• son derece basit bir dille oldukca basarili anlatilmis bir sistem elestirisi, modern yasam elestirisi. bence simgesel anlatimlae cok basarili olmus, avrupa'da epey odul almis bir film.
    zenginlerin yasadiklari cevresi duvarlarla orulu site neyi simgeliyor?
    sitenin guvenlik gorevlisi neyi simgeliyor ve kimlerin yaninda?
    sam rockwell'in oynadigi karakter kimleri ve neyi simgeliyor, sorun cikartmamak icin cabalamasinin nedenleri gun icersinde bizim de basimiza gelen seyler mi?
    kucuk kizin sitede ki aykiri durususunu sebebi ne, neden ayak uyduramamis?
    vietnam'da amerikan bozuk konservelerinin sebep oldugu akciger rahatsizligina deginmis olmasi neden?
    bizim elemanla yatan zengin kiz site icersinde neden tanimiyor adamimizi?
    zengin ailenin degersiz bardakla verdigi su ve kucuk kiza adamimizin annesinin ozel bardaklari cikarttirmasi cok mu siradan bir film sahnesi?
    fakir yada zengin olmayan neden potansiyel hirsiz olarak gorulur daha zengin olanlarca?
    filmi izlerken yada izledikten sonra buna benzer sorular beyninizi tokatlayip duruyor cunku o kadar basit ve carpici bir dille anlatilmis ki beyniniz ve yasaminiz kipkirmizi oluyor.
    chaplin'in modern times'i nasil basit ve carpiciysa bu da oyle!
    son zamanlarda izledigim en iyi filmlerden, sam rockwell com iyiydi.
    belki uc noktada bir yorumla ;
    cok iyibir kapitalizm ve korunakli burjuva yasam elestirisi.
  • çocukluktan kalma bir günde, guguk kuşlarının sesleri içinde papatya toplarken, yere düşmüş ölü bir güvercinle karşılaşmak... tam olarak bu duygularla insanı besleyen olağanüstü film.
    bu filmden sonra sam rockwell'in oyunculukta peygamberliğini ilan etmesi gerekirmiş. belki de etmiştir..

    --- spoiler ---

    böyle başlar:
    bir zamanlar, uzak bi ülkede, annesi ve babasıyla birlikte bi kız yaşarmış. yaşadıkları yer yüksek bi duvarla çevriliymiş. duvarın dışında baba yaga'nın, yani cadının evi olan bi orman varmış. baba yaga'nın demirden dişleri varmış. bacakları tavuk bacağı gibiymiş ve akşam yemeği için küçük kızları yermiş. duvarın iç tarafında ise herkes güvendeymiş..

    böyle biter:
    bir zamanlar, karanlık ve büyük bi ormanın ortasında, yapayalnız bi adam yaşarmış. ağaçlara bakar, evden kaçmış bir kızla ilgilenirmiş ve o kıza karşı
    çok iyi yürekliymiş. kız bu yüzden adamı çok seviyormuş. ama bir gün baba yaga, adamı yemek için ormana girmiş. adam kaçmak istemiş ama baba yaga'nın o kemik bacaklarından kaçamayacağını biliyormuş. kız, adama "bu sihirli tarak ile işlemeli havluyu al ve koş. baba yaga senin peşine düştüğünde, havluyu aşağıya at. arkandan büyük bir nehir yükselicek ve arkanı kapatıcak. eğer baba yaga hala peşindeyse, sihirli tarağı da aşağı at. arkandan bir orman yükselicek."..ve adam arabasını sürmüüş, sürmüş. bir daha hiçbir zaman geri dönmeyecekmiş. safe at last..

    --- spoiler ---
  • hem dokunaklı duygusal, hem de politik bir filmdir. hafızamda yer eden sosisli sandiviç yediği bir sahne vardır trent'in, ona sınıfını hatırlatan zengin ev sahibi marifetiyle boğazına dizilen; bir de savaş karşıtlığı olarak algılanabilecek bir bayrağı atma sahnesi. sam rockwell'in hüznü trent rolüyle içe işler bu filmde, etkileyicidir.
  • --- spoiler ---

    küçük kız adamın yüzünü ellerinin arasına alır ve der ki:

    "home is in my hands."

    --- spoiler ---
  • avustralyalı yönetmen john duigan'ın mucizevi güzellikte bir filmidir.

    "ınnocence is a dangereous friend" sloganıyla gösterilmiştir.
  • bir ara amerikan bayrağı piyasaya çıkınca oluşan endişeleri bir süre sonra bayrağa ölü köpek sararak ortadan kaldırmış, masallarla ilişkisi iyi işlenmiş, sıkı bir film..
  • 1997 yapımı sam rockwell filmi. bir döncem cine5'de gösterildi..
    bahçıvan rolündeki rockwell ve kasabanın zenginlerinden birinin 8-9 yaşındaki kızının arkadaşlığını anlatır... yanlıs hatırlamıyorsam baba yaga hikaysi bu filmde çok güzel kullanılmıştı..
  • ... tadi damaktan ote bir yerlerde kalan, bunyesinde sahane replikler barindiran leziz filmdir.
    hadi ucundan azicik alinti kondurayim da tam olsun:

    - arkadastik, degil mi?
    - hayir. sadece ayni siniftaydik, o kadar.

    ***
    - ölmek zaman aliyor.

    [ayrica, mischa barton hic buyumeseymis, dedim cocuklugunu gorunce.]
  • çok küçükken izlediğim ve o dönemler mischa barton'a özenmeme neden olmuş bir film. hikayesi çok sıradışı gelmişti bana. bu filmi iyi yapan en önemli unsur hikayenin içinde hayallerin ve gerçekliğin bir arada olmasıydı.

    --- spoiler ---

    mischa barton'ın oynadığı karakterin trent'e koşulsuz bağlanması ve onu o çocuk kalbiyle sevmesi, trent'in ise tüm bunların karşısındaki çaresizliği... izleyen herkesi etkilediğine eminim.

    --- spoiler ---
  • yönetmenliğini john duigan'ın yaptığı başrollerini sam rockwell, mischa barton ve kathleen quinlan'ın paylaştığı 1997 yılı yapımı film. türkçeye çayır köpekleri olarak çevrilen filmimiz, bahçıvan bir gençle, küçük bir kız çocuğunun sıkı bir dostluk hikayesinin yanında, müthiş bir sistem eleştirisi. fantastik film meraklıları için bire bir filmin, baş rolünün sinema tarihinin en kötü adamı rollerini üstlenmiş sam rockweld'e verilmesi tesadüf değil diyor ve bu kıyıda köşede kalmış filmi şiddetle öneriyorum.
hesabın var mı? giriş yap