• salonda yatın o zaman yatak odasına gitmez.
  • yolu yokmuş da, o sizi eğitirmiş de, yok kedi yatağa önden gidiyormuş da sonra o girmek için uğraşıyormuş da bla bla bla. evde kedim olmasa inanacağım bu boş konuşan tiplere.

    uyumadığımız zaman, kapının önüne geldiğinde 2-3 defa şşşt diye durdurunca girmemesi gerektiğini öğrendi. gece uyurken de, miyavlaması üzerine 2-3 defa yine şşşt diye odasına doğru kovalayınca, miyavlama da kesildi.

    hani yolu yoktu?????

    ekleme: sabah uyanınca hemen mama vermeyin, uyandığınızda mama veriyorsunuz diye şartlanıyor ve uyandırmak için ses yapmalar başlıyor.
  • kapatın kapıyı birkaç hafta uykusuz kalırsınız miyavlamasından ama bir süre sonra alışır yatak odasına girmemeye.
  • yatmadan önce yarım saatinizi kedinize ayırın, oynayın ilgi gösterin ve yorun.

    ben kendisi ile yarım saat kadar salon-yatak odası-salon-yatak odası... şeklinde koşarak oynuyorum. sonra da mışıl mışıl uyuyoruz yatıp. mis...

    ek: yatak odasından uzak dursun diye değil bu tavsiye, başlığı açan yazarın "uyutmuyor" şikayetine bir cevaptı. yoksa kedimle uyuyorum gayet, kendisi yatağın yarısını kaplasa da...
  • ev zaten hepi topu 50 m2 ve iki odalı. bazen ben darlanıyorum iki odaya tıkılı kalmaktan. şimdi hayvanı tek odaya nasıl hapsedeyim? bazen bu benden evvel gitmiş yatakta uyuyor oluyor. siktir et uyusun diyerek gidip salondaki koltukta yatıyorum. uyuduktan on dakika sonra gelip uyandırıyor. yerine yatsana olm boynun tutulacak diyor. yerime yatıyorum. sonra çakal benim ısıttığım koltuğa çöküp film izliyor.

    kedi sizin ev arkadaşınız değil can yoldaşınızdır arkadaşlar. kendi halinde gelip yanınıza kıvrılıyorsa uyku düzeninize ve hareketlerinize de zamanla alışır. mesela bizimki aniden horlamaya başlayınca korkup kafama pati atıyordu. ya da aniden yuvarlanıp bunu sıkıştırınca bağırıyordu. şimdi mesafeyi koruyarak yaklaşıyor. horlayınca diğer odaya kaçıp kapıyı kapatıyor. kulak tıkacının ne olduğunu bilse kendi takar. yüzüne kolonya filan sıksam çok alınır. büyük küfür eder, aynısını senin anana bacına yapsalar muhabbetine girer. ben de kendi can sağlığım için öyle bir şey yapmam.
  • şu kedi eğitilemez, kedi kafasına göre davranır geyikleri çok sıktı. kediler gayet eğitilir. şartlı refleks ve ödül sistemiyle eğitilemeyen canlı yok adamlar leoparı, sırtlanı eğitiyor kediye mi kalır eğitilememek anasını satayım.

    evde bir kedimiz vardı üzerine sokakta kötü durumda olan bir kedi daha sahiplendik. önceki kedimiz pek yatağa vs. gelmez azcık yabanidir. fakat yeni ufaklık sabahın 5'inde üstümüze zıplıyor, kafamızı ıssırıyor vs. uyanıp okşayıp uyumaya devam ediyorum fakat burada durum şu ki zaten millet işten güçten doğru düzgün uyku uyuyamıyor, herkes sizin gibi top atsan uyanmaz modda değil, insanların uyku kalitesi istemesi en büyük hakları.

    kaliteli uyku için kedinin odaya girmesini istememek de bir hayvanseverin en büyük hakkı. lütfen madem istemiyordun odada neden sahiplendin romantizmini de bırakın.

    sorunun çözümüne gelince. kediler yüzlerine üflenmesini hiç sevmiyor. büyük kedimizin çoğu huyunu bu şekilde törpüledik. alibaba ve amazon'dan araştırırsanız minik, sensörlü hava üfleyiciler bulabilirsiniz kediler için. kediniz eşiği her geçtiğinde suratına üfler cihaz, kediniz de bir süre sonra oraya adım bile atmaz zaten o cihazı gördüğünde.

