• yasın beş evresi. çok kötü bir haber alan insanın geçirdiği evrelerdir. bu haber genelde ölümcül bir hastalığa yakalanmaktır.
    her insan her evrede farklı sürelerde kalsa da genelde evrelerin sırası pek değişmez. peki nedir bu evreler?

    1. inkar
    hasta önce inkar eder, asla kabullenmez, kendine yakıştıramaz, hemen başka bir doktora gider. kesin yanlış tanı konmuştur diye (bir de doktor çok kesin konuşmadıysa) doktor doktor dolaşır.

    2. öfke
    artık tanı konmuştur ve hasta artık her şeye kızgındır. "neden o kadar insan varken bu hastalık beni buldu!", "ilk gittiğim doktor neden antibiyotik verip beni yolladı, neden anlamadı bende ne olduğunu!" gibi...

    3. pazarlık
    ilk sinirli günler geçer ve hasta allah'la veya kendiyle pazarlık yapmaya başlar. "şu hastalıktan bi kurtuliyim söz veriyorum bir çocuk okutucam", "şu hastalıktan bi kurtuliyim artık kimseye kötü davranmicam, kumar oynamicam vs."

    4. depresyon
    ve bunalımlı günler, içe kapanma, hayata küsme, normalde yapılan günlük aktivitelerin zevk vermemesi, ölümden korkma... bu evreden çıkma nisbeten zordur, çevrenin etkisi çok önemlidir. (psikiyatrik destek şarttır)

    5. kabullenme
    hasta artık her şeyi kabullenir, hayata daha pozitif bakmaya başlar. kalan günleri daha verimli kullanmayı planlar.

    bütün bu evrelerin hızlı geçilmesi hastanın lehinedir. hasta ne kadar çabuk doktorla koopere olup kendi tedavisinin karar aşamalarına müdahil olursa durumun düzelme ihtimali de o kadar artar.

    not: internette daha kapsamlı bilgi bulunabilir; anahtar kelimeler:
    "the five stages of grief, denial, anger, barganing, depression, acceptance"
  • her tür acı için fevkalade doğru olmakla beraber eksiktir. başına bir de 0) numbness eklemek gerek. bir tepki vermeden önceki nefes alamama, seslerin kulağa ağır çekim gelmesi, etrafa boş boş bakma, araba kullanırken arabaların yandan geçip gittiğini farkedememe, bir mide bulantısı, uyukdan yeni uyanmışcasına bir sersemlik hali.
  • ilişki bitişi versiyonu da çok eylencelidir.

    inkar: "buaralar bilinçaltım amma hareketli, dün rüyamda çaybardağı konuşabiliyodu, şimdi de bu.."

    (baktın uyanamıyosun, kafanda "ne yapsa, ne dese geri kabul ederim, olmamış varsayarım" konulu bi proje başlat, kendin ikna olursan onu da edebilirsin, böyle biticek hali yok.)

    öfke: "o haklı, onun dışında herkese ve herşeye çok kızgınım. bi tek o çok haklı. gerçi bi bakışı da aklıma takıl... ..... ..bile yapmadı... .... ....ne sanıyo ki... ..... ....sanki ben hiç.. ... ..bari yanıltmasaydı... .. ....dedi üstelik .... demek ki hiç değer vermemiş. hmmm, sadece ve sadece o suçlu, artık istediğim kadar kızabilirim."

    pazarlık: "keşke hiç tanışmamış olsaydık. ozaman illa gelecekte biara karşılaşıp çarpılırdık. tanışmadan önce bile şimdiki kadar uzak diildik. tamam, bak tanrım, şöyle bi anlaşma yapalım, ben düşünüp eskitmeye kıyamadığım en değerli anılarımızdan vazgeçiyim, en baştan tekrar tanışalım."

