• ülkemdeki karşılığı bulgar göçmenidir. izmir'in kemalpaşa ilçesine bağlı beşpınar köyü bir pomak köyüdür. rahmetli anneannem ve dedem orda yaşadılar. annem orda büyümüş, sonra gelin olmuş köyden ayrılmış. pomakça konuşulur bizim köyde. beyaz tenli olmaları pomakların genel özelliğidir. sarışınlık baskın olmasa da vardır. kendi akrabalarım diye demiyorum ama gerçekten çok temiz insanlar. sevgi dolular. türkçe bilmelerine rağmen köyün yaşlıları alışkanlıktan olsa gerek pomakça konuşurlar. hatta rahmetli anneannem bazen benle konuşurken dalar pomakça konuşmaya başlardı. hiç bozmaz dinlerdim. çünkü gözlerinde inanılmaz bir sevgi görürdüm. bizim köy yıllardır seçimlerde chp/dsp ye oy verir. sosyal demokrattır yani. milli görüşçü değillerdir en azından. gurur duyarım pomak olmaktan.
  • pomaklari karsi genel olarak vakif olunan asagilayici kaniya prim vermemek icabeder suphesiz, arkadaslarimiz, agalarimiz da olmustur aralarindan; lakin bu, bati trakyada yasayan buyuklerimizin anlattigi hikayeleri iletmeye mani degildir.
    derler ki;
    gunun birinde pomak dagdan inmis kasaba pazarina, tezgahlari gezerken karni acikmis. evvela bir kasaba ekmegi almis koltugunun altina sonra da daha once hic gormedigi kadar olgun karpuzu. aklina gelmis koylulerin karpuz-beyaz peynir ekmegi nasil da guzel katik ettikleri ve ilk gordugu tezgahtaki beyaz kalip kalip "beyaz peynir"lere matah etmis. "abe versene bana bir kalipcik" demis almis. tutmus erzagini, kasabanin az disinda bir agacin golgesine oturmus. yarmis karpuzunu, bolmus ekmegini, kesmis bir dilim "peynir"inden, atmis agzina sirayla. baslamis cignemeye. bakmis agzi kopurdukce kopuruyor, kopurdukce kopuruyor. pomak dedigin cahil ama aptal degil, dilimledigi peynir kalibinin sabun kalibi oldugunu anlayinca demis ki "hapirsa da yicem, kopurse de yicem".
    nerden mi biliyoruz bu hikayeyi, kotuluk dusunmeyen, saf pomak amcamizin kendini alaya alarak, hic de gocunmayarak kahvede anlattigi agalarimizdan.
  • erdek - ocaklar'da bolca bulunan ve babamın da mensubu bulunduğu grup - kavim. ne dersen de işte. mübadele zamanında bulgaristan'dan türkiye'ye gönderilmişler ve burayı evleri bellemişler.

    dedem zamanında anlatırdı. ilk başta bulgaristan'dan deniz kıyısına geldiklerinde isyan etmişler "burada ne yapacağız" diye. görüntü olarak haklılar çünkü orada yaptıkları tarım ve hayvancılığı yapacak pek bir yer yok oralarda. deniz - güneş - kum. ee o zamanlar chillout olayları falan da yok. armut koltuklara yayılaım da tekilaları yuvarlayalım falan. delirmişler doğal olarak.

    tabii sonrasında zaman geçiyor, devran dönüyor. çok memnun oluyor buraya gelenler yavaştan bir sayfiye mekanı olunca. şimdi kovsan gitmezler.
  • pomaklar cimri değiller ama anadolu kültürüyle benzerlikleri yoktur. eskiden hiç yemekli düğünler olmazdı mesela. şimdilerde yemekli düğünler de yapıyorlar. benim anne ve baba tarafım pomak ve köyde ninelerimin yanında aylar geçirdiğim için adetlerin zaman içinde değişimine bizzat şahit oldum. pomaklar evet hala sıcaktır, hala inanılmaz hızlı ve heycanlı konuşurlar ama kültürleri günden güne yok oluyor. ninelerimin anlattıklarına göre ilk fire giyimden olmuş kuplu'de kadınlar şuan ferece ya da şalvar giyiyorlar.. ferece kara çarşaftan az bir farklı, ama anneannemin gençken giydiği kıyafetlerle alakası yok.

    pomakçayı gençler pek konuşmuyor eskisi gibi. pomakça sırpça, makedonca, bulgarca karması gibi bir dil. pomaklar pomakçayı çok hızlı konuşurlar. ben edirneden çıktıktan sonra çok hızlı konuştuğumu farkettim. sonrasında köyde bunu biraz inceledim. eskiler türkçeyi pek kıvıramazlar ama pomakça konuşmaya başladılar mı en az hintliler kadar hızlılar. hintlilerde vurgu yok pek, bizde vurgular da çok. heycanlı, eğlenceli insanlardır pomaklar. ama dil problemlerinden dolayı uzun yıllar gelişememişlerdir. bizimkiler selanik karacaova göçmeni.

