• yeğenime alacaktım ancak 17 tl olduğunu duyunca şok oldum ve farklı arayışlara girdim.

    küçük prens de büyümüş de adam s*kiyor. zalım kapitalizm.

    edit (2015): galiba teliflerle ilgili malum süre geçmiş ve fiyatı 5-7 lira gibi mantıklı seviyelere inmiştir.
    edit (2022): düşünün o zaman için 17 lira o kadar saçma bir fiyattı ki şu an bile 11-12 liraya alınabiliyor.
  • en sevdiğim bölümlerinden birini aşağıda paylaştığım, kalbime, çocukken ayrı, büyüyünce ayrı dokunan, beni hüzünlere sürükleyen çok tatlı kitap...

    yetişkin insanlar rakamları pek severler...onlara yeni bir dosttan söz etseniz asla öze değin bir şey sormazlar. hiçbir zaman şöyle demezler: "ses tonu nasıl?", "hangi oyunları sever?", "kelebek koleksiyonu yapar mı?". hep şöyle sorarlar: "kaç yaşında?", "kaç kardeşi var?", "kaç kilo?". onu ancak bu sorularla tanıyacaklarına inanırlar... yetişkinlere "pembe tuğladan bir ev gördüm, pencerelerinde sardunya çiçekleri, çatısında güvercinler vardı" deseniz, o evi bir türlü hayal edemezler!.. fakat "yüz bin franklık bir ev gördüm!" derseniz, "ay ne güzel ev!" diye çığlık atarlar...
  • --- spoiler ---

    "hep aynı saatte gelsen daha iyi olur" dedi tilki, "sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. her geçen dakika mutluluğum artar. saat dört dedi mi meraktan yerimde duramaz olurum. mutluluğumun armağanını veririm sana. ama gelişigüzel gelirsen içimi sana hangi saatte hazırlayacağımı bilemem. ayinsiz olmuyor."

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    günün birinde üzüntün geçince (üzüntüler günün birinde mutlaka geçer), beni tanımış olduğuna sevineceksin. hep dostum kalacaksın benim. benimle gülmek isteyeceksin. bazen, aklına esip pencereni açacaksın...dostların senin gökyüzüne bakıp güldüğünü görünce hayretler içinde kalacaklar. o zaman sen de onlara, yıldızlar beni hep güldürür, diyeceksin. aklını kaçırdığını sanacaklar. ben de sana iyi bir oyun oynamış olacağım...

    --- spoiler ---
  • okuduktan sonra arada gökyüzüne baktığınızda ''koyun, çiçeği yedi mi acaba?'' dedirten dünyanın en güzel masallarından biri.
  • 2015 yılında telif hakkı süresinin dolmasıyla bir çok yayınevi tarafından çevirisi yaptırılarak basılmıştır ve kitapçı rafları çeşit çeşit küçük prens çevirileri ile dolmuştur.

    hal böyle olunca bunların arasından nasıl seçim yapılacak? kitap aynı kitap ama iyi bir çeviriden okumak gerekiyor.

    kendi adıma elbette ki cemal süreyya -tomris uyar ya da selim ileri çevirilerinden birisi diye düşünüyordum. ta ki aşağıdaki yazıyı okuyana kadar.

    http://agorakitapligi.com/…s-kucuk-prenslere-karsi/

    yazı biraz uzun ama lütfen zaman ayırıp okuyun.

    agora kitaplığı'ndan çıkan baskısının çevrimeni olan erhan kayaalp bir akademisyen. boğaziçi üniversitesi yabancı diller yüksekokulu, fransızca birimi’nde öğretim görevlisi. kitabı orjinalinden çevirmiş. kendisi kitabın çok sade bir dille yazıldığını, türkçeye ise şimdiye kadar başta cemal süreyya-tomris uyar ve selim ileri çevirileri olmak üzere süslü bir dille, kitabın orjinalinde bulunmayan cümleler ve en önemlisi aforizmalar eklenerek çevrildiğini; elbette ki bunun da kitabın orijinaline uygun olmadığını söylüyor.

    işin garip yani bizim milletimizin de en çok sevdiği o sonradan eklenmiş, süslü cümleler, aforizmalar.

    durum böyleyken böyle. ben agora kitaplığı baskısını alıp, orijinaline en yakın halini okumaya karar verdim.
  • "bazılarının yüreğe iyi gelen bir yanı vardı, armağan gibiydiler."
  • tekrar tekrar, sonra tekrar okunan, özellikle tilki'nin "evcilleşmek" hakkında konuştuğu bölümle beni etkileyen şaheser.

    he bir de, bu kitaba çocuk kitabı diyen barzolar tanıdım sözlük. allah onların belasını versin.
  • insanlar nerede? diye sessizliği bozdu sonunda küçük prens. çölde insan yalnız hissediyor kendini....
    insanların arasında da yalnızdır insan, dedi yılan.
  • tilki, "yani," dedi, "örneğin sen benim için hâlâ yüz bin öteki çocuk gibi herhangi bir çocuksun. benim için gerekli de değilsin. senin için de aynı şey. ben de senin için yüz bin öteki tilkiden hiç farkı olmayan herhangi bir tilkiyim. ama beni evcilleştirirsen, birbirimiz için gerekli oluruz o zaman. benim için sen dünyadaki herkesten farklı birisi olursun. ben de senin için eşsiz benzersiz olurum..."

    ''bütün tavuklar birbirine benziyor, bütün insanlar da... bu yüzden çok sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen yaşamıma güneş doğmuş gibi olacak. duyduğum bir ayak sesinin ötekilerden farklı olduğunu bileceğim. öteki ayak sesleri beni köşe bucak kaçırırken, seninkiler tıpkı bir müzik sesi gibi beni çağıracak, sığınağımdan çıkaracak.''

    ''tilki uzun bir süre küçük prense baktı. sonra da, "lütfen... evcilleştir beni!" dedi.
    "çok isterim," dedi küçük prens, "ama burada çok kalamayacağım. bulmam gereken yeni dostlar ve anlamam gereken çok şey var."

    ''böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. ve ayrılma vakti geldiğinde “ah! sanırım ağlayacağım” dedi tilki.
    “bu senin hatan” dedi küçük prens. “ben sana zarar vermek istemedim. seni evcilleştirmemi sen istedin".

    "hoşça kal," dedi tilki. "işte sana bir sır, çok basit bir şey: insan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. asıl görülmesi gerekeni gözler göremez."
hesabın var mı? giriş yap