    (sonunda güzel bi gelecek için geçmişten vazgeçicek hale gelinmiştir ama biraz yanlış motivasyonlarla.)

    depresyon: "artık canım olanları düzeltmek istemiyo, çünkü canım hiçbişey istemiyo. mutluyken sözlerine konsantre olamadığım bikaç güzel şarkı vardı, onları deniyim. bitse de gitsek."

    kabullenme: "belki hiçbişey eskisi kadar güzel olmıycak ama kötü filan da olmıycak, o da bana yeter zaten. ne zamandır keyfime bakmıyodum, birazcık bakiyim şimdi."

    ilk 4 aşama bisüre daha kısa kısa geri dönüşler yapar ve yokolur. 5. aşama ise her seferinde daha olumlu repliklerle sürekli devam eder, güncellenir, ömür yeterse herşeyi gerçekten komik buluncaya kadar. ilişki yasının ölüm yasından en çok farklılaştığı yer de budur sanırım; ölüm, üstünden neler geçerse geçsin asla komik bulunmaz.
  • insanlarin baslarina gelen kotu olaylarla mücadelesini irdeleyen bir olgudur bu.. oturup düsünülmüs, yeterli orneklere bakilmis ve bir sekilde insanlarin baslarina gelen felaketler ile ayni sekillerde mücadele ettiklerine karar vermiş elisabeth kübler ross bunlar su sekilde..

    birinci asama: inkar.. bu asamada "yok canim gercek olamaz.. hayir hayir" gibi sacma tepkiler verilir.. bu asama "yoksa?" düsüncesi ile asilir ki ikinci asamaya cumburlop dalinir.. mesela televizyon bozuldu.. ilk aşamada acilip kapatilir, kumanda'nin pilinin bittigi, elektriklerin olmadigi gibi işler düşünülür..

    ikinci asama: kizginlik.. sag sol yikilir, kücük daglar devrilir.. "neden ben?","bu hic adil degil?" gibi seyler soylenir ki kimisi bu noktada kalip vampir olabilir.. brad stroker'in drakulasi tamamen bu "kizginlik" bölümüne insaa edilmistir.. drakula'nin manitasi türkler trafindan öldürülünce bizimkisi "tanrim seni inkar ediyorum ve seninle savasacagim" diyip gaza gelir.. yannistir.. yine de televizyon'un garanti belgesi aranir, "ulan daha yeni aldik.. nie boyle dandik seyler yapiyorlar" diye kizilir, icabinda kullanici servis hatti aranir.. küfredilir..

    ikinci asamayi bir sekilde atlatan insanlar pazarlik evresine girerler.. "sadece sunu yapayim", "ulan maci ask-i memnu'yu izleseydim bari ya off sonra bozulsaydi ya" falan der ki gariptir.. en dramatik bölümdür bu disardaki sahislar icin.. gözler yasla dolar.. aglayanlar olur..

    dördüncü asama mutsuzluk evresidir.. "nasil olsa izlemeyecegim","nasil olsa oldu artik","sikilmis gotun davasi olmaz" gibi laflar en cok tercih edilenlerdendir.. bişi diyemessiniz "sacmalama" dan gayri.. zordur yakinlar icin bu evre.. baya uzun sürebilir.. gercek anlamda uzuuuuun sürebilir.. "hep benim basima gelior bu işler ya.. bi ask i memnu yu izlettirmedi yarappim bana" denebilir bu asamada mesela

    kabulleniş ise son asamadir.. "alasmarladik" kivaminda davranilir.. aciklidir ama yüreklendiricidir garip bi hüzün coker insanin üstüne.. hepsi o. "yarin yaptircaz artik naapcaz" denir televizyon için..
  • listenin başına bi de "bi bok hissetmeme" evresini eklemek gerekir. öğrenirsin ve o konu ile ilgili bi bok hissetmezsin. bilmiyorum benim en kötü zamanlarımda hep böyle oldu, hala da devam ediyor.

