• özelikle annenizin evde bi sürü misafiri ve onların da gereksiz bir çok sorusu, sorulacak hatrı varsa, ve de mutfak da ağzına kadar tatlıyla, börekle, çörekle doluysa yapılması caiz hatta farz olan eylem. afiyet olsun.
  • odanızı mutfaga baglayan bir balkon varsa sorunsuz, rahat rahat halledilebilecek eylem.
  • duvarlara yakın yürüyümeyi gerektirir.
  • yumurtadan yeni çıkmış caretta ların denize ulaşmaya çalışmasını anımsatan eylem.
  • bir de odaya geri dönmesi vardır, dolu bir tabakla gerçekleştirileceği için ilkinden daha zor olur.
  • anne ve varsa kardeşlerin aracılığıyla stressiz gerçekleştirebilecek eylemdir... misafirlerin bulunduğu odaya gitmeden önce belirli bir rüşvet karşılığında servis odaya çekilir ve yimekler edinilir... bunun haricinde eğer oda ile mutfak arasında bir ışıklık varsa yine anne ve varsa kardeş sayesinde koridora çıkmadan yiyeceklere ulaşılır...
  • evin planına göre olasılığı değişir. bazı evlerde (büyük) l şeklinde bir hol olur, salonun kapısı bir uçtadır, oda bir uçtadır. mutfak da l'nin köşesindedir. böyle bir durumda misafirin salondan çıkması haricinde bir tehlike yoktur. çok katlı evler de benzer bir şekilde kolaylık sağlar.

    ama en kötüsü, daire kapısının salona açılması, mutfağın hemen kapının yanında olması, böylelikle odalardaki birinin misafire görünmeden mutfağa gitmesi için hiçbir şansının olmamasıdır.

    benim gibi annesi ev hanımı olup da, gündüz gece evine misafir gelenler bu tarz şeyleri iyi bilir, her misafirin yanına da gidilmez ki!
  • bayram/seyran dolayisiyla evinize misafirler gelip gidiyorsa ve siz henuz bayram/seyran havasina girememisseniz, evde boxerla dolasiyorsaniz ve saciniz sakaliniza karismissa surekli yapmaniz gereken sey. odanizi mutfaga baglayan bir balkon ya da ek bir yapi varsa isiniz cok kolay olacaktir. baska bir odadaysaniz yapmaniz gereken emekleyerek kapilarin pencerelerinin altindan sneak pozisyonda gecmek, ses cikartmamak icin terlikleri arka odada birakmak, odaniza ulastiginizda yine ses cikartmadan balkona ulasan kapi/pencereyi sessizce acmak (ki benimki pencere) daha sonra tembelligin verdigi hamligi ustunuzden, dizlerinizi sessizce kutletmek suretiyle (o nasil olacaksa..) atmak ve filmlerde gordugunuz cesitli ninja pozisyonlariyla pencereye bir hamlede sicramak ikinci hamlede balkona konmaktir... iste bu kadardir, afiyet olsundur...
  • mutfaktan içeri girmek kolay ama çıkmak ziyadesiyle güçtür.

    mutfağa girmenin en kolay yolu, mutfak ile bulunduğunuz kapı ağzını birbirine bağlayan muhtemel boşluğu tek hamlede ceylan gibi sekerek veya hızlıca yürüyerek geçmektir. bu durumda misafir hanımlar - altın günüdür çünkü o gün - sizi ya görmez ya da bi kedi gördüm sanki haline gark olurlar. tabağı en hızlı biçimde pasta börekle doldurduktan sonra işin zorlu kısmı başlar işte.

    geri dönerken zıplayış yapamazsınız, zira börekler çörekler yerlere saçılabilir. ikinci seçenek olan hızlı yürüyüş ise dikey bir doğrultuda yapılacağı ve elinizdeki tabak yüzünden nispeten yavaş olacağından - aynı risk - görülme olasılığınızı arttırır ayrıca görülürseniz ayıp olur. ne yapacağınıza karar vermeye çalışırken mutfakta çok beklerseniz misafir hanımlardan biri annenizle birlikte mutfağa gelebilir, işte o zaman tam yakalanırsınız.

    bu şartlar altında yapılabilecek en iyi şey, mutfaktan tabakla yavaşça çıktıktan sonra bir yarım dönüşle vücudunuzun yönünü misafirlerin aksi istikametine çevirip yengeç adımlarıyla yürümektir. bu anda bakışlarınızı duvardaki herhangi bir objeye kilitlemek - takvim, duvar saati, ayakkabılık, böcek* v.b. - ve tabağı göstermemek esastır. hız da çok önemli, ne kaçarcasına hızlı ne de yakalanacak kadar yavaş olmalı. mühim olan sanki misafirleri farketmemiş, hatta orada değilmiş, hatta hatta ben bu evde yaşamıyorum, börek kokusuna geldim intibasını vermektir.

    her zamanki gibi eğer içimizden biri görev sırasında yakalanırsa börekle çörekle ilişkisi olduğunu inkar etmeli, paşa paşa herkese görünüp annesinin verdiği tabağa razı olmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap