• bana göre, doktorların gücü kullandıkları dilden gelir. ne kadar espritüel bir kişik olsa da, ne kadar moron olsa da, bir doktor, işini yaparken ciddi bir karizmaya bürünür. sosyal statünüz ne olursa olsun; ister cumhurbaşkanı olun, isterseniz genel müdür, doktor’a işiniz düştüyse, patron o dur.

    bunu bilerek gittim kodumunun doktoruna. okul bitmiş, askerlik için gün sayıyorum, tam bu sırada özel hayattaki başarısızlığıma yeni bir halka eklemişim, bunların sonucunda reflü baş göstermiş. ne yersem yiyeyim gittiği yeri beğenmiyor, çıkmak istiyor. yemek yemiyorum, bu sefer garip bir sıvı çıkmaya çalışıyor, aslında sıvı yada yemek değil problem, midem dışarı çıkmak istiyor, fakat bunu en acı ve zahmet verici şekilde yapmaya karar vermiş. e doktora gittim ben de. anlattım, “geceleri uyurken, midem beni öldürmek için planlar yapıyor” dedim. “her akşam boğulma tehlikesi geçiriyorum, yatakta mı yatıyorum küvette mi belli değil” dedim. “hem artık uyuyamıyorum da” diye ekledim.

    sonucunda kendimi mide filmi çektirmek için iki bardak badana içerken buldum.

    peki doktor ne yaptı? bir tane mide hapı tutuşturdu elime ve “depresyondasın sen, bir tane de remeron yazıyorum sana, yatmadan bir saat önce iç, ilk üç gün yarım iç” dedi. “ulan madem eczaneden rahatlıkla alacağım bir mide hapı verecektin bana, ne yapmaya içtim ben o badanayı. hayır yani mesaj mı veriyorsun remeron vererek anlamadım, hani senin gideceğin doktor ben değilim, senin psikolojik sorunların mı var demek istiyorsun lan düdük” demedim.

    aldım ilacı eve geldim. galatasaray beşiktaş maçı var akşama, bir galatasaraylı olarak seviniyorum maç olmasına, zira başka türlü zaman geçmiyor. oturdum maçın karşısına, ilk yarısı 0-0 bitti maçın.”maçtan sonra yatarım ben en iyisi ilacımı içiyim” dedim. böldüm remeron’u ikiye, baktım sonra “ulan dağ gibi adamım, şu kadarcık şey mi beni uyutacak, ben en iyisi tamamını alıyım bu ilacın” diyip tamamını yuttum. ikinci yarıyı seyretmeye başladım.

    yaklaşık 80. dakikada falan hasan şaş ceza sahasında penaltı noktasından topa öyle bir vole vurdu ki, izlediğim en güzel gollerden biriydi. evin içinde birden fırladım “goool!” diye. annem baktı uzun uzun bana, “olm sen yat en iyisi artık” dedi. “on dakika sonra yatarım” dedim ve 1-0 galatasaray galibiyeti ile biten maçtan sonra yatağıma geçtim.

    sabah oldu, akşam yarım kalmış işime devam ettim.

    ”nasıl koduk ama” temalı mesajlarımı bütün beşiktaşlı arkadaşlarıma gönderdim, karşılığında sadece “ehehe” tarzı mesajlar, saçma sapan gülücükler geldi.

    yolda bir arkadaşımı gördüm, hasta beşiktaşlı, galibiyetin bana verdiği yasal hakla, erojen bölgeye yapılan cücük haraketi ile girdim konuçmaya

    - cücccccüüük!!! nasıl koduk lan akşam
    - ehehe abi, naber?
    - naber tabi ya, olm sen görebildin mi hasanın şutunu, sizin kaleci öyle mal mal bakıyordu da dedim bütün beşiktaşlılar mı göremedi acaba.
    - eheheaaıııııı….? hangi şutu diyorsun abi hani taç’a giden mi?
    - haa taç’a giden… ağları delip, reklam panolarından sekmiştir, sen taç’ta görmüşsündür topu. olm siz ne zaman yeneceksiniz bizi be, her sene her sene, heyecan kalmadı.
    - abi sen de heyecan tam hız devam ediyor sanırım…ne diyorsun abi akşam maç berabere bitti, gol olmadı
    - siktir lan.
    - sen ciddi değilsin değil mi abi?
    - 0-0 mı bitti maç, e hasan vurdu ya olm.
    - abi sen ne içiyorsan, aynısından istiyorum.

