katibim
-
"uskudar'a gider iken bir mendil buldum,
mendilimin icine de lokum doldurdum"
sozleri, turk halki ile ilgili 3 onemli ipucu veriri bizlere:
1. herhangi bir yerde buldugu birseyi direkt cebe indirme
2. cebe indirilen materyali bir anda sahiplenme
3. hijyene onem vermeme
ayrica melodi de bir iskoc marsindan arakmis diye duydum, cok uzuldum, coook... -
kâtibin gerçek adı aziz mahmut efendi'dir ve üsküdar icra dairesi başkatibidir; torununun anlattığına göre 17 kere evlenecek kadar çapkındır ve 52 yaşında vefat etmiştir.
türküyü yakan ve besteleyenin ise seyide ayşe hanım olduğuna inanılır, bu bayan da hasan rıza paşa'nın cariyesiyimiş. hasan rıza paşa'nın ölümünden sonra katip bu hanımla evlenir.
şarkının sözlerinin tamamı ise şöyle:
üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur
kâtibimin setresi uzun, eteği çamur
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime sırmalı ceket ne güzel yaraşır
üsküdar'a gider iken köşe başı bakkalı
elinde kalem döker rakamı
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
kâtibimin elinde kanarya kafesi
dar kalıba vurmuş kâtibin fesi
kâtip evlenecek çoktur hevesi
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
üsküdar'a gider iken bir mendil buldum
mendilin içine lokum doldurdum
kâtibimi arar iken yanımda buldum
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kokulu da gömlek ne güzel yaraşır
kâtip kol kol olmuş çayırda gezer
kâtibimin sözleri bağrımı ezer
kâtibimin mektupları cebimde gezer
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
üsküdar'a gider iken bohçam tutuştu
kordonum kesildi, saatim düştü
üsküdar çapkınları peşime düştü
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
üsküdar'dan istanbul'a geçen kayıklar
kâtibim oturmuş fındık ayıklar
kâtip rüyasında beni sayıklar
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
hamiş: kaçak yayın, haziran 2003, sayı 2, sayfa 54-55'deki ibrahim baştuğ'un yazısından devşirilmiştir. -
katip benim ben katibin el ne karisir çıkışını sergileyen guzide eser. sana ne hakikaten. hem katibime kolali da gomlek ne guzel yakisir yarabbim.
-
kısaca "üsküdar" ve "üsküdar'a gider iken" ya da "üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur" gibi isimlerle bilinen unutulmaz istanbul türküsü. şarkı, osmanlı devleti'nde bir 19. yüzyıl kalem efendisi ile bir kadının üsküdar'da yaptıkları gezi hakkındadır. eser, başta bosna hersek, bulgaristan, yunanistan, sırbistan gibi balkan ülkeleri olmak üzere dünyanın başka birçok yerinde bilinir. hatta şarkının farklı dillerde versiyonları da bulunur. kimi kaynaklara göre, sultan abdülmecid devrinde kırım savaşı sürerken ortaya çıkmış bir türküdür ve kökeni bir iskoç marşıdır. osmanlı imparatorluğu'nda abdülmecid devrinde memurlara setre ve pantolon giydirilmiş, iddia edildiğine göre türkünün sözleri bu giyimi yadırgayan halk tarafından memurlarla alay etmek üzere yaratılmıştır. müzik ise, kırım savaşı'na gönderilen iskoç birliği için yazılmış bir marştır. savaşta ingilizlere hastane olarak tahsis edilmiş olan ve halkın kısa eteklerinden ötürü "donsuz asker" lakabını taktığı iskoçların kaldığı selimiye kışlası'nın üsküdar yolunda olmasından esinlenerek, "donsuz askerler" için yazılan marşın melodisine "katibim" sözlerinin uyarlandığı iddia edilmiştir. kimi kaynaklara göre ise, türkü, üsküdar halk kültürünün bir parçası olan kâtip aziz bey ve kendisini görmek için kafesli pencerelere koşan kızların 19. yüzyıldaki sevdalarının şarkısıdır. müziğin yunan, sırp veya bulgar müziği olduğuna dair iddialar da mevcuttur. bulgar yönetmen adela peeva, 2003 yılında şarkının kökeni hakkında “chia e tazi pesen?” (bu şarkı kimin?) adlı bir belgesel film bile çekmiştir. şarkının dikkate değer bir kaydı, 1949'da safiye ayla tarafından yapılmıştır. ayrıca 1968 yılında senaryosu şarkıya dayalı olarak yapılan kâtip isimli filmin başrolünde ünlü ses sanatçısı zeki müren oynamıştır. şarkının birçok versiyonu genellikle farklı sözlerle türkiye'nin komşu ülkelerinde bulunabilir. ayrıca abd başta olmak üzere farklı ülkelerde de şarkı birçok defa kaydedilmiştir. bunlar arasında naftule brandwein, eartha kitt ve son olarak pink martini en çok bilinenlerdir. son olarak, boney m'in rasputin şarkısı ile loreena mckennitt'in sacred shabbat eseri, bu eserin melodisi üzerine kuruludur. hatta mckennitt'in şarkısı bu eserle birebir aynıdır. şarkının sözleri şöyledir;
üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur
kâtibimin setresi uzun eteği çamur
kâtip uykudan uyanmış gözleri mahmur
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
üsküdar’a gider iken bir mendil buldum
mendilimin içine de lokum doldurdum
kâtibimi arar iken yanımda buldum
kâtip benim ben kâtibin el ne karışır
kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
bu tarihi eserin birkaç farklı ve güzel yorumu için;
naftule brandwein (der turk in america) - https://www.youtube.com/watch?v=ywvskrvisnw
safiye ayla - https://www.youtube.com/watch?v=6nutvna--ey
eartha kitt (a turkish tale) - https://www.youtube.com/watch?v=xomw3oo27km
eartha kitt (canlı) - https://www.youtube.com/watch?v=zbf5hob7jam
zeki müren (katip filmi) - https://www.youtube.com/watch?v=cyqb-cbf878
mustafa özkent - https://www.youtube.com/watch?v=aifi1n-jgic
klezroym-fel shara - https://www.youtube.com/watch?v=bvs0tkehpum
dolunay obruk - https://www.youtube.com/watch?v=mugvmlmi-g4
andalusian music - https://www.youtube.com/watch?v=4u50pv9a4bq
alihan samedov - https://www.youtube.com/watch?v=y8gbyxlpcca
boğaziçi caz korosu - https://www.youtube.com/watch?v=dyhwt0ox2bs
esther kaiser trio - https://www.youtube.com/watch?v=m5evdftbka8
incesaz - https://www.youtube.com/watch?v=5gyrn637w8m
luxus - https://www.youtube.com/watch?v=n8dgrmgte68
apo kseno topo (rumca) - https://www.youtube.com/watch?v=9rw-e9qpagw
afrotolia - https://www.youtube.com/watch?v=nxrk-nmtu9o
esra sönmezer - https://www.youtube.com/watch?v=-d3footqf0c
jordi savall - https://www.youtube.com/watch?v=_omh0u-ir9w
ailee - https://www.youtube.com/watch?v=2fjzdky23ie
pink martini - https://www.youtube.com/watch?v=eprxww79pgs
pink martini (canlı) - https://www.youtube.com/watch?v=9la5zworko4
sumru ağıryürüyen & zoe vicajji (ishq kinara) - https://www.youtube.com/watch?v=pxds9elol1a
nilüfer verdi - https://www.youtube.com/watch?v=3ymnoyqw2aa -
sozu edilen parcada gecen katip tiplemesi ibneye benzeyen sarki. suslu giyiniyor gozler mahmur falan. ancak kari parasi yiyen erkeklere de benziyor diyecem karisacak. bu nedenle sanki oglanci biri tarafindan yazilmis gibi geldi bana. o devirde belki de bunu acik etmek cok hos karsilanmiyordu sarki bu sekilde yazildi kimbilir.
-
1960 senesinde hayat mecmuasinda halide edip adivar imzali olarak cikmis bir yazi. yazida katibim turkusunun dogumuna neden olan ve yazarin katibim ile ayni mahallede oturan bir kadindan isittigi hikaye anlatilmakta.
turku yasli dul bir kadinin ask macerasindan bahsetmektedir. yasli deniyor ama bu sifatin gecen yuzyil baslarinda otuz yasina basmis her kadin icin kullanilan turden oldugunun alti ciziliyor. bu zengin ve yasli dul kadin mahallesindeki genç ama evli bir katibe gonul verir. yazar, olayin, cogunlugun mintan giydigi ama katibin kolali gomlek kusandigi gunlerde mi yoksa katibin cogunluga uydugu gunlere mi denk geldigini bilmiyor zira rivayete gore katip, kolali gomlegi dul kadin sayesinde giymeye baslar. neyse uzatmayalim, dul kadin, bugun bile garip karsilanilacak bir genislikle katibin karisina, kocasini paylasmak kosuluyla diger bir deyisle ikinci karisi olmasi sartiyla dolgun maas baglamayi teklif eder. genc kadin, dulun servetine varis olma emeliyle teklifi kabul eder. karar asamasinda katibin dusuncesine ve tepkisine deginilmemektedir. ancak sonuca baktigimizda katibin her hangi bir itirazi olmadigini goruyoruz: katip ikinci evliligini dul bayanla yapar ve belki de bu evlilikten sonra unlu kolali gomlegini giyer ve tek atli acik bir arabada isine gidip gelmeye baslar. sonucta her iki taraf icinde mutlu ve huzurlu bir cozum bulunur. -
müzik tarihimizdeki en güzel şey olabilir. discover weekly'mden şöyle güzel bir uyarlaması çıktı geldi bu sabah. kadebostany-maybe the war is over
-
hiçbir millet tarafından paylaşılamayacak kadar güzel bir ezgiye sahiptir ve en çok ud'a yakışır.
