kırlent

• türkçeye, fransızca "guirlande" kelimesinden gelmiştir.
• annelerin, baklava dilimi gibi, kızlarınınsa kareler halinde sıraladığı gadget.
• islemeli dantelli kare seklinde yastik, genelde kirlenmesin diye kullanilmaz.
• bir zamanlar arabalarin, ozellikle 76 model anadollarin arka camina konulan nesne.
• (bkz: istanbul menkul kırlentler borsası)
• anne demektir; bir de özenmesi bir kadının evine...
  eskiye dairdir, sadece eskide kalandır belki de...
• bunu eve alıp da koyan kadın kesinlikle kavgayı seven birisidir. gerilmesi için 'somut' sebepleri de hazırdır; aha da bu işte!
  
  ben bu kadar gereksiz, bu kadar polemik konusu olan başka bir eşya göremedim evde; kırlent! allah bunun cezasını versin, ulan koltukların üzerine konuluyor; dirseğini dayasan suç. ufak tefek pıtırcık bir şey, tam ele yatkın; birisine fırlatsan suç! televizyon izleyeceksin, kıvrılıyorsun koltuğa; başının altına alsan suç! yere oturayım altıma alayım desen; abooov işitmediğin laf yok! ne menem bir şeymiş arkadaş bu. kesinlikle eve, kadınlar üzerinden rahatça çene çalsın diye alınmış bir gereksizlik. hemen kızılır mı ya bir kırlente yaklaşım biçiminden dolayı insana? ayıptır yani. hiç sevmiyorum; böyle vitrindir, salak salak kırlenttir, tv üstü dantelimsi eşyasıdır, yatak örtüsüdür hepsinden nefret ediyorum.
• eve değişik bi hava katan minnak koltuk yastıkları. l koltuğumda büyük yastıklarım vardı. 4 senedir kullanıyordum ve sıkıldım. dedim kırlent alayım. güzel desenlı kılıflar bulup büyük yastıkların içini bunlara doldurdum. evin havasını değiştirdi bi anda. çok hoşuma gitti.
• -çiçek veya yaprak işlemeli süs..
  -işlemeli veya işlemesiz bir tür küçük yastık..^*
• bati dillerinden gecmis bir kelime. geldigi yerde celenk manasina geliyormus.