oza
-
xıv
selam oza, evde, geceleyin
ya da uzakta bir yerde, neresi olursa olsun,
havlarken köpekler,yalarken kendi göz yaşlarını
senin soluğundur duyduğum ses.
selam oza!
nasıl bilebilirdim, sinik ve gülünç
bir kişi gibi, ürkerek giren bir göle,
gerçekte korku olduğunu aşkın, söyle?
selam oza!
ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni?
daha da korkunç,bir başına değilsen oysa:
şeytan öylesine doyumsuz bir güzellik vermiş ki sana.
selam oza!
ey - insanlar, lokomotifler, mikroplar
gerin kanatlarınızı elinizden geldiğince ona.
harcatmam onun, dokundurtmam kılına.
selam oza!
yaşam bir bitki değilse aslında,
neden dilimliyor, parçalıyor insanlar onu
selam oza!
ne acı bu denli geç rastlamak sana
ve böylesine erken ayrı kalmak sonunda.
karşıtlar getiriliyor bir araya
bırak çekeyim kahrını ve acını kendime
çünkü acılı kutbuyum mıknatısın ben,
sense sevinçli. dilerim sonuna dek kalırsın öyle.
dilerim hiç bilmezsin ne denli hüzünlüyüm.
inan, kendimle üzmeyeceğim seni.
inan, ders olamayacak sana ölümüm.
inan, yük olmayacağım sana yaşamımla.
selam oza, dilerim ışıl ışıl kalırsın hep
bir sokak fenerinden sızan bir ışık gibi.
suçlayamam bırakıp gittiğin için beni.
şükür ki girdin yaşamıma.
selam oza!
andrey voznesenski
çeviren : mehmet h. doğan - turgay gönenç -
moda pasajının dibinde; melody maker, nme, q, ve daha bir sürü dergiyi kelepir fiyatlarda satan, tahsin adındaki sevimli insanın dükkanı
-
andrey vosnenski'nin bir şiir kitabı... içinde şöyle bir ibare geçmektedir.
"oza hayat demektir." -
voznesenski 'nin mükemmel şiiri. derki belkide zoyadır adın. yeryüzünde yazılmış en güzel şiirlerden...
"kilometreler ayıramaz insanı inan
birleştirir telefon telleri gibi
ama milimetrelerse ayıran
bağışlanmaz bir yazgıdır bu
beterin beteri" -
“oza”, yunanca zoe (yaşam) sözcüğünden türetilmiş olan rus hıristiyan adı zoya’nın bozulmuşudur. ve ne muammaî bir nedenselliktir ki oza bey'in bana yüklediği sıfatsal adın da ta kendisidir*.
-
gelecek uzun sürer filminin armağanı olan şiir. 1997 yılında opus yayınları'ndan çıkan basımı aranmakta.
-
an itibariyle camları silinen içinde kabuk tarçın olan bir fincan çay içtiğim, senelerdir uğrak yerim olan ve yine an itibariyle yavuz çetin - kurtar beni çalan kafe.
-
yakisikli kocaman bebegim...belkide dunyanin en en tatli insani...yanliz cafemin sabah arkadasi... dostum, arkadasim, sirdasim, bitanem.... canimsin ;)
-
bazen bunaldıkça orada olmak istediğim, müziği güzel, tarçın çayı güzel, akşamları yanan kırmızı aplikleri güzel, kadıköy kafesi.. sahibi olmak istediğim ender mekanlardan.. evet, gözüm var
-
andrey voznesenskinin bir şiir kitabı. herkese tavsiye edilir.
sarışınım, canım benim, ne ettim ben!
acımı verecek sana bu şiirim?
ben hep seni yaşatmayı ummuştum
gel gör ki, yalnızca yıkımdı getirdiğim
o koca bencil çılgın goethe;
o talim başçavuşu, nasılsa buyurmuş:
“dur ey zaman, ne güzelsin!” diye
“hayır, yürü ey zaman – yürü! sakın dönme geriye!”
neden zincire vurmalı yaşamı, hani bir at hırsızı
bağlar ya bir atı ayağından! sen ve ben
neler vermedik yaşarken birbirimize
ölmezlik durdurmaya kalkmaktır yaşamı
durdurmak gibi bir filmi belli bir görüntüde
ölmezlik demir kapılar ardına kor sizi
anna, oza ve beatrice tümüyle
kafeste tıkılmıştır maymunlar gibi
ve güler seyredenler yüzsüzce
benzerlikler bulup kendileriyle
görmemek ne acı seni şimdi
ve görmek bir zevzek sürüsü arasında
senden bir pay çıkarırken kendine her biri
hiç kalır acısı bunun ölümün yanında
bilirim bağışlarsın beni üzülsen de, kızsan da
ama yalnızca bakıp sözcüklere yaşamazsızın biri
yazdığım dizelere bakıp bir garip tanımlarsa beni
onulmaz bir yara açmışımdır bağrımda
neden direnirsin göğsümde böyle
partizan bir kız gibi yüreğim!
her şeyin makineye dönüştüğü
şu yeryüzünde, dinlenebilirsin.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap