• lucescyu tarafindan sarfedilen ve mahmut uslu tarafindan anlasilmayan ama sadece icinde it geciyor diye, "it urur kervan yurur" diye cevap verilen laf.
  • bir romen atasözü. ilk kez mircea lucescu' dan duymuştuk...
  • türkiye'de bir teknik direktör tarafından söylenen en yerinde, en cuk oturan söz veya ayar olarak hatırlarım bu sözü... söylendiği anı da, olayları da çok net hatırlıyorum.

    lucescu galatasaray'a gelmiş, adı sanı bilinmeyen bir adamdı. başarı ile birlikte anılmaya anılmış galatasaray'a gelmişti ve başarılı oluyordu. bize yabancı bir disiplin anlayışı, futbol anlayışı ve karakteri vardı. galatasaray yine başarılıydı. rakiplerini yeniyor, avrupa'da başarıya doğru gidiyordu. tabii ki bu bazı kesimleri rahatsız etti. gazetelerde lucescu aleyhine haberler çıkmaya başladı. bu arada galatasaray maddi problemlerden dolayı oyuncuların parasını ödemeyemiyordu. futbolcular para almadan maça çıkıyorlar, bir çoğu da, 'avrupa'ya nasıl transfer olurum' düşüncesiyle konsantrasyon sorunu yaşıyordu. takım zorlanmaya başladı. puan kayıpları vardı. ardından emre olayı oldu. gazetelerde lucescu'nun 'hoca'lığı ve futbol bilgisi tartışılıyordu. ligde galatasaray'ın müthiş üstünlüğü, potaya girmeye çalışan takımları; bundan ve rekabetten ekmek yiyecek herkesi rahatsız ediyordu. basın, diğer kulüp başkanları komple bir lucescu/galatasaray'a yüklenme operasyonu başlattılar.

    lucescu hem para sorunuyla, hem avrupa'daki kupa, hem lig, karalama kampanyası, gurur kıran, onur kıran, konsantrasyon bozan futbol dışı dinamikler gibi şeylerle boğuşuyordu. sonunda lucescu'nun ertelenmesini istediği ama (tam güçsüzken vuralım düşüncesiyle) ertelenmeyen beşiktaş maçı sonrası lucescu türkiye'ye asrın ayarlarından birini vererek "köpekler istedi diye atlar ölmez" veya düzgün çeviriyle, "atlar, köpekler istedi diye ölmezler" demişti.

    günlerce bu söz tartışıldı. milletimiz, milletimizin spor yorumcusu fertleri, yabancı düşmanlığını şaha kaldırmıştı. televizyon programlarında, gazetelerde, "bir yabancı gelip bize nasıl köpek diyebilir?" konusu tartışılıyordu. fenerbahçe yöneticileri "sen kimin ülkesinde kime it diyorsun" gibi sözleriyle taraftarı gaza getirip, yabancı düşmanlığını körüklediler. bu çirkin düşmanlık hazmedilir gibi değildi.

    bu sözün etkileri uzun süre sürdü ve bu "talihsiz" addedilen sözü söylemiş olması ayrıca para, oyuncu egosu problemleri vesaire lucescu'nun galatasaray'dan ayrılmasına sebep oldu. lucescu beşiktaş'ta da başarılıydı ama "atak oynatmıyor, sisteminden vazgeçmiyor, rotasyonu yapamıyor, serseri çıkışlar yapmıyor" vesaire gibi nedenlerle beşiktaş'tan da ayrıldı.

    dün, uefa kupası'nı shakthar donetsk ile kazanan lucescu, yine bu sözü söylese yeriydi. ama artık sanırım, futbolun dışındaki şeyleri bu kadar dert etmiyordu, yabancı değildi ve özgürce, rahatça çalışabiliyordu. shakthar donetsk, lucescu'yu başa getirdikten sonra 5 yıl çalıştı onunla. 5 yıl, yenilse de, yense de, hedefe ulaşamasa da vazgeçmedi. ve bugünün en büyük futbol takımlarından biri oldu. üstelik brezilyalı'sı biraz bol olsa da, alman makinesini, hakemin de ufaktan acımasıyla yenerek.

    gayet güzel bir başarı ve inanç öyküsü. lucescu, türkiye'ye geldiği günden beri onurlu duruşunu hiç bozmadığı konusunda hemfikir olabileceğimiz bir adam. burada tercih ise kişilere kalabilir. ya köpek olup umabilir veya at olup, köpeğe, kurda bakmadan, koşabilir, şahlanabiliriz.

    umarım takımlarımız ve yöneticilerimiz lucescu'nun bu başarısından kendilerine bir parça pay çıkarırlar. aksi takdirde, şampiyon teknik direktörü, aynı gün kendi takımının başına getirsen de sonuç değişmez...
  • kendi %50'sine binek hayvanı olmayı yakıştırdığından durumu gayet iyi özetliyor.
  • rumencesi; nu mor caii când vor câinii olan rumen atasözü.

    sözün hikayesi ise şöyle:
    romanya'da atlar çiftliklerde en önemli iş olan tarlaları sürmek ile görevlilermiş. yani çiftliğin asıl işini bunlar yaparlarmış. köpekler ise çiftlikte bulunan koyunları kurtlardan korumakla görevlendirilirlermiş, yani aşırı agresif yetiştirilirlermiş. çiftliğin kötü çocuğu köpek iyi çocuğu ise at olurmuş. zaten bu rumenlerin köpeklerle ilginç problemleri var. hiç sevmiyorlar köpekleri.

    neyse efendim, gel zaman git zaman bu ata yüklenen görev sayesinde atın değeri artıyormuş tabi ki, köpek ise bunu kıskanırmış (hikaye bu ya). köpekler çiftlik içerisinde nerede at görseler başlarlarmış agresif tutumlara, havlamalar, hırlamalar... çiftlik sahibi bu esnada bu sözü söyleyerek müdahale edermiş... yani oturduğun yeri bil sen kim köpeksin la?

    şimdi çok hırlayan ve işin asıl kısmını yapan kişilere diş gösteren kişilerin kışkançlıklarını anlayabildiniz mi?

    oh yattığın yerden paraları kazanacaksın, olmadı milletin çalışıp didinip ürettiği şeyleri eşine dostuna peşkeş çekip çiftliği parselleyip satacaksın, sonra çiftlikte ağaçları kesmek istediğinde "hop onlar bizim ağaçlarımız" diyen atlara hırlayacaksın. senin ağzını yırtarlar köpecik...
  • köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağardı atasözümüzün rumenik versiyonu
  • mircea lucescu' nun gs teknik direktoru iken zikr ettiği bir rumen atasozu
  • sahiden rumen atasözü müdür bilmem ama artık bir türk atasözü kadar yer etmiştir dilimizde.

    bu durumda lan bu sözleri hangi atalarımız uydurmuş diye sormalarımız da kısmen bir cevap bulmuştur. o atalarımızdan biri belli artık. (bkz: mircea lucescu)
  • beşiktaşlı kardeşlerin sanki lucescu'nun kendi başlarındayken söylediği laf zannettiği ve başlarına gelen her olayda dile getirdikleri sözdür.

    oysa 2000-01 sezonu öncesi real madrid maçı ertelensin istendiğinde bunu istemeyen, ön eleme maçları için lig maçları ertelenirken nedense bu maç öncesi maç ertelenmesinin etiksizliğinden bahsetmeye başlayan

    beşiktaş'a söylenmiş sözdür..
hesabın var mı? giriş yap