• yugoslavya idealiyle büyüdüm. ailem oradan göçtü. 1991'e kadar evde "yugoslavca" konuştuk. yugoslavya yıkılınca yani mozaik parçalanınca konuştuğumuz dilin aslında makedonca olduğunu öğrendik. babam, dedem, büyükannem herkes geldiğimiz yerin makedonya olduğunu biliyordu ama kimse öyle demiyordu. burası yugoslavya'ydı.

    radovan karadzic işte kendi ülkesinden 1500 km uzakta bir ailenin algısını da parçaladı. bunda yalnız değildi. ratko mladic, slobodan miloseviç gibi adamlarla birlikte örgütlü bir şekilde ve taamüden bu ülkeye kastettiler.

    sonuç: yıkılan bir ülke ve ölen yüz binlerce masum insan.

    bu adam bu noktaya nasıl geldi? srebrenica'da sekiz bin insanın ölüm emrini nasıl bu kadar kolay verdi? bu sorulara vereceğimiz cevap ölen masumları geri getirmeyecek ama dünyanın başka yerlerinde halen öldürülenler için belki umut olacak.

    tıp fakültesinde okuyup psikiyatrist olan, columbia üniversite'nde çalışan, sonra ülkesine dönen, çocuklar için şiirler yazan, mandolin çalıp onlara çocuk şarkıları söyleyen, gayet lirik şiirler yazan karadziç, nasıl bir fantazmaya tutulup ölü bedenlerden çatılmış bir saraya padişah oldu?

    karadziç bize milliyetçiliğin nasıl sapık ve insanı insanlıktan kopartan bir hastalık olduğunu bir kere daha gösterdi. interpol tarafından kırmızı bültenle aranıyordu ve ilgili sayfada, "hayata karşı işlenmiş suçlar", "soykırım" gibi gerekçeler sıralanıyordu. evet hayata karşı işlenmiş suçlar. yani insan hayatına, yaşama hakkına karşı işlenmiş suçlar. bu suçlara verilecek ceza bundan sonra işleneceklerin önüne geçer belki. darfur'da, filistin'de, ırak'ta, afganistan'da...

    bugün radovan karadziç'in yakalanması 13 yıl sürdü. dileğimiz yargılanmasının 13 yıl sürmemesi. evet gecikmiş olsa da gelecek adaletin yitip gidenlere faydası yok ama dünyanın başka taraflarında böylesi cinayetlerin durması için belki bir umut olacak. yoksa diğer tarafta tecelli edecek adaletten hiç şüphemiz yok. amenna ve saddakna.
  • zat-ı muhteremin 1992'de international herald tribune verdiği beyandır:

    "müslümanlar gittikçe daha çok köktenci oluyorlar. bu yüzden küçük bir müslüman topluluk dahi avrupa için baş ağrısı olacaktır. köktencilik türkiye, kosova ve makedonya üzerinden balkanlar yoluyla batıya doğru ilerlemektedir. batı makedonya'nın bağımsızlığını tanımaya karar verirse burada da savaş olacaktır *. bu nedenle at* makedonya ismine karşı çıkarak tanınmasını engellediği için yunanistan'a teşekkür etmelidir *.

    müslümanlar kosova'da ayaklanırsa 10 gün içerisinde bastırılacaklardır *. balkanlar abd veya isviçre değildir *. osmanli, avusturya macaristan, nazi ya da tito'nun komünistleri gibi yabancı işgalcilerin birbirlerini izlemesine karşın, asla erimeyen bir erime potası'dır. bu nedenle, ilk planda etnik bir çatışmadan söz etmek yanlıştır. bu, dinsel ve kültürel bir sorundur."

    allah için adam verdiği tüm sözleri tutmuş, savaş çıkacağını iddia ettiği her yerde savaş çıkarmış. ilginç olan batı dünyasının bu sözleri bile bile müdahele etmemekte direnmesidir zira söylenenler onlara bu zat-ı muhtereme geldiğinden daha hoş gelmiş olsa gerektir. son olarak, bu sivri akıllı zevzekin tito'yu yabancı işgalci olarak nitelendirmesi de ayrı bir komedyadır.
  • maalesef, kendisine bu fırsatı veren, balkan coğrafyasını babalarının malı, arka bahçeleri, yapacakları deneyler için fizibilite bölgesi gören katiller henüz yakalanmış değiller. neden? çünkü biz onlara batılı diyoruz. işte, suçun önemli bir kısmı bu puştlara aittir.

