• gidilmemesi gereken, gidilecekse de esnafa ve ordaki hiç kimseye muhtaç olunmayacak şekilde gidilmeli.
    bu kadar güzel bir doğa bu kadar muazzam yer nasıl rezil edilebilir çok güzel bir örnek.
    esnafında adeta vicdan yok buranın. normalde ederi 10 lira olan herhangi bir şeyi 50 liraya satıyorlar. yerli turiste en ufak bir saygı hoşgörü falan yok. tekne turları, paraşüt, dalışlar vs hiç öyle sanıldığı gibi son derece keyifli aktiviteler olamıyor burada.

    biz balayımızı geçirmek üzere geçen hafta gittik buraya. akşamüstü ölüdenizdeydik. otele yerleştik dışarı çıkıp biraz gezelim bir kaç parça da eşya alalım dedik. eşime mayo alıcaz mesela ulan koca tatil yerinde doğru düzgün mayo veya şort satan bir tane yer olmaz mı? yok abi yok her yere baktık resmen yok. ertesi gün fethiye'ye gidip ordan aldık. neyse geldik denize girelim dedik. gittik iki şezlong bi şemsiyeye 18 lira bayılıp oturduk. denize girdik çıktık allah var denizi çok güzel. acıktık ulan dedim şurdan iki tost alayım akşama kadar açlığımızı bastırır. o koca kıyı şeridinde ki hiç bir yerde tost yok. niye yok abi diyosun makinayı kapattık diyorlar. ulan tost makinasını niye kapatıyosun? bir yer var dedi iyi dedim yap iki tane tost. meğer bunun makinası hiç yokmuş. salamı sucuğu kaşarı ızgarada ısıtıp sandiviç ekmeğinin içine koydu al sana tost dedi. ne kadar dedim 20 lira dedi. bu tost olayı her şeyin habercisiydi sanki.

    neyse akşam oldu döneceğiz otele yol üstünde bu paraşüt tekne turu dalış vs ile ilgilenen bunları düzenleyen yerler var. dedik buraya kadar geldik bi paraşütle atlamazsak olmaz. işte bu noktada her şeyi kabusa çeviren focus tour denen şirketle yüz yüze geldik. bi tane delikanlı bize herşeyi o kadar güzel anlattı ki ulan dedim helal olsun adamlar bak her şeyi düşünmüşler valla. biz bunlardan kişi başı 175 liraya paraşüt, 30 liraya tekne turu ve 60 liraya dalış olaylarını satın aldık.

    tekne turu için bize anlattığı şey abi işte yemek bizden zaten 6 tane koy geziyorsunuz teknede en fazla yüz kişi falan oluyo. iyi dedik ertesi gün tekne turuna gittik. teknede en az 300 kişi var dersin ki şiledeyiz amk. bir koya gidiyoruz diğer turların tekneleri de aynı yere geliyo o koyda kulaç atacak yer kalmıyor. rezalet bir şekilde devam ediyoruz. dediler ki bu koyda yemek yiyecez. ulan bir köfte getirdiler bim'den almışlar köfteyi iki ısıtıp atmışlar tabağa denize atsan balıklar okyanusa kadar kaçar o derece. teknedeki adamlara bir şey söylüyorsun seni sikine takmıyor bile. neyse tekne turunu böyle atlattık artık dedik yarın paraşütte eğleniriz.

    ertesi gün saat 1 de burda olun dedi paraşüt için. biz tam bir de ordaydık. ordan çıkmamız 2 yi buldu. bizi bir transite sıkıştırdılar. ayağımın altında paraşüt var kıpırdayamıyorum lan. neyse paldır küldür çıktık babadağına. her şey o kadar hızlı gelişti ki aklın almaz lan. indik minibüsten pilotlar adam paylaştı benim pilot sırtıma bi çanta taktı paraşütü açtı uçmaya hazırız falan dedi bi baktım benim hatun çoktan uçmuş gitmiş ulan ne ara hazırlanıp kalktınız amk. buraya bir not düşeyim: bu pilotlar günde 5 uçuş yapıyorlarmış yani aşağı inip hemen geri çıkıyorlar hoop bi daha uçuyorlar. yani adam bu tempoda çok rahat senin kemerini takmayı unutabilir. neyse abi biz havalandık her şey çok güzel zaten yüksekten çok korkarım ödüm kopuyo amk. eleman çıkardı go-pro'yu fotoğraf çekiyor video çekiyor vs. arada muhabbet ediyoruz. iki kere evlenmiş falan çoluk çcocuk anlatıyor. neyse yavaş yavaş indik yere. dedik fotoğraflarımıza bakalım alıp gidelim. zaten ilk başta satın alırken o eleman demişti fotoğraflara falan biz karışmıyoruz pilot satıyor onları diye.(ama sonradan öğrendim o da yalan amk bunların patronları belli bi kota koyuyomuş zaten) neyse abi fotoğralara falan baktık gayet güzel hoş ee ne kadar bunlar şimdi dedik. adam dedi ki kişi başı video-fotoğraf 140 lira. ulan oha dedim 140 lira buna vereceğime bi daha uçarım manyak mısınız amk. bak bi de iki kişiyiz balayı falan derken adam en son kişi başı 90 lira yaptı. etti mi sana 180 lira iki kişi. e noldu alamadık tabi amk ama nasıl içime dert oldu lan öyle olunca yarım kalıyor havada bir fotoğrafın bile yok lan çok boktan. buraya yine bir not düşeyim: şimdii yukarıda benim pilot takım kaptanı bütün müşterileri o dağıtıyor pilotlara. bi tane de turist çocuk yanında go-pro getirmiş video fotoğraf falan çekecek. bu benim pilot onu uçuracak adama hemen gidip dedi ki bak onun makinası var aldırma yanına sen çek dedi. neyse bunu da belalı bir şekilde atlattık.

    geldik abi son gün dalışa gideceğiz. bu eleman bana bunu satarken iki yerde dalış yapacaksınız dedi. biz bi çıktık abi daha önce tekne turuyla gittiğimiz mavi mağara denen yere orda bi yarım saat daldırdılar bizi bitti. bütün olay bu sonra akşama kadar diğer grupların dalıp çıkmalarını bekliyorsun. geldik o dalış fotoğraflarına da 50 lira bayılıp aldık.

    işteee olay burda kopuyor. dalıştan sonra karaya geldiğimizde ben dedim gidip bunları bana satan elemanla konuşacağım diyeceğim ki bak sen bana böyle böyle anlattın dediğin hiç bir şey doğru çıkmadı resmen bizi kandırdın diyeceğim. gittik elemanın yanına o sırada hemen yan tarafta başka biri yine bi müşteriye tur falan satmaya çalışıyor. ben başladım anlatmaya bak dedim böye böyle dedin ama böyle böyle oldu bu ilk başta bişey demiyo o da anlatmaya çalışıyo falan. sonra bu yan tarafta ki müşteri gitti abi bu bi başladı sen karaktersizsin bak müşterinin yanında ne biçim konuşuyorsun falan. ulan o müşteri de ben neyim amk. adam resmen kavga çıkarıcak ben hala sakin sakin anlatmaya çalışıyorum bu da üstüne hakaret edip duruyor. arkadan bi iki tane daha eleman geldi onlar da beni uzaklaştırmaya çalışıyo adama hiç karışmıyorlar. ulan dedim bana ne karışıyosunuz şu terbiyesize bir şey söylesenize. bu herif arkadan koptu geldi sen gerginlik mi istiyosun lan diye üstüme geliyo. neyse diğerleri araya girdi falan biz uzaklaştık ordan. velhasıl balayımızda az kalsın linç ediliyorduk amk.