    pomaklar türk müdür, derseniz, bence değiller. fiziksel özellikleriyle onlar türk kökenli olamazlar. pomakları bulgarlar, müslüman bulgarlar; sırplar, müslüman sırplar; makedonlar, müslüman makedonlar; hırvatlar, müslüman hırvatlar olarak tanımlamaktadır. yunanistan da kendine göre bir tanımlama getirerek yunan pomakları diyerek sahiplenmektedir. bulgarlara (onlar daha kısa ve şişman), hırvatlara ve yunanlara da benzemiyorlar. bence makedonlara daha çok benziyorlar. ama şu var ki pomaklıktan çok türklüğü benimsemişler. geçmişten bahsedildiğini hiç bilmem ben bizim köyümüzde. değişimi de çok açıklar. sanırım 50 yıl sonra bizim köyün pomak köyü olduğuna ben bile inanamıycam.
  • pomakların, peçenek* ve kıpçak* türkleri'nden geldikleri ve 11. ile 13. yüzyıllar arasında şimdiki bulgaristan ve yunanistan topraklarına yerleştikleri görüşü genel olarak kabul görmektedir. bulgarca'ya yakın pomakça adıyla anılan bir dil konuşmaları; türkmenler'in veya kıpçak ve peçenek türkleri'nin slav etkisiyle hıristiyanlığı; 1350'li yıllarda ise osmanlı ile temasın ardından yeniden veya ilk defa müslümanlığı kabul etmeleriyle açıklanmaktadır.
    balkan ve kurtuluş savaşları ** ardından yapılan mübadele anlaşmaları sonucu yunanistan topraklarındaki pomaklar trakya'da boşaltılan rum köylerine yerleşmişlerdir. drama kenti kökenliler keşan çevresindeki köylerde yaşamlarını sürdürmüş, pomakça bu topraklarda 1960ların sonuna kadar anadil olarak varlığını korumuştur.
  • sonradan müslüman olmus bulgarlara denir...dakikada 600 kelime gibi muazzam bir hızla konusurlar...(bizzat sahit oldum)ayrıca bulgaristan tarafından geldikleri icin ipsala tarafındaki koylerdedirler genellikle
  • doğrusunu yanlışını bilmem ama 1900'lerin başında bulgaristan'dan göç etmiş bir aile büyüğümden duyduğum şudur:

    bulgaristan'da nüfusun yarısından çoğu türkmüş. yani türkçe konuşan ve müslüman insanlarmış. sonra bir moda yayılmış. rusya'nın yükselen değer olmasından mütevellit, insanlar arasında bir akım olmuş (panslavizm?)(panbulgarizm?), bu insanların bir kısmı türkçeyi bırakıp yeni öğrendikleri bir dil konuşmaya başlamışlar. ama yine müslümanlığa namaz kılmaya devam ediyorlarmış. işte onlara pomak denmiş.

    bu dediklerim işin aslı astarı değilse de o günleri yaşamış insanlarca dışarıdan yapılmış bir gözlemdir.
  • kokenleri hakkinda kesin bir aciklama modeli yoksa da tartisma goturmez ozellikleri irk olarak slavik, din olarak islami bir toplum olduklaridir. bu millet uzerinde yine de degisik balkan ulkelerinde degisik tanimlamalar mevcuttur. cogunlukla bulgaristanda bulunmalarindan dolayi genelde musluman bulgarlar olarak anilirlar, ama bulgaristan tarafindan musluman olmalari hasebiyle turklerle ayni kefeye konmus ve komunist partiye entegre ettirme cabalari cercevesinde hayli zulme maruz kalmislardir. turkiyeye gelmeleri ozellikle 1877-78 rus harbinden sonraki buyuk goc dalgalari icerisinde turklerle birlikte sinirlarimiza dayanlamariyla gerceklesmistir. o donem turkiyenin kimi kabul edelim politikasi net olmamakla birlikte oncelik "turk soyu ve kulturu ne (bkz: turkish descent and culture) verilmis bunlardan da sunni hanefiolanlar tercih edilmistir. bu baglamda pomaklar turk soyundan olmasa da kulturundendir ve sunni hanefidir. netice itibariyle politika sahiplerinin yuzunu kara cikarmamis ve turkiyeye cuk diye entegre olmuslardir.
  • bugüne kadar görülmemiş bir cezalandırılmaya tabi tutulmuş sözlük yazarı. allah nickli eski kayıtlı okur hakkında adı allah olan kayıtlı okur şeklinde başlık açınca, bu başlığa yazılanlar allah başlığına taşındı, pomak'ın da nicki adı pomak olan sözlük yazarı yapıldı.

    hala gülüyorum bu olaya.

    (bkz: adı pomak olan sözlük yazarı)

    düzeltme: efendim bugüne kadar görülmemiş olduğunu nereden uydurdum bilemiyorum. 386 dx uyardı, şöyle bişey varmış:

    (bkz: bir ayar yöntemi olarak ssgnin nick değiştirmesi)
  • asıl soylarının greklere dayandığını söyleyen tabi ki sadece greklerdir. onlara göre yunanistan sınırları içinde yaşayan herkes grek kökenlidir.
    bu tipik bir komik devlet politikasıdır.
    en az, kürtler dağ türkleridir diyenler kadar komik duruma düşer bunu söyleyen. yemeyin bu kadarını yahu!
hesabın var mı? giriş yap