    herkese bol guruldamalı günler dilerim :)
  • yakında dört aylık olacak ufaktan canavar bir dişi kedimiz var. ilk birkaç akşam gerçekten illallah dedirtti. şimdiyse, bulduğumuz bir yol sayesinde sorunumuz yok:

    pisimizin malzemeleri (mama kabı, su kabı, kum v.b.) genelde antrede duruyor. yatmaya yakın hepsini salona taşıyoruz ve bir oyuncağı salonun ortasına fırlatma vesilesiyle pisiyi salona koşturuyor, ışığı söndürüp üstüne kapıyı kapatıyoruz. ilk zamanlar ona da miyavlıyordu ama artık şartlandı herhalde, ışığı söndürünce "ha tamam uyku vakti geldi demek ki" der gibi gidip en sevdiği yer olan yemek masasının sandalyelerinden birinde uyuyor.

    salonda biri yatacak ise bu sefer aynı işi çalışma odası için yapıyoruz. mutluyuz, huzurluyuz...
  • yok kedi eğitilmez, yok şöyle eğitilmez, yok neden evinize aldınız beraber yatmayacaksanız diye bir araba boş laf entry girilmiş. toxoplazma gondii etkisinde yazıldığını düşündüğüm entryler bunlar. tek tek cevap vereyim efendim herbokolog ekşi yazarlarına.
    1- kedi eğitilmez falan değildir. gayet de güzel eğitilebilir tarafımca kendi kedim yatak odasına girmemesi gerektiğini öğrenmiştir. sabahları kapıyı açınca odayı şöyle bir kolaçan edip çıkar tabiki yaramazlık olarak ancak yasak kavramı kedilere de öğretilebilir.
    2- kedimi 1.5 aylıkken ve annesi ölmüşken kasım ayında her tarafını mantar kaplamış halde aldım. ankara'da soğuktan donarak ölmesin diye aldım. ayrıca kediye alerjim var napayım kedi gelsin yatsın diye nefessiz mi kalayım?
    3-tezgaha da çıkarmış kedi? gelsin ağzımıza da sıçsın.
  • kedi eğitimi gerzek edition

    en önce: kedi insan değildir. doğruyu ve yanlışı bilmez, siz öğretmelisiniz.

    ikinci olarak: evet kedi, köpek de değildir fakat yine de eğitilebilir. tıpkı insanlarda olduğu gibi kimi çabuk öğrenir, kimi geç öğrenir, kimi de öğrense de uygulamaz, inatçıdır.

    sadece klasik koşullanma, ödül ve ceza ile kediyi eğitebilirsiniz. ceza dediğim fiziksel ceza değil, buna geleceğiz.

    yapmasını istediğiniz şeyi yapınca ödüllendirin. ödül maması olabilir, yaş mama olabilir, sevdiği oyuncağı vermek olabilir, okşanmasından hoşlandığı bölgeden okşamak olabilir, içten bir aferin bile olabilir. neden hoşlandığını bilmiyorsanız sizde problem var demektir, önce nasıl sorumlu şekilde kedi bakılır konusunda kendinizi eğitin. kedi bakmak ile saksıda çiçek bakmak farklı şeyler.

    örnek: koltukları tırmalıyor: kendi tırmalama zımbırtısını kullandığı her seferde ödüllendirin. halıya çişini yapıyor: tuvaletini kullandığı her seferde ödüllendirin.

    ödüllendirmede kritik nokta, tam olarak eğitim alıncaya kadar doğru davranışı yaptığı her seferinde ve evdeki herkes tarafından ödüllendirilmesi. sabır ve tutarlılık. bir de ödül hemen verilmeli yoksa aradaki davranış-ödül bağlantısını kuramaz.

    ceza: şşşşt demek ve çok bağırmadan kararlı bir ses tonuyla "hayır" (veya belirleyeceğiniz başka standart bir kelime) şeklinde seslenmek. cezada da sabır ve tutarlılık önemli.

    cezada kural şu: hiçbir zaman fiziksel ceza veya temas yok, zarar vermeyecek kadar hafif de olsa. su spreylemek de yok. evet zarar vermiyor, evet işe yarıyor ama aranızdaki ilişkiyi zedeler ve daha ağır davranış bozukluklarına yol açma tehlikesi var. şşşşt ve "hayır" yaptığının yanlış olduğunu anlaması için yeterli. burada amaç zaten iletişim kurmak, ceza vererek sinirimizi yatıştırmak değil.