    sonuç olarak bence buralara sakın gitmeyin. gitseniz de kimseyle muhattap olmayın. illa gidecekseniz ben paraşüt falan yapıcam diyosanız da sakın bu focus denen yere uğramayın.

    aha bu da internet adresleri. http://www.focusparagliding.com/

    aman uzak durun.
  • guzel rengini ne kadar korur bilmiyorum ama kesinlikle tekne turuna cikilmamasi gereken yer. tekneler yanastiklari koylarda coplerini birakiyor. tabii sessiz kalamadim ben, teknedeki gorevliye -biraz da aptal gibi gorunerek- "bu deniz neden bu kadar pis, bu copler nereden geliyor boyle?" diye sordum. "aciklardaki gemilerden geliyor" cevabini verdi. ben de hemen inandim tabii!. copler de sigara izmariti, sogan, portakal kabuklarindan olusuyor. bu kadar aptal gibi gozukemeyecegime karar verdim ve "bu tekneden de geliyor sanirim bu copler" deyince, biraz sinirlendi ve "alt katta olanlar, cocuklar atiyorlar denize. hepsinin basinda duramayiz ya " dedi. ben de uzatmayip "he he" deyip, gectim. o copluk icinde yuzen ingiliz arkadaslara da soyleyecek lafim yok.

    tekne turu yapanlar o denizden para kazaniyor, o deniz kirlenince -ve bunu sen yapiyorsun bir de- o zaman ne yapacaksin. boyle vicdansizlik gormedim.

    fethiye belediyesi durumdan haberdar mi bilmiyorum ama haberleri olmasini saglayacagim.
  • vampir esnafı yüzünden anası bellenmiş olan tatil beldesidir.

    milli parkın içinde şemsiye ve şezlong 15'er tl olmuş ,giriş ücreti de 7 tl yani bir kişi burada yüzmek için 37 tl para vermek zorunda. geçen sene bu rakamlar şezlon ve şemsiye için 8'er tl ve giriş 4,5 tl idi. bir görevliye bu sene neden bu kadar pahalı dedim, geçen sene işler çok düşüktü bu sene de işletmecinin son senesi sözleşmesi doluyor dedi. gider ayak millete düdük yapıyor yani öylemi dedim, estağfurullah dedi gülerek. içimden senin de mına koyayım , işletmecinin de mına koyayım bu duruma ses etmeyen ilgililerin de mına koyayım dedim.

    türkiye'nin en muazzam yerlerinden biri olan ölüdeniz milli parkında durum budur. şahsen benim için o bölge bitmiştir artık. allahtan günü birlik gittik de fazla düdük yemedik.

    sonra çıkıyor bu vampir esnaflar ,tursab falan iş yapamıyoruz diyorlar. geberin amk.
  • maalesef kumburnu, 3000 günübirlikçi akınına uğramış. kırmızı algida şemsiyelerinden yeşili ve maviyi görmekte zorlandım. haşema ile denize girenlerin bolluğu da cabası. yazık ediyorlar ülkeme..
  • sanırım yamaç paraşütü dışında başka da bi numarası olmayan tatil beldesi. tüm cafelerde sadece dandik ingiliz mutfağı var, türk müşteriye itinayla bok muamelesi yapılıyor. türk ün türk e ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığı yegane yer de burasıdır muhtemelen. apaçi bi eğlence anlayışı hakim. barların önünden geçerken doğulu garsonların ingilizler eğlensin diye girdiği şekillere bakamıyor insan, yüzünü yere eğiyor. tekne gezilerinde pegas ı değil gravity ya da easy riders öneririm. üstelik kabak koyundan hemen sonra gidilirse iyice nefret ediyor insan bu ucube eğlence anlayışından.
  • burada bir tel örgü var, bu tel örgünün ötesine geçmek için ücret ödemek gerekiyor. tellerin berisindeki deniz ölü değil, bildiğin dalgalı akıntılı; ötesindeki deniz ise ölü, en ufak bir hareket yok. adamlar resmen parasını verip denizi öldürmüşler.
  • ölüdeniz'in popüler yeri hisarönü ve ovacık mahallesinin olduğu bölgedir. konaklama da gece hayatı da burada. türkten çok ingiliz var. muğla'nın tüm tatil bölgelerini ingilizler kapmış olabilir hatta. hisarönü'nde yürürken caminin girişine "cami ile ilgili ve diğer merak ettiğiniz şeylerle ilgili imamımızla iletişim kurabilirsiniz" diye ingilizce pankart bile asılmış.

