• manastır-(monasterio)dinî merkez olarak;

    ılk olarak 4.yy sonlarına doğru doğu roma imparatorluğu toprakları olan suriye, israil, mısır, ürdün bölgesinde münzevi hayat olarak ortaya çıkmıştır.ilk kurulan manastırlardan mısır sina dağı'ndaki (bkz: santa catalina manastırı) günümüzde hâlâ ayakta kalmış, dünyanın en eski manastiridir.görsel
    monasterio de santa catalina

    batı'da en eski manastır italya'da monte casino (529) ya da benito de nurcia, katolikler için san benua'dir.
    görsel
    monte casino monasterio
    bu hayatı seçen kişi cinsiyet fark etmeksizin gerçek hristiyanlığı yaşamak gayesindedir.toplumdan uzak, ıssız yerlerde, mağaralarda inzivaya çekilir bulduğunda yer bulamadığında aç yaşar, tamamiyle fakirdir.tüm zamanını ibadet ederek geçirir.bir çeşit kendini cezalandırmadir (ascetismo). sayıları günden güne artar.ozellikle bugünkü suriye ve mısır'da sayıları çoğalır.bazen küçük gruplar bazen tek başınadirlar.kadin-erkek ayrı ayrı,bazen de karma olmarina rağmen cinsellik asla yoktur.dunyevi hiç bir zevke yer verilmez çünkü bir dine adanmışlık hâlidir.

    bu kişiler kiliseyi, zengin, ekonomik ve politik güç sahibi olmak için dini kulllanmalari nedeniyle eleştirirler.isa (jesús) fakirlere yardım eden ve zenginlerle düşüp kalkmayan biridir böyle yaşamamıştır,derler.halk da bu münzevi kişilere hak vermeye başlayınca kilise bu işi kontrol etmeye karar verir.
    kilise bu kişileri toplamak için özellikle doğuda manastırlar inşa eder.sehirde değil kırsalda kurulurlar.yerlesim yerlerine mesafe olarak tam ortada konumlanirlar.buyukce ev görünümündedirler.kendilerine ait toprakları vardır.(bir çeşit toprak ağası)bu bir ekonomik gelir ve güç anlamına gelir.topragi manastırda kalanlar işler başta ama genişledikçe işçi almaya başlarlar.genis manastır topraklarında köylüler çalışmaya başlar.kesisler dışında kimse bu binlarda yaşayamaz.

    yönetimin başında 'direktör" denen kişiye ek olarak erkekler için "abad" kadınlar için "abadesa" denilen baş rahipler ve rahibeler vardır.

    ilk manastırlarda erkekler ve kadınlar tarafı olarak iki ayrı kısım vardır ve çok az insan kalır.kurallar ortaçağ (5-15yy) arası herkes için aynıdır.
    1.fakirlik(pobreza): kişisel mülk edinemezler.her şey manastırın malıdır.manastir zengin olsa da keşişler fakir kalır.
    2.itaat(obedencia): yönetici elestirilemez,emre itaat esastır.
    3.konaklama(residencia): din adamları manastır dışında yaşayamazlar, özel izinle nadiren dışarı çıkabilirler.dis dünya ile temas tasvip edilmez.
    4.ceza(castidad): cinsel münasebet yasaktır.

    bu 4 temel kural hâlâ geçerlidir ve 5yy 'da benito de nurcia "ora et labora"(çalışmak ibadettir) ilkesini eklemiştir.

    tüm manastırlarda bir çeşit hastane bulunur ve bazı keşişler, papazlar bazı hastalıklar konusunda uzmanlaşmıştır.bitkilerle tedavi yapılır.

    han/hostel gibi misafirhaneler bulunur.yolcular ve tüccarlar kalırve keşişler otel gibi hizmet sağlar.

    scriptorium (yazıhane) ortaçağ'da (5-15yy) el yazma eserlerin kopyalandigi yerlerdir.manastirlar arası kitap değiştirmek suretiyle kaynaklar artırılır.bu sayede az sayıdaki kitaplar aracılığıyla kültürel miras korunur.okuma yazma bilen sayısı din sınıfı ve asiller ile sınırlı olduğundan çoğu keşiş yazman işinde görevlidir.
    bunun dışında tarım, hayvancılık,hasta bakıcılık, manastırin temizlik ve yemek tüm işleriyle keşişler ilgilenir.

    o zamanlar sınıf değiştirmek ancak kilise yolu ile mümkündü, sıradan bir köylü manastırda dinî eğitim alarak sınıf atlayabilirdi.daha önemlisi yiyecek bulma sıkıntısı insanları manastırlarda kalmaya yöneltiyordu.en azından manastırda yemeksiz kalınmiyor.

    tek tanrılı din olan hristiyanlıkta azizler (kutsal bakire, meryem) ve şehitler önemlidir.hristiyanlik yasakken öldürülenler şehit sayılır.her günün bir azizi ilan edilir ve doğum günü gibi çoğu katolik ülkede kutlanır.mesela; 4 nisan'da doğan bir kız bebek maria adını aldıysa günün azizi jorge ise ismine eklenir ve maria jorge olur.

    her manastırda bir kilise bulunur.hristiyanlıkta ibadet kutsal yerde yapılır yani her kilise'de altar'in altında bir şehidin mezarı bulunur.

