magdalena

• manasiz, ifadesi ve anlasilmasi zor bir sekilde conan hayrani olan kisi. evet evet, bildigin conan; hani su eski caglarda yasamis ilkel ama bir o kadar sevgi dolu (!), iri kiyim cizgi roman kahramani olan conan. hem de oyle yeni tifil bir hayranlik degil bu. gayet eski yillara dayanan ve bugunlere kadar suren istikrarli bir sevgi bu yureginde hissettigi. yineliyorum "gel sen de su conan dovmesini yaptir ve rahatla". gerci biraz buyuk ama olsun gordum ki senin sevgin de buyuk.
  conan hayrani ya.
• mukemmel bir a perfect circle sarkisi. mer de noms albumunde bulunur.
  sozleri ise soyledir:
  
  overcome by your moving temple overcome by
  this holiest of altars so pure so rare to witness such a earthly
  goddess
  
  i lost my self control beyond compelled to
  throw this dollar down before your holiest of altars
  
  i'll sell my soul my self-esteem a dollar
  at a time
  
  for one chance one kiss one taste of you my
  magdalena
  
  i've beared witness to this place, this
  lair, so long forgotten so pure, so rare, to witness such a
  lovely goddess
  
  and i'd sell my soul my self-esteem a
  dollar at a time
  
  for one chance one kiss one taste of you my
  black madonna
  
  i'll sell my soul my self-esteem a dollar
  at a time
  
  for one taste of you my magdalena
• kisaca: magda
• 2010 silo güzeli.
• tesadüfen bir entry'sine denk gelip biraz desince bayildim kendisine ama 2 aydir ortalikta olmadigini da gördüm. umarim kacirmamisimdir bu asabi*akilli*kadin*yazari. sürüden ayrilinca kurtlar büyütmüs onu sanirim. dikkat edin yem olmayin kendisine.
• deus, magdalena'sinda, hayalete donusen sevgiliye, "belki de sen gercekte hic varolmadin ama hala karsi koyamayacagim bir yanilsamasin; aska dusmek cok tuhaf, sanki birsey beni, sadece oradan nasil dustugumu gormek icin yukseklere cikardi." der, iyi eder.
  yıllar sonra gelen edit: bu minval üzere bir şarkı daha var hatta: (bkz: rescue blues)
• polonya'da oldukça sık rastlanan bir isimdir. seskenirken kısaltması kullanılır: magda.
• cok eski zamanlarin, degil sozluk oncesi, internet oncesi gunlerin sıkı dostudur. petrol mavisi renkli etegin sörler mektebinde giyildigi gunlerin oyun arkadasi, sinifin en arka sirasinda dersi dinlemezken dersten atildiginda beraber suruklenendir. kendisi bir gidip bir gelse de, inatci bir sahsiyet olsa da, kazanilmis bir dostlugun yurekteki yeri kazinmistir; arada bir dalgalanir, gormezden gelinir ama hic silinmez.
• gunlerdir hic kullanmadigim kelimeleri bana hatirlatan hatta kimilerini ogreten ortaokul arkadasi. mesela bu yuzden tikiz kelimesi iki gundur beynimde yankilaniyor. tiknaz bilirim, tik bilirim ama tikizi bilmiyordum; sayesinde ogrenmis oldum. hem de cocuklara yabanci dil ogretir gibi eglendirici ve pedagojik bir yol izleyip , "gormuyor musun tikiz bu cocuk; yani etli, yani siska ciliz degil, bildigin etli" cumleleri sarfederek ogretiyor. ancak bu "eglenelim de ogrenelim" surecinde benim yarattigim ve tek bir beyaz (veya caucasian) kaynaktan cikan sayisiz cesitlilikteki sebeplerle hafiften delirdigi, delirip de "anliyorum ben simdi senin adamlari getirdigin delirme halini, o frenzy anini" dedigini eklemek gerekir-yalan yok bizde. yine de sabah uyanip maillerine baktiginda gorecegi karsisinda "yineliyorum karsi cins olarak dogsaydin cok uzun yasamazdin yani isabetli olmus bu halin" diyecegini tahmin edip, kendisini hic delirtmeden eski gunler adina bir gun bostanci'ya raki icmeye gelecegimi soyleyerek bitiririm. kulagimda cesitli seslerin kaydi bulunan ipod ile. (bkz: anladin sen onu)
• harika şarkı da, a perfect circle'ın judith'ten sonra bir manitama daha isim vermesine fitim. bir sonraki ne olacak lan? hah?
  beni siz çıldırttınız.
  http://southernvagrant.blogspot.com/…magdalena.html