    minibüsle fethiye'ye, ölüdeniz'e, kayaköy'e, gemiler koyu'na ulaşım var. başka yerlere de vardır herhalde. fiyatlar 3 tl ortalama olarak. 2 tl'den aşağı fiyat yok.

    tekne turu ve jeep safarı turları en meşhur turlar gördüğüm kadarıyla. ilk önce jeep safari turunu para tuzağı olarak düşünmüştüm. turistleri kekliyorlar demiştim içimden. ticari bir etkinlik tabi ama gezdiriyor yine şimdi çok da hakkını yememek lazım. saklıkent'e götürmesi en güzel olayı. 50 tl. otelle anlaşmalıysa 45 tl olur. otelin önüne gelip alır ve akşam da bırakır. yoldayken su savaşları olur. baya bir ıslanırsınız, kovayla falan su atarlar. telefon ve cüzdan alacaksınız yanınıza onları 2 kat havluyla sarın çantanıza atın.

    tekne turu bence en güzel şeydi. koylar inanılmaz güzel. kadife gibi deniz. kimi koyda ayağınıza gelen su soğuk, göğsünüze gelen su sıcak. teknede güneşlenmek, tekneden atlamak hoş şeyler. ali baba turizm'e dikkat edin ama beni kazıkladı.

    herhangi bir tura katılmadan önceki gün ayarlamaları yapın. sabaha bırakmayın.

    ölüdeniz'de (yani hisarönü ve ovacık) restoranlar dandik. yemek kalitesi yok; para kazanma derdi var. eti daya doyuyor insan zaten.

    kayaköy'e mutlaka gidin. tarih, din, mimari ilginizi çeken konular ise gidin. şapelin olduğu zirveye çıkın oradan gemiler koyu'na bakın. enerjiniz varsa yürüyün ama 6 km.

    gezeceğiniz yerlere gitmeden önce pet şişeyle su götürmeyi unutmayın. en iyi ihtimalle suya 1 tl veriyorsunuz.

    bir kere gitmek yetmez diye düşünüyorum ölüdeniz'e. çok sevdim. sevdiklerimle tekrar gitmek isterim mesela. gemiler koyu'na yürümek isterim kayaköy'den. kabak koyunda ve kelebekler vadisinde birer gece kalmak isterim. ege ve akdeniz bölgeleri gez gez bitmez gibi.
  • kumsala dükkanlar dikerek ve kumsalda şezlongsuz yer bırakmayarak rant uğruna büyük ihanet yapılmaktadır.
    paraşütçülerin inebileceği alanlar epey daraldı ve insanlar ağaç ve dükkan üstlerine inmeye başladı.
    tutamayacağım kendimi; sizin yapacağınız işin ta amına koyayım.
  • orada 17 yıldır iş yapan zaza bir abimizden son bir kaç senedir ingilizlerin azaldığı onların yerine onun tabiriyle kendine hayrı olmayan fakir polonyalıların gelmeye başladığını söylemiştir. ölüdeniz'i bu adamlara kim tanıttıysa onlara lanet ederek cümlesini bitirmiştir.
  • commonwealth'e bagli oldugu izlenimi veren, ingilizin bokuna bile yavsanilan, garsonlarin 'buyrun turkce menumuz de var iceride" diye seslenebildigi yazik edilmis guzel bir memleket kosesi.
hesabın var mı? giriş yap