    800'lerde doğu ve batı psikoposluklari arasında güç savaşı yaşanmaya başlar.
    1054'te batı katolik; doğu ortadoks olmak üzere ayrılır.
    1077 yılında fransa'da cluin adında bir rahip önderliğinde yeni tip manastırlar ortaya çıkar.temel 4 kurala (konaklama,ibadet, mülksüzlük,ceza(sex yasağı) ek olarak sadece entelektüel anlamda çalışma zorunluluğu vardır. kütüphanelerde kitap yazımı,kralların çevirmeni veya muhasebecisi olarak çalışmaya başlarlar.11 yy'da sadece asiller ve din adamları okuma-yazma ve matematik bildiğinden clunience keşişlerinin çoğu asiller sınifindandir.o zamanlar sadece eski din kitaplarının kopyaları yazılırken ilk kez orijinal eserler yazılmaya başlanır.bu çok önemlidir çünkü batı kültürü ve haçlı seferleri için düşünsel zemin oluşumunda etkileri büyüktür.(cruzada).

    11.yy'da cisterneaux manastırı( beyaz keşişler)ortaya çıkar.cistercience keşişleri manastırdan çıkmaz, asla halk ile ilişki kurmaz ve basit yaşarlar.radikal ve son derece entelektüeldirler.müslüman ve yahudiler ile ilişki yasaktır.bu radikallesme zamanla haçlı seferleri için zemin oluşturur.(asıl sebep ticari ve politik güçtür.)
    bizans kapılarına dayanan selçuklular ticaret yollarını ele geçirir ve kudüs'e girişlere sınırlamalar getirir.batida nüfus artmış ve gıda sıkıntısı başlamıştır.ayaklanmalari önlemek için guvenligi tehdit altında olan batı, dinî kullanarak haçlı seferleri düzenler.yolu gözü almayan asiller iberya yarımadasında (ispanya) endülüs'e karşı savaşa katılır.(sonuçta o da müslümanlara karşı savaş)

    1417'de italya'da soylu bir asker olan francisco savaşın anlamsızlığını görerek basit ve dindar bir hayat sürmek adına münzeviligi seçer.müritleri bu tarz manastırlarda sadaka ile gecinilir."isa gibi yaşam" anlayışı benimsenir.

    kısa süre sonra castellana de franciscana domingo tarafından dominikan manastırlari kurulur.mensuplari 12.yy'da kurulan üniversitelerdeki yüksek entelektüellerdir.manastirlari şehir içine taşırlar ve "conventos" adını verirler.engizisyon mahkemelerinin kuruluş ve işleyişinde etkilidirler.kral danışmanları ve yüksek hukuk mensupalaridir.görsel

    san ıgnacio de loyola (1494-1556) tarafından paris'te cizvit tarikatı ve manastırlari kurulur.amaci; ihtiyaç olan yerlerde eğitim yoluyla katolik dinini yaymaktir.amerika'nin keşfiyle(1492) özellikle güney amerika'da misyonerlik faaliyetleri ve okullarıyla kıtanın hıristiyanlasmasinda etkili olurlar.1767'de ispanya kralı lll.carlos ile araları bozulur ve bir çok ülkeden sürgün edilirlee.suanki arjantinli papa francis bu ekol ile yetişmiştir.görsel

    edit: bir yazarın uyarısı üzerine birleştirmenin daha iyi olacağına kanaat getirdim.sabriniza bereket.
  • "manastır ovası / ittihatçı yuvası"

    20. yüzyıl osmanlı tarihinde adeta ittihatçı üretme vazifesi görmüş şehir. ikinci abdülhamid dönemin manastır valisi hıfzı paşa'ya bölgede ne kadar ittihatçı olduğunu sormuş. paşa da "manastır'da benden başka herkes ittihatçıdır padişahım" demiş.

    daha fazlası tahsin uzer'in "makedonya eşkiyalık tarihi ve son osmanlı yönetimi" isimli kitabında mevcut.
  • elveda rumeli'nin çekim platosuydu geçtiğimiz yıllarda. makedonların "bitola" dediği şehrin türkçe karşılığıdır. kelime, sanıldığının aksine dini bir birim olan manastır sözcüğünün anlamı ile bağlantılı değildir. "manasla ilgili" manasına gelip " manas + dır " şeklinde kök ve ekine ayrılır. "manas" sözcüğü de "güçlü, kuvvetli" anlamındadır. yani güzel makedonya şehri bitola'ya türkçe'de verilen "manastır" sözü "kuvvetli" anlamına gelir. "bitola" ismiyle makedon türkülerine en fazla konu olmuş iki şehirden biridir.ikincisi ohridtarihi geçmişi, konumu ve buna benzer çeşitli sebepler dolayısıyla bir zamanların üsküp'ten daha önemli olan, şimdiyse üsküp'ten sonraki en önemli makedonya şehridir.
    (bkz: manastırın ortasında bir havuz)
  • makedonya'nın en büyük ikinci şehri. buradaki manastır kelimesinin kökü "monastiri"den türemiş dini mekan değil manas destanı ile ilgili anlamındadır.
  • atatürk'ün askeri idadiyi okuduğu osmanlı şehri. makedonya sınırları içerisindedir ve şimdiki adı bitola olarak geçer.
  • ''monastiri'', münzeviler evi.

    buranın sakinlerine verilen isimle kurumun adının anlamı arasında muazzam bir çelişki var ama: münzevi tek başına yaşayan demektir, manastır da münzevihane. yani yalnızlar evi!

    iyi geceler sevgili okuyucular :)
  • isevî tekkesi..
  • üzerine çokça hikaye yazılmış yerlerdir. benim yazdığım bir tanesi için buradan bakınız efenim.
  • yunanca, monasterion, inziva yerinden gelir. .
  • (bkz: bitola)
hesabın var mı? giriş yap