    her şeyden haberdar olan ve işlerine gelmediği için kılını kıpırdatmayan bu canilerin ortak yani, dev şirketler, silah tüccarları ve dev ilaç şirketleri sahipleri ile olan muhabbetleridir.

    yoksa, radovan karadzic iğrenç bir taşerondan başkası değildir. radovan karadzic gibi adamlar her zaman olmaya devam edecekler, bu açık. ancak ki ellerinde fırsat olursa caniliklerini görebileceğiz, ki kendilerini dahi dünyada görmek istemeyiz doğrusu.

    mesele şudur ki belirli güçler bu tip psikopat katillere (kendisi aynı zamanda psikolog bir kişidir) fırsatlar sunarlar, görmemezlikten gelirler. çünkü neden? çünkü birilerinin çıkarı bu yöndedir. orada soykırıma uğrayan müslüman boşnaklar, doğrusu kimsenin umurunda değildir. dönemin amerikan başkanının sözleriyle de tescillidir bu göz yumma. katiller her yerdeler, çünkü kapitalizm orada.

    hakkettiğini bulması temennim elbette ama, gerçekte daha caniler var, onların yakalanıp içeri tıkılacağı günler, işte güzel günler asıl onlar. bir pisliğin yakalanması çok şey değildir. bataklığı sinek öldürerek kurutmak gibidir bu. iğrenç bir sinek tasfiye olur belki ama, bok halen boktur. bok dediğin de son birkaç yüzyıldan beri biraz batıdadır.

    (bkz: ateşi harlayın, geliyor)
  • bosna hersek'in bağımsızlık görüşmeleri sırasında aliya'nın bütün barışçı girişimlerine rağmen savaşın hemen öncesinde çirkin tehditler savurmuştu. aliya yugoslavya dağılmasın kardeşçe yaşayalım dedikçe mecliste, karadziç:
    "hem siz bağımsız olmayacaksınız hem biz sırbistan cumhuriyetini kuracağız" demiştir.
    en kanlı beyanatı şuydu yine aynı mecliste:
    "eğer bağımsızlık diye tutturursanız müslümanlar kendini savunamayacaktır".
    şimdilerde sırbistan tarafından adalete teslim edilmesi bekleniyor; bekliyoruz.
    o adalete pek güvenmesek de.
  • [önemli düzeltme: maalesef aşağıda adresini verdiğim sitelere bugün tekrar girmeyi denediğimde, sitenin ve domain'in kapatılmış olduğunu ve linkini verdiğim fotoğraflara da artık ulaşılamadığını gördüm. ne yapalım, bu da tarihi bir hatıra olarak sözlük kayıtlarında kalacaktır.]

    kaçak (?!) olduğu dönemde psikiyatri/alternatif tıp kongrelerine katıldığını, yani öyle veya böyle elini kolunu sallayarak dolaştığını bugün itibariyle öğrendiğimiz cani, katil, ırz düşmanı, ahlaksız, namussuz, bebek katili, vahşi, şeytan, vs. vs. vs.

    dr. dragan david dabic sahte adıyla meslek icra etmiş!
    ve bu ismi google'da şu anda aradığımda bir de rastladım ki bu kişinin bir web sitesi var! http://www.dragandabic.com/

    henüz basına yansımamış fotoğraflara da bu siteden ulaşılabilir...

    http://www.dragandabic.com/…ragan-dabic-devojka.jpg
    http://www.dragandabic.com/…agan-dabic-devojka2.jpg
    http://www.dragandabic.com/…agan-dabic-devojka3.jpg

    ulaşmak isteyenlere, radovan karadzic'in e-posta adresi: healingwounds @ dragandabic . com

    spam'lerden korunmak için önlem bile almış!

    ve seminer verirken: http://www.youtube.com/v/eabl7k34uz8&hl=en&fs=1

    ekşi haber ajansından her yere duyrulur...
  • on üç yıldır aranan ve en sonunda yakalanan yaratık. evet adam on binlerce kişinin vahşice öldürülmesinden sorumlu ama tüm o insanları tek tek o öldürmedi, kesmedi. yakalanması gereken fakat hiçbir zaman yakalanmayacak olan binlerce cani daha var. karadzic'in yakalanması yüreklere su serpiyor ama yetmiyor.