    annem öldüğünde, askerden izin alıp çıktım. gittim uçak bileti aldım. sonra bi uykusuz alıp burger king e gitmiştim. hayvan boy whopper yiyerek okumuştum dergiyi. uçak saatine kadar internet cafede sözlük bakınmıştım.

    sevgilimden ayrıldıktan sonra, 2 ay nefes alamadan, yemek yemeden, 120 nabızla aşk acısı çekmeden önce, 1 hafta kakara kikiri barlarda yardırmıştım ayılmadan. inanılmaz neşeliydim.

    yine berbat olması gereken bi haber aldım. zerre umursamıyorum şu an. elma ve çekirdek yiyip bira içiyorum.

    kübler ross döverim lan seni kaç kişiyseniz.
  • the office'te de ed truck'in oldugu bolumde michael bahseder bundan. ama calisanlari bu asamalardan gecmekle itham ettigi esnada aslinda kendisinin ayni asamalardan gectigini farketmez. pek hostur. "they are angry because they do not accept the fact that they are sad" tarzi izahatler yapar.

    edit: tam izahati soyleymis:

    "there are five stages to grief, which are denial, anger, bargaining, depression, and acceptance. and right now, out there, they're all denying the fact that they're sad. and that's hard, and it's making them all angry. and it is my job to get them all the way through to acceptance. and if not acceptance, then just depression. if i can get them depressed, then i'll have done my job."
  • bir bir geçtim her birini,
    ve en sonunda fısıldadı kulağıma biri
    "kabullenmen gerek yapman gereken bu" dedi
    inkar ettim yüzlerce kez
    "yaşam böyle devam etmemeli"
    ama her seferinde hayat bir tokatla cevap verdi.
    öfkelendim bir anda her şeyim yok olsun istedim
    bağırdım sesim yankılandı damarlarımda
    anlaşmaya karar verdim ama boş kaldı yine ellerim.
    ve anladım yapacak yoktu hiçbir şeyim.
    ne geriye gidebiliyorum ne de ileriye.
    tıkılıp kaldım kendi içimde
    belki birgün biri çekip alır beni
    usulca kapatır gözlerimi
    artık uyu sabah olmayacak bu sefer hep istediğin gibi
    işte o zaman kabullenebilirdim her şeyi.
  • elisabeth kübler ross adında bir teyze, insanların travmatik bir hadiseyle, bir felaketle karşılaştığında yaşadıkları aşamaları “mâtemin beş safhası” (five stages of grief) modeliyle açıklamış, sırasıyla:

    1. inkar etme (denial). önce görmezden gelmeye, inkar etmeye çalışırmış.
    2. kızgınlık (anger). sonra da kızar, söver sayarmış.
    3. pazarlık (bargaining). ardından durumu kabul edilebilir seviyeye çekmeye çalışırmış.
    4. hüzünlenme (depression). sonrasında hüzünlenir, depresyona girer, hiç birşey yapmak istemez olurmuş.
    5. kabullenme (acceptance). en sonunda durumu hazmeder ve kabullenirmiş.
  • türkçeye "üzüntünün beş aşaması" şeklinde çevrildiği gibi, bahsinin geçtiği kitabın ilgili bölümünde "5 stages of recieving catastrophic news" yani "'kötü haber almanın beş aşaması" başlığında irdelenir.
    bu aşamalardan sonra ise "grief work" diye adlandırılan konsept devreye girer ki bu da 4 aşamadır ve türkçe de gözyaşı manasına gelen "tear" kelimesinin harfleri ile örneklenir.

    to accept the reality of the loss / kaybetme gerçeğini kabul etme
    experience the pain of the loss / kaybetme acısının deneyimi
    adjust to the new environment without the lost object / kaybettiğin objesiz yeni çevreye uyum
    reinvest in the new reality / yeni gerçeklerde yeni yatırımlar
  • kubler-ross modelindeki evrelerin her zaman sırasıyla gerçekleşmesi gerekmez, bazı evreler tekarlanabilir ya da hiç yaşanmayabilir.
hesabın var mı? giriş yap