prag

• charles köprüsünde kasvetli havada yürüyerek (kasvetli havalardan nefret eden biri olarak)beni bile etkilemesinden hallice;şehrin en güzel noktalarına tam nehrin üstünden bakarak o atmosferi huşu içinde yaşayabileceğiniz;u fleuku da ortaçağ ambiansını ruhunuzun derinliklerinde hissedeceğiniz (siyah bira y
  apıyorlar,kesinlikle tavsiye ederim)yaşlı amcalarımızın akordiyon şovu eşliğinde yalnız başınıza keyifle vakit geçirebileceğiniz muhteşem dokusu olan şehir..(ortaçağ kadını olabilirim şüphesiz eski yaşamımda öyle miydim acaba ben dedirten ruhu atmosferi olan şehir)yöresel yemekleri tatlılarını denemek isteyenler için de tredelnik tatlısı fena değil,oldukça büyük ve içine isterseniz dondurma da koydurtabilirsiniz.old town meydanında gezinip daha sonra pivovar u turi ruzi de oturup prag'ın bence en güzel ,ev yapımı biralarından deneyip 1500lü yıllardan beri aynı yerinde hizmet veren bir mekan olarak beni “istikrar ne kadar önemli “diye düşüncelere gark ettiren keyifle oturabileceğiniz mekan.
  
  kafka beyceğimizin müzesini de görüp “milenaya yazdığı mektupları”o kasvetli müzede (içerisi simsiyah)
  inceleyip ortaçağ'ın ne kadar kasvetli de olsa bambaşka uyandırdığı hissi iliklerinize kadar yaşayabileceğiniz sofistike şehir..
  
  çek askerlerimi unutmayayım evinize heykellerinden alabileceğiniz ve daha nice farklı şeyler bulabileceğiniz sergi pazarı vardı şiddetle tavsiye ederim…
  
  romantikliği çağrıştıran bir şehirken ben bu şehre neden hep yalnız gitmişim dedirten de şehir…
• 2000li yıllarda yaşarken, bir kaç defa porno film çekildiğini gördüğüm şehir.
• bana çok samimi gelen, otantikliğini korumuş ve özgün bir şehir.
  viyana alman disiplinini yansıtırken, prag slav ırkının getirdiği kaosu barındırmakta. trafiği var, sokakları dar, insanları garip, alkolü bol, gezilecek yerleri sınırlı. 2 günde şehri bitirebilirsiniz.
  kiliseleri takdire şayan, kale bölgesi ve karl köprüsü de klasik ve favoriler. easter egg sayılır: prag kalesine merdivenle çıkışta sol tarafta banksy'nin graffitisini görebilirsiniz (orjinal mi araştırmadım)
  şehir bana gülümseten bir anı da vermişti: hediye dükkanındaki görevli kadin nerelisiniz sorusuna türkiye cevabını verdiğimizde bize ek bir hediye vermiş ama duvardaki kamerayı gösterip "sessiz olalım,big brother is watching you" esprisini yapmıştı.
• şuan üç günlük gezimin ikinci gününü tamamladığım şehir. o yüzden yarın için öneriler olursa açığım.
  
  venedik'ten sonra gördüğüm en turistik şehir olabilir. tam medieval zamanlardan kalma muhteşem bir havası var. sanki şehirde normal bir hayat yaşanmıyor da herkes gezmeye geliyormuş gibi hissettim. dün rammstein konseri vardı epey bir kalabalık vardı. üstüne bir de buz hokeyi turnuvaları olunca danimarkalı, norveçli ve finlandiyalı akınına da uğramış.
  
  şehirde toplu taşıma epey ucuz. günlük biletler 120 czk idi. ama şehri dolaşmak için toplu taşımaya bile ihtiyaç yok da yine de gezilebilir.
  
  prag kalesine çıktık, içindeki kiliseyi de gördük. ama bence dört tane yer görülüyor olsa bile içlerine girmeye değer bulmadım. dört mekan 450 czk idi.
  
  şehrin meydanı aşırı keyifli. saat kulesi ve kilise gibi klasik yerler olsa da meydanda saatlerce vakit geçirsem sıkılmam, öyle bir aurası var. diğer en keyifli nokta da charles köprüsü. müzisyenler olsun, çeşitli performans sanatçıları olsun özellikle akşam vaktinde epey eğlenceli oluyor.
  
  waldstein bahçesine bayıldım. çok güzel havuzlar kolonlar yeşillikler var. biraz ilerisinde letna parkı var ama aşırı derecede dandik ve ergen akınına uğramış bir parktı. o parka gitmektense muntazam şekilde dizayn edilmiş waldstein bahçesinde yeşillik görmek çok daha mantıklı.
  
  dancing house internette çok popüler ama pek bir özelliği yok. önünde garip pozlu fotoğraf çekmek dışında hiçbir işe yaramıyor.
  
  restaurantlardan lokal dlouhaaa diye bir yere gittik. orda gulaş ve başka kızılcıklı etli bir yemek denedik ama pek fazla beğendiğimizi söyleyemem. yine de kötü değildi ama bana biraz ağır geliyor gulaş sosuyla filan. ama karamelli profiterol şahaneydi. onu kesinlikle öneririm. u parlementu diye bir meclis lokantasında da gulaş denedik ama ordaki hiç güzel değildi.
  
  belki unuttuğum kısımlar olabilir, yarın kalan kısımları da gezince editleyeceğim.