• - bizim oraya geldiğinde 98 kilo 600 gramdı. şu anda 85 kilo.
    - sizin oraya geldiğinde canlıydı. şu anda ölü.
  • ne adammış be arkadaş. "hastaları cetvelle dövüyor" diyen mi istersin, "muayene etmiyor" diyen mi istersin, "yarım gözle yüzünüze bakıp program çıkarıyor" diyen mi istersin; her türlü iddia dönüyor.

    pardon ama, neredeydiniz bu zamana kadar? neyi bekliyordunuz?

    hadi medyamızın ibneliiği bilinen bir şey. düne kadar "muzaffer kuşhan diyeti" diye gazeteleri televizyonları boy boy çarşaf çarşaf aynı diyet programını dağıtıyordu; şimdi yetiştirmem gereken işler için erken kalktım ve bir yandan izliyorum sabahtan beri, istisnasız bütün programlarda aynı konu işleniyor, muzaffer kuşhan yerin dibine sokuluyor. bir kızın ölümü trilyonluk bir piyasa oluşturdu resmen. böyle hayvan bir ortam. diyetisyen almışlar "bu diyetler doğru mu?" deniyor, kardiyolog almışlar "kalp krizi geçirene şekerli su verilir mi?" deniyor, eski hastaları bağlanıyor "böyle böyle bi adam bu lanet ossun" deniyor.

    neredeydiniz olm? illa biri mi ölmeliydi? neredeydi bu duyarlı diyetisyenler, bilinçli doktorlar, mağdur hastalar? vicdan masturbasyonu yapmayın. böyle sansasyon bekleyene kadar zamanında konuşsaydınız, ses getirseydiniz, belki de o kızcağız gitmeyecekti oraya. ortada henüz adli tıp raporu da yok. madem raporu da beklemiyorsunuz hani, bu kadar eminsiniz, o halde niye bağırmadınız?

    ayrıca şimdi sözlüğü açınca, gördüm ki bilinçlendirme bile işkembe-i kübradan yapılıyor. ne tuhaf insanlarsınız birader. benim annem ssk'lı, kilo sorunu var. özel diyetisyene dökecek çuvalla parası da yok ki harbiden iyi sömürüyorlar. gitti ssk hastanesine, kaç kilo olduğunu ve boyunu söyledi, masanın üstünde duran fotokopilerden biriyle birlikte xenical reçetesi yazılıp gönderildi. oradaki doktorun yaptığı bu. annem söylemese guatr olduğunu bile bilmeyecek. ki bilse de bir şey değişmiyor görüldüğü gibi, o fotokopilerden biri veriliyor eline gönderiliyor. o kadar toz pembe değil yani. hastalığına çare bulunsun diye hacıya hocaya giden insanlarla dolu bu ülke. öyle veya böyle neticede doktor olan, insanları zayıflattığı için ün yapan muzaffer kuşhan'a gidiyor parası olan. bu adam bu kadar kötüydüyse, hepiniz de bunu biliyorduysanız, neredeydiniz canım? niye seyirci kaldınız, niye sustunuz, niye duyamadık sesinizi? eğer bu yaptığınız, rantı bitene kadar sürecek bir medya furyası dahilinde değilse, karalama değilse, dedikleriniz doğruysa, bu adam para göz bir "villain" ise; o merkez kapatılana kadar, hiç olmadı insanlar bilinçlenip bir kişi bile gitmeyene kadar durmayacağınıza inanmak istiyorum, o günleri görmek istiyorum. çünkü ben çok sıkıldım bu ülkede her ama her şeyin magazin olmasından. acayip bunaldım bu samimiyetsizlikten.

    ekleme edit'i: kuşhan'ın ölen kız ile ilgili beyanlarına, snob tavırlarına değinmiyorum bile. o profesyonel bir doktor olarak olaya baktığını düşünüyor, bense onun insanlık anlayışına yoruyorum ve üstüne kelam etmeyi gerekli görmüyorum.
  • bugün ntv'de canlı yayına bağlandı. celal pir, kendisine vicdanının rahat olup olmadığını sordu. kuşhan'ın verdiği cevap aynen şöyle: "vicdanım o kadar rahat ki, aklınız hayaliniz durur".

    itiraf ediyorum, bu kadar pişkinlik karşısında aklım hayalim durdu, gerçekten.
  • demişlerdi zamanında bu adamın diyet merkezi nazi kampı gibi diye. bir kızın ölümüne sebep olması orada uyguladığı programın ne kadar korkutucu bir boyutta olduğunu gösteriyor zaten. fakat beni asıl korkutan, kız öldükten sonra konuşmalarının ve yüz ifadelerinin herhangi bir yerinden en ufak bir pişmanlık, vicdan azabı akmaması ve bu da yetmiyormuş gibi çıkıp pişkin pişkin "egzersiz sırasında olmadı" veya "kapansa nolcak, ben bu işi her yerde yaparım" gibisinden rezil, buz gibi duygusuz bir açıklama yapması. çok şey söylemek isterdim ama şu entry götüme girmesin diye özel bir çaba sarfediyorum. kanımı dondurdu kendisi. "bize geldiğinde 98'di şimdi 85" diyebildi ya! hani neredeyse "bir de işe olumlu tarafından bakın, kızcağız zayıf öldü en azından" diyecek. böyle bir zihniyete sahip ruhsuz insanların olduğu bir dünyada hayatınızın değeri kilonuz kadar bile değil maalesef. yazık. umarım bir daha yaşadığı sürece aynı işi yapamaz. biz de "dila"nınki gibi acı haberler okumayız orada burada.
  • müşterisi olan, kendi sorumluluğundaki alanda ölmüş biri için "bizim oraya geldiğinde 98 kilo 600 gramdı. şu anda 85 kilo." demiş. elma mı tartıyorsunuz sayın kontum? canlısı 98 çekiyordu, ölüsü 85 deseydiniz bari.

    şahsi sorumluluğu var mıdır bilinmez ama, katil gen demiş ya, hey yavrum hey... bu hokkabaz' da cem yılmaz' ın "hipnoz yöntemi" dediği şey olmasın?
  • insanin agzini acik birakan doktordur. doktorlarin hastalik ve olum durumlarinda tipla alakasiz insanlardan cok daha sogukkanli davrandiklari bilinen ve anlasilabilir bir gercek; ancak haberlerde bahsi gecen rahmetli kizcagiz olum ihtimali ihtiva eden bir hastaliktan dolayi tedavi gorurken veya ameliyat masasinda olmemistir. bu sahsin islettigi ticari bir kurumda bir hizmet alirken vefat etmistir. simdi bu durumda bu adam televizyona cikip (sabah ntv'de en azindan) en ufak bir uzgunluk belirtisi gostermeden, aileye bas sagligi dilemeden kendisini ve isletmesni savunma durumuna geciyorsa ben bunu onun doktorluguna baglayamam bilakis insanligindan suphe duyarim. bu ne vurdumduymazliktir yahu?
  • kliniginde hayatini kaybeden ikinci kisi icin (en azindan iki tanesi basina yansidi, ayrica klinik cikisindan bir sure sonra da hayatini kaybedenler olabilir) "98 kilo 600 gramdı. şu anda 85 kilo." diyerek boyle bir durumda bile reklam yapan doktor. evet "su anda" 85 kilo ama yasamiyor... "yedikleri ve içtikleriyle alakası yok. öyle olsaydı onunla aynı yemeği yiyen 60 kişi de ölürdü." diye bir cumle kurabilen doktor olabilir mi? bu kizcagiz bir ayda 15 kilo verdiyse, ayni yemegi yiyen bir baskasi 3 kilo vermis de olabilir. ayse arman iki hafta evvel roportajinda sormustu bunyedeki insana ayni yiyecekleri vermeniz dogru mu, cocuklarla buyukler ayni porsiyonlari yiyor diye... kadin hakliymis.
  • - yasanan bu olaydan sonra kapatilma karari cikabilir merkezinin hakkinda. bu konuda neler söyleyeceksiniz?
    - kapatsinlar ne olacak. ben bu isi dünyanin her yerinde yaparim.

    zayiflama merkezinde bir nedenden ölen genc kizin ardinan haber bülteninde verdigi röportaj. hayatini kaybetmis bir insana saygisizlik.
  • insan canı ucuz ancak kasada biriken paralar maşallah boyu aşmış ki ardındakiler gidenleri göremiyor, görse de zerre sikinde olmayıp bay bay yapıyor pardon suni teneffüs. benim anlamadığım taş devrinde misin ya da karşında ki kısrak mı da günde 14 km yürütüyorsun. oldu olacak katır misali tarla sürdürseydin. hasat zamanı hasılatın da artardı. yıllardır bütün doktorlar ayda 4 kilodan fazla vermeyin diye muhterem götceğizlerini yırtarken 19 yaşındaki gencecik kıza 13 kilo verdirmek ne demek lan.
  • yıllar önce hakkında; 15 yaşında çocuklara da 75 yaşında ninelere de aynı diyeti yaptırıyor, fiziksel, bilimsel, akılsal olarak bunun bir izahı yok diye yazdığımı hatırlıyorum burada. şimdi, bunun medyaya yansıyan ölümcül bir sonucunu yaşıyoruz. bu saatten sonra kendi diyetini ödemesi gereken adamdır kendisi. sağlık bakanlığı ve yargı uyumazsa.
hesabın var mı? giriş yap