• "kız kulesi m.ö 2475 yılında atina kralı tarafından istanbul'da geçen dizilerin sahne geçişlerinde kullanılmak üzere yaptırıldı."
  • ırzına geçilmiş bir şehrin son bakiresi.
  • hakkında bin türlü efsane olan istanbul'daki üc kuleden biri.
    kız kulesi ile ilgili rivayetlerin en eskilerinden biri, istanbul’un, ya da o zamanki adıyla byzantium’un atina’nın hükümranlığı altında olduğu döneme dayanıyor. bu rivayete göre, makedonya kralı filip’in istanbul’a saldırma ihtimaline karşı, atina krallığı, istanbul’u korumak üzere amiral hares komutasında 40 pare gemi gönderiyor. hares’in çok sevdiği eşi damalys öldüğünde, amiral, eşini buradaki kayalıkların içine oydurduğu bir mezara defnediyor.
    bir başka efsaneye göre ise, leandra adlı bir genç burada bir genç kıza aşık oluyor. her gece, sevgilisiyle buluşmak için karşı kıyıdan yüzerek buraya gelen leandra’ya yol göstermek için, sevgili kız kulesi’nin bulunduğu kayalıkların üstünde ateş yakıyor. bir fırtınalı gecede genç kızın yaktığı ateş sönüyor. leandra, kayalıkları bulamıyor ve yolunu kaybediyor. boğazın serin ve karanlık sularında boğulup gidiyor. leandra’nın ölümüne dayanamayan sevgilisi de intihar ediyor.
    bizans dönemiyle ilgili efsane de, eski yunan hikayesindeki gibi ‘acı son’la bitiyor. falcılar, bizans kralına, ‘sevgili kızın, yılan sokmasından ölecek’ diye, kötü bir haber veriyor. kral, kızını yılan sokmasın diye, kız kulesi’nin bulunduğu kayalıklara bir ev yaptırıp, kızını buraya yerleştiriyor. ancak genç bir subay, kralın kızına aşık oluyor. günlerden bir gün, genç subay, prensese sunmak için bir demet çiçek hazırlıyor. çiçek demetinin içinde gizlenen bir yılan, talihsiz prensesi sokup öldürüyor.
    selçuklu dönemiyle irtibatlandırabileceğimiz battal gazi efsanesinde ise ‘mutlu son’ var. battal gazi, üsküdar tekfuru’nun kızına aşık olunca, tekfur, kızını burada yaptırdığı kuleye hapsediyor. bunu öğrenen battal gazi, kuleyi basarak tekfur’un kızını kaçırıyor.
    evliya çelebi’nin hikayesi ise osmanlı döneminde geçiyor. çelebi, sultan bayezid-i veli zamanında, kız kulesi’nde yaşayan bir velinin, her gün cübbesinin eteklerini toplayıp denizin üstüne oturarak sarayburnu’na gittiğini ve sarayda padişah’a ders verdiğini anlatıyor.
    www.ibb.gov.tr/istanbultr/330/33001/kule.htm
  • restoranı bildiğin tabldot restoranıdır. seçmeli menü adı verilen bu sömürü düzenide başlangıç ara sıcak ana yemek ve tatlı alınmak zorundadır. her kalemde (başangıç, ara sıcak vs.) 3'er seçenek vardır. yani bildiğin tabldot'tur. ayrıca servis de gerçekten çok kötüdür. fiyat performans olarak gittiğim en kötü restoranlardan biridir.
    ayrıca birisi krem brüle'yi bu arkadaşlara öğretirse sevinirim. frambuaz soslu krem brüle istediğimde bana çikolata sosluve "brüle olmayan krem" getirdiler. tatlı, krem brüle olmadığı gibi franbuaz soslu da değildi. garsona bunun krem brüle olmadığını ayrıca frambuaz soslu olmadığını söylediğinizdeyse o tatlıyı götürüp aynı tatlıyı çilek sosuyla getiriyorlar. bu da krem brüle değil ayrıca bu da frambuaz sos değil dediğinizdeyse garson kendini savunmaya geçip ben içeriye krem brüle dedim bunu verdilerse beni bağlamaz gibi birşey söylüyor. adam başı içkiyle beraber ortalama 150 tl bayıldığınız bir yerde en azından özür olarak bi çay kahve bişey teklif edilmesini bekliyorsunuz ama tabii babayı alıyorsunuz.
    bu hengamelerde yemeği yedikten sonra yukardaki bara çıkıp birşey içmek isterseniz 10 tl gibi makul ücret ve mükemmel manzara ile bira içebilirsiniz. (bira bu paraysa diğer içecekler de uçuk kaçık değildir herhalde)
    özet: restoranına gidilmemesi barınaysa gidilesi mekandır.
  • sunay akın bir röportajında şunları söylemiş: "kız kulesi istanbul'un uyur gezer kızıydı. uyandırıldı. ve cidden bunu kabul edemiyor. o düşlerden uyandı. oraya gitmenin, orada mönülerden yemek seçip salt yemek yemenin, arkadaşlarla buluşmanın hiçbir anlamı ve güzelliği yok... çünkü içine girdiğinizde kız kulesini göremiyorsunuz ki zaten... yani istanbul'da istanbul'u sevdireceğiniz en çirkin yer kız kulesi'dir, çünkü yalnızca oradan baktığınızda kız kulesi'nin güzelliğini göremiyorsunuz. ben istanbul'u çok seviyorum, çünkü salacak'tan bakıyorum. kız kulesi'ne elbette gidilmeli, ama ne için gidilmeli? belirli zamanlarda sanat etkinlikleri yapılabilir. yazlık sinemalar kalmadı değil mi? yazın kız kulesi'nin beyaz duvarı bir yazlık sinema gibi değil mi? oraya tahta tabureler neden koymayalım? neden onun beyaz duvarında yazlık sinemaları tekrar yaşamayalım, rengarenk ampullü... orhan veli ne der bir şiirinde; istanbul'un orta yeri sinema. işte, kız kulesi istanbul'un orta yeri değil mi? kız kulesi önemli, çünkü kız kulesi akıntıya karşı duran bir kule. ve sanat, ve kültür her şeyi yok eden, her şeyi para olarak gören anlayışa yüzyıllar boyunca karşı duruştur! kız kulesi bence yeryüzünde, uygarlık tarihi boyunca bunu yakalayabilmiş yegane mimari yapıdır. "
  • güzelim bir mekanın heba edilişine en iyi örnektir.
    başarısız bir işletmesi vardır. ama geceyi gülme krizinde geçirmenize neden olan da aynı işletmedir.

