• şimdilik hakkında dünya tatlısı yazmakla yetindiğim, hakkındaki görüşlerimin devamını başka zamana sakladığım cicirik. "tatlı olduğunuz kadar akıllı, güzel ve iyi niyetlisiniz de kuzum" demek istiyor, ve severek diyorum efendim.
  • güzelliği, nezaketi, iyi niyeti ve daha pek çok iyi özelliği nedeniyle lafı yalan-yanlış anlayan sevgili bir kısım boş "insan"ın kıskançlık krizlerine girmelerine neden olan sevimli. pek bir olgun, pek bir sevilen ve sevilmeyi hak eden. çatlasınlar efendim.
  • hayır, bir insan "pırlanta" sözcüğüyle bu kadar uyumlu olmaz ki canım. zarif, aklıbaşında, güçlü, kendi ayakları üzerinde durabilen ahlaklı ve kültürlü, güzelceğiz biri o. (bkz: prenses) (güzellik, başarı ve tüm diğer iyi özellikler başa derttir efendim)
    işinin ehli, başarı canavarı. güzel ses tonu ve kusursuz diksiyonuyla böyle bıcır bıcır konuşuyor ki, al karşına, saatlerce konuştur.
    kıyamayan, şefkat duyan, hastalanan badisine her türlü şekilde bakan, iyileştiren...minnet duyduğum.

    tüm bunların yanında bir de öğreten, bilgisini paylaşan.
  • bu hanım kızımız derin bir olayın* kurbanı olmuştur... sayemde olayların gün ışığına çıkmasıyla da işler karışmıştır tabii *. hayalleri yıkılmış, yaşama sevincini yitirmiştir hatta... kendisine verilen gelin siparişi üzerine heyecanlanıp kabına sığmayan nunuca hanım bir de bakmıştır ki, yumuk hanım* verdiği kaporayı unutmuş başka gelinler de aramaya başlamıştır kendine...* ahh ahh bu kaynanaların hepsi aynı işte...
  • bugüne kadar, kardeşine dil uzattığıma (çevremdeki kişiler de buna dahil edilerek) dair çeşitli yerlerden gelen çeşitli ithamlara cevap verme gereğini bile duymamış olmama rağmen artık gerek kendi öfkesinin yatışması gerekse etrafındaki insanlara daha fazla zarar vermemesi bakımından konuyu açıklığa kavuşturacak bir şeyler yazma ihtiyacı duyduğum bir raporun adıdır (şu an için)

    benim diyen polisiye romana taş çıkaracak bir hikayedir bu, aylardır süregelen..

    günlerden bir gün sözlükçülerin aslında demek istedikleri başlığına bu arkadaşın bir entrysini taşımıştım.. o entry uzun süre orada öylece kaldı.. bu süre zarfında kardeşine dil uzattığıma dair hiç bir söylem yoktu ortada.. sadece nunuca hanım'a karşı terbiyesizlik ettiğime dair bir takım eleştiriler dolanıyordu.. bu arada nunuca'nın kendisinin de sözkonusu başlığı benden daha çok seviyor ve meal yazıyor olması, beni eleştirenlerin bazılarının da o başlıkta entrylerinin olması son derece ironikti..
    nice sonra gereğinden fazla uzatılan bu konunun benim o entariye dört elle sahip çıktığım izlenimini de yaratmaması bakımından sildim.. herhangi bir terbiyesizlik olduğundan değil, konudan fazlasıyla sıkılmış olduğumdan..

    ne zaman ki sildim, işte ondan sonra bir "kardeşe dil uzatma" edebiyatıdır aldı yürüdü..

    sözü fazla uzatmadan bende yedeği bulunan o entryi buraya aktarıyorum..

    sozlukculerin aslinda demek istedikleri (#7883458, 20.07.2005 20:37:59)

    baslık: abla kardes diyalogları

    entry: - aa pardon efecim, kapıyı çalmadım, afedersin.
    - abla çok ayıp ama, bakma sakın, dışarı!!! ben sana bakıyor muyum*?
    - aa neyine bakcam ben senin yer elması? asıl senin yaptığın ayıp efe. sabah sabah işe gideceğim saati mi buldun banyoyu işgal etmek için?
    - ne yapayım çişim geldi...
    - ee ne kadar sürer peki paşam bu?
    - bilmiyorum giyorum* sana ya!!! git, çekil kapıdan...
    - ne demek bilmiyorum giyorum sana ya küçük şey, çık çabuk!
    - yaaa, çıkmıcam, uyandırma beni.
    - efecim bak işim var hadi... acil hem de anlıyor musun beni*...
    - yalan giyosun bana, tulaleti* kullanamayacaksın, kiremlerini*, parfümlerini süreceksin ondan.. bugün de parfüm sıkma.
    - hıımmm tamam anladım ben seni. iyi madem sen çıkana kadar şu yazlık, askılı, kısa elbiselerimden birini giyeyim ben de*...
    - babaaaaaaaa bak ablam ne giyor* ya.... uyan babaaaa....

