• "insan özgür olabiliyorsa,
    kişi olabilmiş demektir...

    özgür insan, kişidir.

    kişi, özgürleşmiş insandır."*
  • özneliğin öznenin kendi özgürlüğünü talep etmesiyle birlikte edimsel hale gelişi kişilikle neticelenir. kişi özne olduğunun farkında olan, kendine varlığına dönük hak talep edendir. buradaki farkındalık, istencinin soyut ve fakat mutlak özgürlüğünün farkındalıktır. ben olarak ben, bir istenç, bir arzu, bir atılım haliyim. istencim en saf haliyle sınırsız, dolayımsız bir uzanış. ikarus gibi.

    ama ben aynı zamanda belli bir kişiyim. boyum belli posum belli. yüzgecim yok, kanadım yok. aynı anda sonsuz arzum da yok. sonluyum ben. ikarus gibi.

    işte kişi bu sonsuzlukla sonluluğun birliğidir. georg hegel der ki, kişinin en üstün başarısı, bu çelişkiyi taşıyabilmesidir. kuş bu yükün altına girmez evet, ama sefasını da ben sürerim. kuşlar değil, ikarus'tur özgür olan tamam mı?
  • "nasıl da, hep değişen,
    ama hiç değişmeyen bir şey,
    şu kişi." `

    ***

    "kişi, kendini hep yitiren, hep de yeniden bulmağa,
    yeniden kurmağa çalışan varlıktır.

    kişi yoktur; ya da varlığı, yokluğudur..."

    ***

    "kişi, bir insanın kendine dönüp dineldiği yerlerde oluşur - o yerlerin toplamıdır."

    ***

    "bir insan, 'cins'inin özelliklerini yinelediği sürece kişi değildir - ancak yinelenemeyecek, yepyeni bir yanıyla ortalama 'genellik'ten ayrıldığı yerlerde kişi olabilir."

    ***

    "ancak insan olarak aykırılıklar yaşayan, kişi olabilir -
    ya da: kişi, aykırılıklar yaşayabilen insandır.

    insan aykırılaştıkça, kişileşir;
    kişi, aykırılaşmış insandır.

    kişi, aykırıdır."

    oruç aruoba - yürüme
  • koca olarak kullanıyor lan bunu bazı kadınlar. tabii yaşlı kadınlar. cümle içinde kullanıyorum;

    -huuuu ayşee gişin nerde gıııız

    gibi. evet bi de gişi diyorlar.
  • borç altına girebilen ve haklara sahip olabilen varlıkları ifade eder.
  • tüm işi gücü kendisiyle olmalı..

    olumlu olumsuz tüm gidişatlarda, hayatın tüm iniş ve çıkışlarında stabil kalabilmenin yegane formülü sanırım bu. çok uzun zamandır dengenin peşinde koşuyorum. onu yakalayabilmek için hep ona doğru atmaya çalışıyorum adımlarımı. bugüne kadar bırak yakalamayı yaklaşamadım bile. ve şimdi bu fikirle beraber elimde bir ipucu olduğunu düşünüyorum.

    her şey çok kötü mü gidiyor? kendine dön. hani olmaz ya, her şey çok harika mı gidiyor? sen bile şaşırdın mı gidişatın güzelliğine? kendine dön. aldanma onların kirine pasına ışıltısına. aslında hepsinin içinde aynı potansiyel gizli. her türlü zorluk ve güzellik kendini geliştirebilmen için bulunmaz birer fırsat. ama sorma bana bu kadar kişisel gelişim ne için diye. daha onu çözemedim.* tek bildiğim beynimdeki sinaps trafiği ve içimdeki eğilim.
  • severek kullandığım, türkçenin en sevdiğim sözcüklerinden biridir: kişi. "insan" sözcüğünü kullanmaktan kaçınır, kişi, derim hep. orhun yazıtları'ndan beridir değişmeden gelen kişi'nin fonetiği pek hoş gelir kulağa: kişi.

    iki cümleyle karşılaştım dün veya bugün (artık günleri karıştırır oldum) okurken kabusname'yi. sanki okunmak için asırlardır beni bekliyorlarmış gibi.*

    "ondan sonra, insan ile insan ol, kişi ile kişi. çünkü insan başkadır, kişi başka, insan çoktur ama kişi az bulunur."
  • hule, kadın ya da erkek farkı gözetilmeksizin, somut birey; kendisine hem bedensel karakteristikler ve hem de zihinsel özellikler yüklenebilen öge ya da yapı. insanın gerçek, temel, özsel beni.
  • insanlık adı altında tanımlanan büyük kümenin, ortak kümeler vasıtasıyla diğerleriyle iletişime geçebilen detaylı ve özgün kümesi.
  • "niçe tetik erdin birer sehv kilür
    niçe pür hünerde birer ayb bolur
    bu bir aybdan ötürü başıng kesgüci
    ajunda tirilgü kişisiz kalur
    tiril edgü fiilin köngüller alıp
    isizlikdin özni sirenggü salıp
    iter bolsang işni sanıp saknıp it
    kirekmü kireksüzmü kirtü bilip
    ne iş utru kilse sanga ket yakın
    ol işning öngni songını sakın
    sevünç irse kidin köngül tut anga
    ökünç irse ondın ozarak sakın
    eren hayrı şerri güzaf kiçmes ol
    isiz edgü işke yanut bozmaz ol
    aya edgü uman isizlik kılıp
    tiken tarıgan er üzüm biçmez ol"

    künümüz türk tili birle

    "insan ne kadar uyanık olsa da bir hata yapar
    ne kadar hünerli olsa da bir ayıbı olur
    bu bir ayıptan ötürü baş kesen
    bulamaz dünyada yaşayan insan
    yaşa iyi eylemlerle gönüller alıp
    kötülükten kendini bir kenara çekip
    işini düşünüp taşınarak yap
    gerekli mi gereksiz mi iyice bilip
    ne iş çıkarsa karşına iyice incele
    o işin önünü sonunu düşün
    sonunda seveceksen gönül ver ona
    pişman olacaksan önceden sakın
    insanların hayrı şerri lafla geçmez
    iyi ya da kötü işin yanıtı gecikmez
    ey kötülük yapıp iyilik uman
    diken eken insan üzüm biçemez"

    der imiş edib ahmed yükneki
hesabın var mı? giriş yap