    salatada maruldaki böcekleri görüp garsonu çağırırsınız. garson gelir, " aa! marul böceği! " der, salatayı alır gider. ama olan olur, civatalarınız oynamıştır.

    " a! marul böceği! dostum nerdesin sen, iki saattir seni arıyoruz mutfakta "
    " a! marul böceği hüsam! napıyon lan yoksun çoktandır. abinler de burda mı, bunlar yeğenlerin mi, maşallah boyun kadar olmuşlar "
    " a! marul böceği! hep merak ederdim nasıl bişey diye. durun şefi çağırıyım, o da national da izlemiş anlatıyodu "
    " a! marul böceği! bunun için mi çağırdınız beni hanımefendi? veteriner geliyor bu hayvancıklar için her hafta, aşılarını yapıyor. zaten ondan pahalı burası...hadi sevin sevin evciller hadi sevin çekinmeyin"
  • butun istanbul her yagmurda fırtınada yıkılıp rezil olurken o herseyin ortasında yapayalnız ama dimdik orada öyle takılıyor. helal olsun sana kız.
  • haftada en az 6 evlenme teklifi ediliyormuş burada.

    http://www.hurriyet.com.tr/…esi/14720636.asp?gid=66
  • şairlerin sayfiyesi.
  • -istanbul’un romantik simgesi kız kulesi. pek çok efsaneye ilham olan kule, osmanlılar gelene kadar leander kulesi adıyla biliniyordu. sevgilisi hero’ya ulaşmak için, boğazı yüzerek geçen leander’in hikayesinden esinlenerek bu isim verilmiştir.

    -kulenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle beraber on ikinci yüzyılda bizans imparatoru ı.manuel tarafından yaptırıldığı sanılıyor. daha doğrusu oraya bir savunma kulesi yaptırdığı biliniyor. amaç: istanbul’a yönelik saldırıları önlemek, ticaret gemilerini kontrol edip vergi kaçırmalarını önlemek. hem kule hem de bir gümrük binasıymış anlaşılan.

    -istanbul’un fethi’yle birlikte leander kulesi yenilenmiş, belki de yeniden yapılmıştır. fatih sultan mehmet tarafından boğazın güvenliğini artırmak için toplar yerleştirildiği tarihçi tursun bey tarafından yazılmıştır.

    -osmanlılar, pek çok şeyde olduğu gibi, leander hikayesini kendi kültürlerine göre efsaneleştirmişlerdir. evliya çelebi’nin aktardığına göre: zamanında abbasi halifesi harun reşit istanbul’u fethetmek için ordusuyla gelir. orduda battal gazi adında bir kahraman, yanında üç bin yiğidiyle savaşmaktadır. onca çabaya rağmen istanbul fethedilemez. harun reşit vazgeçerek orduyla geri döner ancak battal gazi, üsküdar’a yerleşir. savaş sırasında üsküdar tekfurunun kızına aşık olduğu söylenir. yedi sene üsküdar’da bağ ve bahçe işleriyle uğraşır. yedi sene sonra, şam’ın fethi için çağrılır ve yiğitleriyle beraber şam’a savaşmaya gider. müslümanlar savaş için üsküdar’dan ayrılınca bizans kralı, kadıköy’e bir kale yaptırır. üsküdar tekfuru da battal gazi’den kızını korumak için kızını ve hazinelerini kız kulesi’ne taşır. şam’ın fethinden sonra dönen battal gazi, kız kulesi’ne kayık ile geçer ve tekfurun kızını ve hazinelerini kaçırır. sonra üsküdar’dan atına atlayarak uzaklaşır. “atı alan üsküdar’ı geçti” atasözünün hikayesini de öğrenmiş oldunuz böylelikle.

    -bu hikayeden sonra leander kulesi, kız kulesi olur. osmanlılar, kız kulesi’ne kule-i duhter (farsça: kız) de demişler.

    -osmanlı devleti büyüdükçe, devlet güçlendikçe kız kulesi’nin güvenlik için kullanma ihtiyacı ortadan kalkmıştır. kulenin içerisinde yine de ufak bir askeri birlik bulundurulmuştur. duvarlarındaki toplar zamanla bayram ve törenlerde kutlama atışı için kullanılmıştır. yeni bir padişah tahta çıktığında, ordu sefere çıkarken, savaş kazanıldığında halka duyurmak için toplar ateşlenmiş.

    -yine önemli günlerde adet olan nevbet vurulması (mehter çalınması) kız kulesi’nde de yapılmıştır. bir süre sonra kulenin boğazdan geçen gemilere yön göstermesi için kandil kulesi eklenmiştir. kız kulesi bir deniz feneri olmuştur diyebiliriz. bunların yanında hapsetmek, gözaltına almak için de kullanılmıştır. gözden düşenler, sürgün edilen bazı kişiler kuleye hapsedilmiştir.

    -on dokuzuncu yüzyılda yaşanan kolera salgınında kız kulesi, karantina hastanesi olarak kullanılmış. hastaların bir kısmı kulede tecrit altına alınmıştır.
    ilginç bir girişimi 1880 yılına ait bir gazete haberinden öğreniyoruz. fransızca la turquie gazetesi, bir ingiliz’in, kız kulesi’ni kiralamak istediği ve niyetinin “bu bizans anıtını, restoranı ve kahvehanesi olan bir otele çevirmek” olduğunu yazmış. bu girişimle ilgili bir sonuç alınmamış.

    -kız kulesi zaman içerisinde pek çok tadilat geçirmiş. elimizdeki şehir resimlerinden zaman içerisinde nasıl değiştiğini görebiliriz. bizans zamanında gerilen zincir ile yıkılmış, istanbul’un fethinden sonra tekrar yapılmış, 1719 yılında fenerden çıkan yangın ile kule harap olmuş. kule bugün ki görünümünü 1832 yılında yaptırılan tadilattan sonra almıştır.

    -kızkulesi, 1959 yılında silahlı kuvvetlere devredilmiş, deniz ve hava trafiğinin denetlenmesini sağlayan bir radar istasyonu olarak kullanılmıştır. bir süre siyanür deposu olarak da kullanılmış, 2000 yılında yapılan ihale ile restoran olarak hizmet vermeye başlar.

    -türkiye denildiğinde istanbul denildiğinde akla ilk gelen, efsanelere konu olan kız kulesi, 2000 yılından beri bir restoran. böylesi değerli bir kültür varlığının daha simgesel bir eser yapılmasını bekliyor insan.

    -bu konuyu her fırsatta dile getiren, her ortamda savunan kişi kuşkusuz sunay akın’dır. kız kulesi’nin 1995 yılında ihaleye çıkarılması ve 49 yıllığına kiralanmasına tepki göstermiş, kız kulesi’nin müze yapılmasını önermiş. adına da “şiir cumhuriyeti” demiştir.

    entry videosu
    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynaklar
    • deniz mazlum, kız kulesi’nin uzun tarihinden bir kesit: 18. yüzyılda “kule-i duhter”.
    • mehmet sait türkkan, xvııı. yüzyılda kız kulesi.
    http://www.serenti.org/…si-tarihcesi-ve-efsaneleri/
    https://www.uskudar.bel.tr/…ain/pages/kiz-kulesi/35
    https://sites.google.com/…eleri/kiz-kulesi-efsanesi
    http://jfa.arch.metu.edu.tr/…ilt24/sayi_1/35-47.pdf
    https://en.wikipedia.org/wiki/hero_and_leander
hesabın var mı? giriş yap