• arapça uzatmak anlamındaki "madda"dan geliyormuş: uzanımı, yayılımı olan şey. descartes'ın "res extensa"sı bunun bir çevirisi gibi görünüyor ve tahminimce öyle olduğu kanıtlanabilir. aslında sözcüğün dilimizdeki kökteşleri daha ilginç: med, müddet, temdit, medet ve imdat!
  • garip biseydir. yani aslinda herseydir de, gariptir iste.

    simdi bu madde denen seyin bildigimiz en kucugune quark diyoruz. bunlar birleserek baryon (proton ve notron) denen seyi olusturuyor. bunlar da yanlarina birkac elektronu alarak atomu meydana getiriyor. sonra bu atomlar birleserek molekuller haline geliyor.

    sonra bu molekullerden cisimler olusuyor. bu cisimlerden bazilari canlilari meydana getiriyor, bu canlilardan birinin adi insan oluyor, sonra bu insan; "ben neyim?" diyerek kökenini arastirmaya basliyor.

    yani madde, insan kiligina burunup kendisinin ne oldugunu anlamaya calisiyor. garip degil mi?
  • manevi olmayan molekuler topluluklara verilen isim..
  • varlığı bilim tarafından kabule dayalı olan*; ortak özellikleri hacim, eylemsizlik ve kütle olarak tarif edilmiş şey.
    ispatı yoktur. çünkü duyu organlarının aldıkları uyartıları impuls olarak beyne göndermeleri sonucu, beyinde değerlendirilen veriler, algıyı oluşturur ve madde hissedilmiş olur. oysa ki beyin de bir et parçası olarak maddedir. dolayısıyla maddenin izahı madde ile yapılmış olur ki bu ispat yöntemlerinin doğasına aykırıdır.
    sonuç, yalan dünya ifadesinin aksinin ispatlanamaması durumudur. * *
    * *
  • insan ilişkileri, beklentiler, sistem, duygular, tüm gördüklerimiz vs. ötesinde, tüm bu evren bildiğimiz evren değildir, bizler var olanı beynimizin yorumlama şekliyle bir evren tanımı yapabiliyoruz. madde en temelde atom altında sicim denen ve belli bir frekansta titreşen enerji partiküllerinden oluşur. maddenin enerjiye enerjinin maddeye dönüşümü esasında maddenin enerji olması dolayısıyla mümkündür. bu titreşim frekansları beynimizin frekansları yorumlamasıyla bize bildiğimiz tüm duyuları hissettirir. katı sıvı gaz veya plazma, bildiğimiz anlamda maddenin halleri yoktur. bizim algılama şeklimiz onların katı sıvı veya gaz olduğu yönündedir. dolayısıyla madde diye birşey de yoktur. evren, titreşen enerjidir. bizler birer alıcı olarak frekansları yorumlama yeteneği yüksek bilgisayarlarız. bir maddeyi tuttuğumuzda esasında ellerimizin atomlarıyla o maddenin atomları asla birbirine temas etmez. yada bizler aslında hiçbir zaman gerçekten oturmayız. elektronların birbirlerine uyguladığı itme kuvveti nedeniyle daimi olarak yüzeyden havadayız. gerçek bir temas asla gerçekleşmez. bizler, beynimizin yorumuyla itme kuvvetlerinin bileşkesi nedeniyle bunu bir temas olarak yorumlarız.

    bu evren bir illüzyondur dostlarım. kuantum fiziği bize bunu söylemekte. insan, gözlemci olarak dahil olduğu bu yapıda, gözlemiyle bir takım düzensiz titreşimleri düzenli olarak yorumlama yeteneğine sahiptir. atom altı parçacıkların aynı anda birden fazla yerde olabildiği çift yarık deneyiyle kanıtlanmış durumda. yani adeta biz gözlemlemeye başladığımız anda belirli bir düzene girerek orada olmasını umduğumuz hale bürünüyor enerji. eğer gözlemci olmasaydı evren düzensiz titreşimlerin bir arada bulunduğu bir yapı olarak enerjiden ibaret olacaktı, gözlemci gözlemiyle kendi gerçekliğini algılama biçimine bağlı olarak gerçekliğini yaratır. bunlar anlaması zor ve gerçekten karmaşık konular.

    tüm bu konularda izlediğim belgeseller, okuduğum yazılar ve düşüncelerim sayesinde emin olduğum tek birşey var, o da bildiğimiz anlamda maddenin olmadığı ve bu evrenin bir hologram evreni olduğu.

    http://www.youtube.com/watch?v=xjtf-kdfmxu
  • fiziğin, kimyanın, zamanın, mekanın ''ben'' kavgası; yani bunların birbirlerine üstün gelme sevdası ile sürekli -her an- değişime uğrayan ve bu şekilde var olan yokluk.
  • tüm yazılı hukuk kuralları için önemli bir bölümlendirme aracıdır. kanunlar, bir sistem dahilinde bölümlendirilerek küçükten büyüğe doğru ibare, cümle, alt bent, bent, fıkra veya madde şeklinde oluşturulurlar. hukuk fakültesinde türk dili dersi alan bir öğrenci zincirleme isim tamlaması konusuna gelindiğinde örnek olarak, "ceza muhakemesi kanununun 140. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi'ni çok seviyorum." diyebilir. aklına gelmişken "fıkralar numarayla, bentler harfle, alt bentler numarayla belirlenir." de diyebilir.

    detaylı bilgi için:
    http://www.yasader.org/…un_sistematiginde_madde.pdf
    http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/26807.html
  • enerji donarsa ve ayrı bir biçim alırsa ortaya çıkar.
  • max planck enstitüsünden prof. hans-peter dürr tarafından şöyle tanımlanandır:

    "madde her ne ise maddeden yapılmamıştır."
  • madde artık şeffaflaşıyor.

    ve görünenin aslında ne olduğunu hepimize göstermeye başlıyor.

    daha da şeffaflaşacak.
hesabın var mı? giriş yap