu dünyada şu saçmalıklara inacak kadar cahil insanlar olduğunu bilmesem kızmayacağım da anüsünüzden çıkan fikirlere. illa bırak biyoloji'yi, seri katil ol diyorsunuz ama siz, anladım ben.
  • yemeden önce sigortadan kapatmak lazım.

    (bkz: lüzumsuzsa söndür)
  • hadi inanacak olsam da birim hatası içeren ifade. 800 voltluk enerji kaynağı ne demek lan?
  • kesinlikle tapınabileceğim tek varlıktır. evet uçan makarna canavarı gözümde değerini yitirdi bir anda. ne ki yani ortasında köfte kenarından makarnalar fışkırıyor, uçuyor falan. gayet normal gelmeye başladı. tanrı olan, ben 220 voltta haşat olurken, 800 volta bana mısın demeyendir. 800 volt gerilim, yemin ediyorum düşüncesi bile gerdi beni.
    bir de, 800 voltluk lamba ne lan? 800 watt olmasın o? ya da ne bileyim en yakın tahminle 746 watt demek istemiştir, o da 1 hp, yani 1 beygir gücü. yani aslında bir beygir gücünde balık demek istemiş ama, değişe değişe falan..
    hadi yine 100 wattlık ampüller var ya mesela. 220 volt verince amper ne ediyor 100/220 mi? şimdi bunun denklemi ne? ne bileyim ne bu?
hesabın var mı? giriş yap