    cezada bir diğer püf noktası: mutfaktan salona geldiniz ve halıda çiş var. iş üstünde yakalayamadığınız için ceza verirseniz cezalandırıldığını anlar fakat neden cezalandırıldığını anlayamaz. hatırlayın, insan değiller, dolayısıyla o kadar da zeki değiller. suç üstü yapamadığınız hiçbir şeyde cezalandırmayın.

    bir de kedi sahiplerinin benim asla anlayamadığım bir davranışları var. yemek masasına gelmesini istemiyorsunuz. gelip sizi rahatsız etti diye sinirlendiniz ve bir an önce gitsin diye masadan bir yiyecek alıp verdiniz. kendinizi kedinin yerine koyun, bir sonraki yemekte masaya gelir misiniz gelmez misiniz? hatırlayın: klasik koşullanma. hiç bir zaman olumsuz davranıştan sonra ödül anlamına gelebilecek bir şey yapmayın.

    başlık konusundan örnek: yatak odası kapısı önüne geldi ve bağırıyor. önce sabrettiniz ve sonra dayanamayıp sussun diye içeri aldınız. bu esnada kedi: hımmm, kapı önüne gelip yeterince bağırırsam kapı açılıyor!

    kedi eğitiminde çok yapılan hatalar: tutarsız davranmak, eğitimde uzun süre sabredememek, aile bireylerinin farklı tavırları, fiziksel veya aşırıya kaçan cezalandırma, ödül yöntemini kullanmamak, kendi iş bilmezliğini kedinin üstüne atmak (bizim kedi bildiğiniz kedilerden değil). eğiten nasıl eğitiyor? (pardon, onların kedisi çok uslu çok akıllı)

    edit: eğitimle ilgili iki ilave

    - bir kediye köpeklerin yaptığı hemen her şeyi yaptırabilirsiniz. ancak çok yavaş ilerlemelisiniz. örneğin tırnak kesimi eğitimi. önce tırnak makasını yaşam alanına bırakıp görsel ve dokunsal olarak alışmasını sağlayın, sonra patilerine dokunmanıza izin vermesine alıştırın, sonra tırnaklarını çıkarmanıza izin vermesine, sonra her seferinde bir tırnağını kesmenize izin vermesine ve nihayetinde tüm tırnaklarını bir seferde kesmeye. yeni bir şey yaptığınızda olumsuz tepki veriyorsa zorlamayın ve birkaç saat sonra veya ertesi gün tekrar deneyin. bir aşamayı tam olarak başarmadan bir sonraki aşamaya geçmeyin.

    - ceza yönteminin alternatifi olarak görmezden gelmek. bazı durumlarda cezadan bile daha etkili. kedi ilginç bir canlı, diğer evcil hayvanlara benzemiyor. sırf can sıkıntısından dikkatiniz çekmek ve onu cezalandırmanızı sağlamak için vazgeçirmeye çalıştığınız olumsuz davranışı sergileyebiliyor. felsefesi "ceza, hiçbir şeyden iyidir". hani gözünüzün içine baka baka masadakileri deviriyor ya, işte bu o. bu yöntemde olumsuz davranışı yapan kediye, o birden bire ortadan yok olmuş gibi davranılır. seslenilmez, dokunulmaz, göz teması kurulmaz ve yanından uzaklaşılır. ta ki o da size olan o anki ilgisini kaybedene kadar. örneğin karnını severken elinizi tırmaladı. hemen hiçbir şey demeden ilginizi kesin ve oradan uzaklaşın. gece uyandırmalarında sabırlı olabilirseniz bu yöntem çok işe yarar. uyarmış olayım, önce olumsuz davranışta artış olur, ancak sonradan azalır ve ortadan kalkar. uyarı: ciddi saldırı durumlarında veya çocuklara yönelik saldırganlıkta bu yöntem kullanılmamalı.
  • başlık kediyi yatak odasından uzak tutmanın yolları ama gelmişler hala “neden uzak tutasın ki, yatak odasına sokmayacaksan neden kedi sahiplendin vs.”
    yahu size ne arkadaşlar, herkes sizin gibi düşünmek zorunda mı? varsa önerin yazarsın, yoksa senin bunu burada eleştirmen ne alaka? bunla ilgili açarsın başlık, orda tartışırsın.

    tavsiye mi okuyoruz yoksa azar mı işitiyoruz belli değil amk.

    benim de merakla beklediğim tavsiyeler içeren başlık.
hesabın var mı? giriş yap