• internette aynısını farklı kişilerin kullanması çok normal. aynı nick başka yerde varsa, bu, aynı kişi demek değildir. beni uludağ sözlük'ten bir yazarla karıştıranlar var. hayır, önce yazılara ve üsluba bir bakın. üstelik o kişi birkaç ay önce yazarlığa başlamış. uludağ sözlük'teki hesabımı kapatalı 4 yıl oldu.

    bir başkası sanılmak neyse de, o kişi olduğuna inanılması başka şey. bu, insanların özel hayatına zarar verebilir. nick, devletin verdiği bir kimlik değildir. bu sebeple de, entry'lerde benzerlik bile olmadığı halde, sanki o kişiymiş gibi davranmak yersiz. kaldı ki, aynı nick ile yazacak olsam, burada farklı bir tarzda yazmam çok saçma olurdu. o kadar farklı şeyler yazacaksam, farklı nick alırdım.

    dediğim gibi; bu tür yanılgılar veya iddialar kişilerin özel hayatına zarar verebilir. hele hele interneti çok sınırlı ve dikkatli kullanan benim gibi biri için çok can sıkıcı.
  • -eskiden- bir internet cafe çalışanın en büyük derdi nick'ti. gelen müşterilerin %90'ı interneti mirc'ten (mirc'den) ibaret sanarken onları irc'ye bağlamak, kanala sokmak, nick bulmak hep internet cafe çalışanının göreviydi. server, kanal manal standart zaten de nerden bileyim hangi nick'i kullanacağını. 10 dakika müşteri başında dikildiğimi bilirim;

    -sen anlarsın ya, yaz güzel bir şey.

    şimdi sana sesleniyorum 1999 yılında fonda waiting for tonight çalarken nick soran kardeş;

    12 sene olmuş internetle tanışalı, daha ben burdan ekmek yiyebilmiş değilim, sen kalkmış bana kızları etkileyecek nick soruyorsun, mantıklı mı?

    -romantik serseri yazıyorum o zaman abi, gerektiğinde haylazlık yapıp sevgilisini şaşırtabilen, gerektiğinde saatlerce ay'a bakıp şarap içebilen birini sembolize etsin
    +tamam hocam, süper bu, bunu yaz.
  • eskiden insanlar gösterdikleri kahramanlıklara göre isim alırdı. şimdi ise önce ismimizi alıyor, kahramanlığımızı sonra gösteriyoruz.
  • "şimdi de ekşi sözlük'te nickin anlam ve önemi belirten konuşmasını yapmak üzere nouma21'i mikrofona davet ediyorum.

    şak... şak... şa.."

    bir gün lütfü kırdar'da ekşi sözlük üzerine bir konuşma yapmak için çağırırlırsam, tıka basa dolmuş salon benim nickimi duyunca kalkar gider, sadece kalan üç beş kişiye -ki onlarda samimiyetimizden ötürü yerinden bir yere gidemeyenlerdir- konuşma yaparım.

    her ne kadar nick değil yazdığın önemli gibi laflar işitsem de, nick önemli ağa, nick önemli. bir anlık düşünce gelgitinde aldığın nick, sözlük hayatı boyunca değiştirilemediği gibi, üzerine yapışması bariz yaftalamalara da meydan veriyor. nicke bak, nouma21!

    ben bu nick ile dünya insanlığına faydalı süper bir buluş yapsam ve ilk denemelerine sözlük üzerinden başlasam kaç kişi benim sırtımı sıvazlayıp, yürüye dur aslan parçası der? öyle denmediği gibi afedersin kimse sikine takmaz. bak örnekleyim;

    geçtiğimiz yaz bizim köyün global gazetesinde küçük bir haber yer aldı. gazetenin genel yayın yönetmeni aynı zamanda dizgicisi, dağıtıcısı muharrem abi benim sözlükteki bir entrymi okuyup, haber yaptı. haberin içeriği genel hatlarıyla şöyleydi;

    malum önceki yaz büyük başkan sağolsun arsenikli suları dayamıştı ankaralı'lara habersiz. bende musluktan dolduruğum pet şişemi bilgisayarın yanına koyup vuruyordum gözüne gözüne sıcak ankara gün ve gecelerinde. sonradan açıklandı ki bizim içtiğimiz sular arsenikliymiş. işte ne olduysa ondan sonra oldu! masanın altında birkaç hafta önceden kalma bir pet şişede bir takım hayat emareleri gördüm. kurt desem kurt değil, böcek desem böcek değil. böyle ilginç bir mikroorganizma. izlediğim belgeselerden yola çıkarak bunun olsa olsa halomonadaceae ailesine ait gfaj-1 soyu bir bakteri olabileceğine karar verdim.