    meali: krem ve parfum kullanmadan dısarı adım atmam.. ustelik askılı ve de kısa elbiselerim var.. hem kardesim beni bu kadar kıskandıgına gore guzel oldugumu da anlamıssınızdır..
    ..................

    en son baktığımda o başlık altında 2880 adet entry bulunmaktaydı.. içlerinden bir tanesi de benim meallenmiş bir entrym.. rahmetli babamın da dahil edildiği bir espri üretilmiş ve fakat gayet terbiyelice yapılmış bir espri (#2533052) gülmekten kendimi alamamıştım ilk farkettiğimde.. dalışla ilgili tematik yaptığım bir gece, tematikten illallah diyen bir yazar tarafından meallenmiş.. farkedemediğim başka entrylerim de meallenmiştir belki bilemiyorum, zira sıklıkla ziyaret ettiğim bir başlık değil orası.. (başka meallenen entrylerim de varmış, konuyla ilgilenince farketttim, eğlenceli olmaya başladı #4163291 #7945855)

    son olarak;

    1. değil sözkonusu yazarın kardeşi, yeryüzündeki hiç bir çocuğa edepsizce ve haince saldırıda bulunmak gibi bir özelliğe sahip değilim..
    2. birilerinin ısrarla bu entry silindikten sonra sanki ölen kardeş üzerine yazılmış gibi göstermesi ne vahim bir durum.. nunuca'nın da durumu böyle yorumladığına dair (eğer yanlış anlamadıysam) bir entrysi mevcut.. benim nick başlığım altında ölen kardeşine dil uzattığıma dair bir imada bulunmuş ve aynen şöyle demiş: " bakın, hiç bir yazısında ne ablaya ne de ölmüş bir kardeşe dil uzatmamıştır. göremezsiniz." (bkz: #8703982)
    beni adeta katilmişim gibi lanse etmekle ne tür bir kazanç elde etti bilemiyorum ama "ölmüş kardeşe dil uzatmak"la itham eden entrysi halen yerli yerinde durmaya devam ediyor..
    3. burada 10000 tane yazarın yaşamlarına dair tek tek bilgi sahibi olmak durumunda değiliz.. sözlükten tanıdığım ve arkadaş olduğum yazarların bile kaç kardeş olduklarını, ailelerinde ölen biri bulunup bulunmadığını bilmiyorum.. (aslında bunu belirtmeme bile gerek yok.. zaten ortada ölen bir kardeşe saldırmak gibi bir hadise yok)
    4. umarım gerek kendisi gerekse diğer yazarlar o başlığa meal yazarlarken "ben bunu mealliyorum ama burada bu yazarın çok hassas olduğu, çok önemsediği bir konu var mıdır acaba? " diye düşünüyorlardır/düşüneceklerdir..

    en sonuncusu; bu başlıkla ilgili etik tartışmaların benim üzerimden yürütülmesinden çok sıkıldım artık.. moderasyona toplu dilekçe mi vereceksiniz "başlık etik değildir, kaldırılsın" diye ne yapacaksanız yapın.. ama benim üzerimden yerli yersiz edebiyatlar üretmekten vazgeçin..

    satranç tahtasında beş taş oynayarak şah mat yapılmaz..

    edit: şu an çaylak olduğu için de sevinçten göbek atıyor falan değilim.. umarım en kısa zamanda aramıza döner..
  • başı bağlı suser.

    aramızda söz kestik, nikah tarihimizi aldık*.

    kaynana yazarlar için çatır çatır çatlatacak (bkz: gecti borun pazari sur essegi nigdeye)

    damat adayı yazarlar için geçmiş olsun (bkz: bir kizi bin kisi ister bir kisi alir)

    gelen tehditler sonrası edit: bu enty alkolsüzken kaynanaları çatlatmak amaçlı girilmiştir, gerçek ile uzaktan yakından alakası yoktur.
  • ne çok funk, ne de çok fransız olan, baya baya düzgün bi insandır kendisi. ama biraz şanssız biri, nerede dengesizi, malı var bunu buluyor, tez zamanda boynuna bi idiot catcher kolyesi takması lazım.
  • sozlukculerin aslinda demek istedikleri baslığı altında, altına yazılan entryler hakkında abuk subuk espriler yapılmaya çalışılmış olan kişidir. ne demeli, ne demeli, kendisini çok tanımamama rağmen severek okuduğum entryleri karşısında belki söylenecek en iyi söz; guneş balçıkla sıvanmaz
  • kadınların ikinci sınıf vatandaş yerine konmalarına seyirci kalmayan, kadın-erkek eşitliğini savunan, entry'leri vasıtasıyla ilgili makamlara(!) ders veren.

    bir de bükülemeyen bileği öptürürüz birlikte biz.
hesabın var mı? giriş yap