    bir de bu adamın / adamların cezalandırılması sorunsalı var ki yıllardır benim kafamı kurcalıyor. asmak, hapis hatta en uç örnek olarak dersek işkence bile kesinlikle yetimiyor, adaleti saglamıyor, onun yaptıklarını karşılamıyor. ben söyle bir çözümün olmasını hayal ediyorum: bosna - hersek savaşının tüm kurbanlarının acılarını ve korkularını onun bedenine, beynine iletmek, hepsini ona tek tek yaşatmak. işkenceleri, gözlerinin önünde çocukları öldürülen ebeveynlerin, anne babalarının ölümü izleyen çocukların, kesilen bebeklerin, kadınların, erkeklerin, yaşlıların, tek tek herkesin acısını, her anı ona yaşatmak. adalet ancak böyle olur...
  • ben küçücük bir çocukken yüzünün gölgesi aklıma yerleşmiş bir adam karadziç, uzun zaman sonra yüzüyle tekrar karşılaşınca o büyük burnu ve düşük ağzıyla ailemin erkeklerine ne kadar çok benzediği düşündüm bir an - ki böyle bir benzerlik kurmanın verdiği his hoş değil- ama biz de yugoslavız, biz de aynı topraklardaydık, hepimiz o toprağın çocuklarıydık ve bizi karadziçler öldürdü.

    bugün boşnaklar saraybosna'da ellerinde bayraklarla tek bir karadziçin yakalanışını kutluyor. evet adaleti hissetmedik daha ama adaleti hissetmeye yakınlaştığımızı hissettik ve bu bile bizi biraz huzurlu kılıyor.
  • yakalanmıştır. müjdeler olsundur.
  • ananemin ölmeden evvel hasta yatağında daha önce hiç duymadığım bir dilde sövüp durduğu adam. yatağından kalkamaz haldeydi ve televizyona güdümlü terliklerini fırlattıydı. çocuktum anlamadıydım neden bu kadar sinirlendiğini.

    saraybosnalı bi arkadaşım o yılları yaşamış hiçbir kadının sokağa yalnız çıkamadığını söylemişti. annesinin hala otobüse binemediğini, durdurulan otobüsleri, yaşadıklarını anlatırken neden sinirli olduğunu anladım ama.

    darısı bütün savaş suçlularının başına.

    http://www.radikal.com.tr/…22.07.2008&categoryid=81
  • artik savas suclari mahkemesinde yargilanacak kendisi. silahsiz, savunmasiz coluk cocuk demeden binlerce insani katleden bu adam, avrupa'nin lepiska peruklar giyen -slobodan milosevic'i bir mahkum etmeyi becerememis- beyefendi monserlerinin kibar sorularini cevaplayacak. uluslararasi prosedurler acisindan gerekli olan bu yargilama, aslinda yine uluslararasi vicdan acisindan sadece bir formalite olacak cunku o vicdanlarda bu adamin cezasi coktan verildi. bu tiyatro ne kadar uzun surerse sursun, milosevic'in arkasindan "obur dunyaya masum gitti" diyebilen sirp fanatikler bu adama da sahip cikarak kendi insanliklarini kurban edecekler. her katili oldugu gibi bunu da savunan bir avukat olacak. fakat ne olursa olsun bu insanlarin kirlettigi insanlik onurunu, yani senin benim hepimizin onurunu temize cikaramayacak. bunlar yuzunden hepimiz insanligimizdan utanmaya devam edecegiz, utanmiyorsak bu yasanmis herseye sirt cevirdigimiz, gormezden geldigimiz, unuttugumuz, ya da unutmak istedigimiz icin olacak. insanoglu evrenden silinip, tarihini inceleyen baska bir dusunen organizma olursa bizi sadece ve sadece -bu adamlar yuzunden- birbirini acimasizca katleden, akliselimden yoksun zavalli primitif mahluklar olarak not edecek.

    butun bunlardan sonra bu adam asilsa ne olur kesilse ne olur?
hesabın var mı? giriş yap