    işte yukarıdaki entrynin köyümüzün global gazetesi nenemin sesi'nde "arsenikte canlı emaresi mi?" sür manşetli haberinden yola çıkan nasa 2 aralık 2010 nasa dünya dışı yaşam açıklaması ile bütün dünyaya sanki kendileri bir şeyler bulmuş gibi haber geçti, fiyakasına fiyaka kattı. dünyayı günlerce merak içinde bekletip, benden arakladığı bilgiyi insanlığın geleceği için çok önemli diyerek sattı.

    işte nick burada önemli arkadaş! ben o gün o entryi yazdığımda mesaj yoluyla yemediğim hakaret, edilmedik dalga kalmadı. halomonadaceae dahi yazamayan insanlar benim entryme burun kıvırdı. neden? işte benim nickimden dolayı. bu entryi nicki biyoloji kokan bir arkadaş yazsaydı, bu sene nobel biyoloji ödülünü aldırdı. böyle bir ödül verilmiyor ama bu kadar önemli olduğu için bu sene ilk ödülü alırdı.

    evet, sözün bittiği yer burasıdır. bir nickin ne kadar önemli ve önemsiz olabileceğini bu örnekle görmüş olduk. buradan yazar olma yolunda ilk adım olan, nick seçiminde bulunacak suser adaylarına tavsiyem anlamlı ya da anlamsız olsun ama güzel bir nickiniz olsun.

    son olarak kıymetlimiss ssg'ye doğum günü hediyesi olarak, nickimden yaptığım akrostişi yolluyorum.

    n ickinden çıktım yola
    o nouma ne numara
    u tanmazsan bas sen de butona
    m artın ortasında kaldık o'na
    a rtık ver şukusunu doya doya
    2 de bir olmazsa da
    1 den çık karşısına
  • içimizde yarattığımız ve yaşattığımız karakterin adı. bilinçli kişilik bölünmesi. tebdil-i karakter. ideal koşullarda yaşasaydık nasıl olurduk sorusunun cevabı.
  • günlük hayatta onlarca maskesi olan adamın kıyafetini de değiştirerek maskelerini desteklemesine yarayan triptir.
  • kendinle özleştirdiğin şeydi, yaşam tarzındı biraz. söylemekten yazmaktan kullanmaktan keyif alırdın. chat odalarında, internette mail adresinde paylaşım sitelerinde heryerdeydi. sonra bişiy oldu.

    bi baktın "sikiminucundaki_sinek" oldu takma isimler.
    "ben_sana_nediyimki" felan

    cık. alışamadım ben bu yenilerine.
  • türkçesi: takma ad
    arapça kökenli eş anlamlısı: mahlas

    yok ben illa ki nick kullanacağım diyenler olabilir. eğer bir kelime dile yerleşirse o dile ait olur. ancak bunu en azından nik olarak dile oturtmanız gerekir diye düşünüyorum.
  • ilk gençlik dönemim. internet; türkiye'de daha yeni yaygınlaşmaya başlamış. o zamanlarda bir hevestir chat'e girelim dediğimde benden bir nickname istemişti o zamanın irc'si. herhalde aynı isimli kişiler birbirine karışmasın diye böyle bir uygulama yapılmış denerek makul karşılamıştım. chat'in alengirli dünyasına girince durumun bir sanal profil oluşturmak olduğunu anladım. sonraları bu "nick"; kişinin kendisine, kendi koyduğu bir isim olduğu için gerçekten de önem arzetmeye başladı. mail adresleri artık nick'iniz idi. biz o zamanlarda bir gün matrix'ten, nick'lerimizle hitap edileceğimiz bir dünyaya uyanacağımızı hayal ederdik. insanların size koyduğu lakapların yerini artık kendi nick'iniz tutuyordu.

    sonra msn geldi mertlik bozuldu. artık nick'lerin bir anlamı kalmadı. mail adresleri kişi isimlerinden oluşuyordu. eğer o kişinin ismi alınmışsa plaka, sayı ya da takım kısaltmalarından ibaretti. artık matrix mazide kalmıştı. biz dos 6.0 gençliği windows 7 kullanabiliyorken, live messenger 9.0 gençliği bizi asla anlayamadı.

    hala bir nick'im var, hala nick'imle bana hitap eden insanlar var, fakat neden bir nick'imiz olduğunu bilmeyenler de var.
hesabın var mı? giriş yap