sirus'un caravan albümünde allah-huh,
burhan öçal'ın groove alla turca albümünde katibim,
laço tayfa'nın in the buzzbag albümünde freeway to üsküdar,
harem'in time of rhythm albümünde üsküdar,
erol parlak bağlama beşlisi'nin eşik albümünde istanbul türküsü,
divahn grubunun aynı isimli albümünde yodukha rayonai,
alihan samedov'un balaban 2 albümünde,
orfeon oda korosu'nun orfeon albümünde ve
mustafa kandıralı & ensemble'ın caz roman albümünde üsküdar'a gider iken,
adlarıyla yorumlanmış, aynı zamanda marcel khalifa'nın çeşitli konserlerinde çaldığı, klasik türk sanat müziği yorumları ve rumca versiyonları bulunan bir şarkıdır. -
ne vakit dinlesem, alır çocukluğuma götürür beni.
ilkokuldayım. önlüklerin siyah olduğu dönemler. öğretmenimiz ramazan isimli bir arkadaşı karatahtaya davet ediyor. sarı saçlı, kıpır kıpır bir çocuk ramazan. kapkara podyesiyle, karatahtanın önüne çekingen tavırlarla geliyor. sanki teneffüslerde kıçı topuklarına vura vura koşturan çocuk o değil, öyle süklüm püklüm.
"evet ramazan, senin sesinin çok güzel olduğunu duydum. hadi bize bi şarkı söyle" diyor öğretmen. der demez, bizim ramazan kıpkırmızı kesiliyor. siyah önlüğü, sarı saçları ve kırmızı yüzüyle, renk cümbüşü halinde karşımızda duruyor. ne kadar kötü durumdur hayatın ve çocukluğun bu anları. birileri hep "pipisini göstersin", "şarkı söylesin" diye kalabalığın önüne itiverir seni va mal gibi ortada durur, ne bok yiyeceğini şaşırırsın.
neden sonra cesaretini toplamış olmalı ki, tiz perdeden dalıveriyor şarkıya ramazan: "üsküdar'a gider iken, aldı da bir yağmur/katibimin setresi uzun, eteği çamur" hayatında üsküdar'ı hiç işitmemiş, setre nedir bilmeyen bizler, hep birlikte afallıyoruz. afallamalar bakışmalara, kikirdemelere dönüşüyor. gülmemek için zor tutuyorum kendimi, "bu ne ya" sorusuyla bakıyor her tarafa gözlerim. ramazan "mendilimin içine de lokum doldurdum" dediğinde kahkaha atmaya meyilli bir grup yaygarayı basıyor, o grubun içinde ben de varım elbette. iş sarpa sarınca hepimizi azarlayıp susturuyor öğretmenimiz. ramazan da soluk soluğa bitiriyor şarkıyı zaten. bütün sınıf alkışlıyoruz sonra, ömründe hiç üsküdar görmemiş üsküdarlı sarı ramazan'ı.
ne vakit güzel sesli bir ablanın sesinden dinlesem şimdi bu şarkıyı, artık yollara mentollü kağıt mendillerin düşürüldüğünü ve bunlara lokum konulamayacağını düşünürüm. ve tabii ki o güzel çocuğu, ramazan'ı yad ederim; hayatın güzel bir yerinde olmasını dileyerek. -
engin ardıç'ın reşat ekrem koçu'dan rivayet ettiğine göre eskiden "donsuz asker marşı" olarak bilinen şarkı. kırım savaşı sırasında istanbul'a gelen ingiliz ordusunda görev yapan iskoç askerlerin gayda eşliğinde bu şarkının melodisine benzer bir melodi çaldığı, bu besteyi çok seven halkın da bu şarkıyı katibim adnan beye mal ettiği rivayet edilir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap