• özelikle annenizin evde bi sürü misafiri ve onların da gereksiz bir çok sorusu, sorulacak hatrı varsa, ve de mutfak da ağzına kadar tatlıyla, börekle, çörekle doluysa yapılması caiz hatta farz olan eylem. afiyet olsun.
  • yumurtadan yeni çıkmış caretta ların denize ulaşmaya çalışmasını anımsatan eylem.
  • tam da başardım deyip köşeyi dönmüşken bir ses yankılanır, ''oğlum, hoşgeldin demeyecek misin misafirlere'' ya da '' aaaa ne kadar büyümüş/değişmiş bu''

    (bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları)
  • bir de odaya geri dönmesi vardır, dolu bir tabakla gerçekleştirileceği için ilkinden daha zor olur.
  • mutfaktan içeri girmek kolay ama çıkmak ziyadesiyle güçtür.

    mutfağa girmenin en kolay yolu, mutfak ile bulunduğunuz kapı ağzını birbirine bağlayan muhtemel boşluğu tek hamlede ceylan gibi sekerek veya hızlıca yürüyerek geçmektir. bu durumda misafir hanımlar - altın günüdür çünkü o gün - sizi ya görmez ya da bi kedi gördüm sanki haline gark olurlar. tabağı en hızlı biçimde pasta börekle doldurduktan sonra işin zorlu kısmı başlar işte.

    geri dönerken zıplayış yapamazsınız, zira börekler çörekler yerlere saçılabilir. ikinci seçenek olan hızlı yürüyüş ise dikey bir doğrultuda yapılacağı ve elinizdeki tabak yüzünden nispeten yavaş olacağından - aynı risk - görülme olasılığınızı arttırır ayrıca görülürseniz ayıp olur. ne yapacağınıza karar vermeye çalışırken mutfakta çok beklerseniz misafir hanımlardan biri annenizle birlikte mutfağa gelebilir, işte o zaman tam yakalanırsınız.

    bu şartlar altında yapılabilecek en iyi şey, mutfaktan tabakla yavaşça çıktıktan sonra bir yarım dönüşle vücudunuzun yönünü misafirlerin aksi istikametine çevirip yengeç adımlarıyla yürümektir. bu anda bakışlarınızı duvardaki herhangi bir objeye kilitlemek - takvim, duvar saati, ayakkabılık, böcek* v.b. - ve tabağı göstermemek esastır. hız da çok önemli, ne kaçarcasına hızlı ne de yakalanacak kadar yavaş olmalı. mühim olan sanki misafirleri farketmemiş, hatta orada değilmiş, hatta hatta ben bu evde yaşamıyorum, börek kokusuna geldim intibasını vermektir.

    her zamanki gibi eğer içimizden biri görev sırasında yakalanırsa börekle çörekle ilişkisi olduğunu inkar etmeli, paşa paşa herkese görünüp annesinin verdiği tabağa razı olmalıdır.
  • efenim burdaki amaç teyzelerle muhabbete girmemektir. bunun için kendi gelistirdigim sistemi anlatayim:
    cep telefonuyla konusuyor gibi yapip rahatça mutfaga gidebilirsiniz. bu sirada teyzeler sizi görse bile birsey diyemezler. hatta ayip olmasin diye birde teyzelere el sallayip ardindan telefonu isaret ederseniz tadindan yenmez. tavsiye ederim.
  • çocukken timsah yürüyüşüyle yapardım ben bunu. bir gün kalabalık misafir ordusuna yakalandım. "ahaha kediye bakın" filan dediler, hiç oralı olmadım. çünkü timsahtım ben.
  • kural 1: saat kaç olursa olsun uykudan yeni kalkmış, uykudan gözü hiç birseyi görmeyen bir görünüm alınmalıdır. herhangi bir yakalanma anında " sizi görmedim ne zaman geldiniz işe bak hiç farketmedim uyuyodum " cümleler kurmanıza olanak sağlar. böylece imaj zedelenmesi yaşanmaz.

    kural 2: varsa küçük kardeşe mesaj atılıp oturma odasının kapısını kapatmasi istenir. hatta rüşvet karşılığında hizmet alınır.

    kural 3: kardeş yoksa pusuya yatıp annenin mutfağa geçmesini bekleyin. o geçerken yanından sıyrılıp geçebilirsiniz veyahut misafirlere götürecegi ikramları aşırabilirsiniz.

    kural 5: kahkaha sesi duyduğunuz zaman geçiş yapmak kolaydır. herkes gülerken sıyrılın. nasılsa gözlerini kıstılar kendilerinden gectiler. ciddiyim bak.

    kural 4: sayıları karışık verdim farkettin mi? farketmediysen bırak bu işi dikkatsizsin sen kesin yakalanirsin. farkettiysen 5 kavanoz bal göndercem. velhasıl dikkat şart.

    kural 6 : tüm bunları yapıp başarıya ulaşınız diyelim, "ay siz zahmet etmeyin ben getiririm" deyip mutfaga gelen kişiye yakalanabilirsiniz. yakalanmadan girmek kadar zordur yakalanmadan çıkmak. işinizi çabuk görün.
  • muhabbet yoğunken yapılması gereken eylemdir. misafirin görüş açısı doğru hesaplanmalıdır. kedi gibi sessiz bi şekilde hareket edilip hedefe ulaşılır.
  • o yol ne meşaketli yol, o yol ne heyecanlı yoldu :)

    salon kapısındaki buzlu cam yüzünden görünmemek için kapının kapalı olması yetmediğinden bir de sürünerek geçerdim o yolu. sessizce ganimetlerden payıma düşenleri alır, cepheye geri dönerdim.

    evet, sanırım biraz yabani bir çocukmuşum.
hesabın var mı? giriş yap