    böyle bir ilaçtır remeron. özledim vallah. bir kutu daha alıyım da, hasan’ı dünya gözü ile gol kralı göreyim diyorum bazen. neden hasan acaba? doktora gidip sorsak, ibne mibne çıkarız kesin…gitmeyeyim ben.
  • çok fena bir ilaç .
    kanımın kaynadığı zamanlar lisedeyim.bu ilacı mahalledeki bir abimizden alıp bizim sınıftaki hatta yan sınfıtaki arkadaşların üzerinde denemeye başlamıştım,
    -kantine gidiyorum bişey isteyen var mı?
    +çay!
    -dın dın..
    hemen kır biraz remeron çaylara millet tatlı tatlı kendinden geçerdi ben de bok var gibi ,bi gülerdim bi gülerdim sormayın.. hoca bunları azarlardı uyumayın diye ben yine gülerdim...
    yan sınıfta güzel bir hatun vardı biz bunla bir ay kesiştik öyle böyle değil... yani bir ay kesişmelerimize rağmen! gitti başkasıyla çıktı.. ben de açıkcası buna çok bozulmuştum. birgün buna sıcak çikolata ısmarlamış gibi yapıp koca bir tablet remeronu kırdım içine..ulan kız öldü sandılar, anası babası geldi okula aldılar hastane falan.. bende korkudan iki gece uyuyamamıştım.
  • son üç sevgilimi aynı rüyanın içerisine bir inarritu*, bir kubrick ustalığında inanılmaz bir kurgu ile sokmayı başarabilen ilaç. rüyanın kaydı olsa en iyi özgün senaryo ve en iyi kurgu dallarında oscar alırdı şerefsizim. düzensiz aralıklarda kullanırsanız "anti depresan" değil "deprasan" işlevi görüyor.
  • ergenlikte çoğu mal ergen gibi antidepresanların kafa yaptığına inanıp (bazıları yapmıyor değil) bir seferde 6 tane içmiştim. 3 gün zombi gibi gezmiştim. ama şimdi normal bir şekilde reçeteyle alırken bile uyutmayan bir ilaç. ama 1080p rüya olayı doğrudur. bir keresinde rüyamda buz tutmuş bir gölde yürürken buz kırılıyordu ve düştüğüm çukurda uche ile beraber bira içiyordum. ama uche bana devamlı olm yukarı çık nefes al önerisi yapıyordu. laaa siktir git diyordum bende. kontrol bende diyordum.1748 yılında bir müren balığı olduğumu bana söyleyen kişi ise metin milli idi. öğrendiğimde şaşırmamıştım. ertesi gün ayılınca 2 tane tam ekmek arası kavurma yerken ayılınca heyyyy dedim gençlik!
  • bugün itibariyle tam 1 senedir kullanmakta olduğum uyutucu ilaç. her sabah istemsiz oluşan mide bulantıları yüzünden arkadaşlar tarafından her sabah düzenli olarak hastaneye serum yemeye gidilmiştir. hastanenin bütün doktorlarına sırayla muayene olup hiç birinin çözüm bulamaması sonucu son olarak psikiyatri bölümüne gidilir. oradaki doktorla yaklaşık 1 saat konuşulur. her sabah olan mide bulantıları ve bunlar yüzünden oluşan gözle görülür derecedeki kilo kaybı, geceleri yatakta saatlerce dönüp durulmasına rağmen uyuyamama, hiç bir şey yapmaya enerjinin olmayışı gibi şikayetler anlatılır. sonra doktor size depresyona girmiş olduğunuzu söyler ve remeron ve sülpir adlı iki ilaç kullanmanızı söyler. en başta remeronu akşamları yarım, sülpiri ise sabah ve akşam olmak üzere birer tane kullanmanızı, şikayetlerinizin istediğiniz düzeyde azalmaması durumunda ise remeronu gece bir tam kullanmanızı söyler. artık depresyon ilaçlı günler başlamıştır. ilaç kullandıktan sonra dikkatiniz belirgin bir şekilde dağılmaya başlar, bununla birlikte aşırı dercede * yemek yemeye başalrsınız. ayrıca yatağa da gerçekten sürünerek ulaşıyorsunuzdur. sonraları yavaş yavaş alışmaya başlarsınız. kilolar alınmaya başlanmıştır. uykunun 7-8 saate çıkmış olmasının verdiği mutulukla dolaşılır. sabahları kalkmakta gerçekten çok zorlanırsınız. ayrıca yıllar sonra ilk defa adam gibi kahvaltı yapılmıştır. sonra işler biraz değişmeye başlar. ilaç kullanımı yüzünden dikkatinizi hiç bir şeye veremez olmuşsunuzdur. sınavlar çalışamazsınız geceleri rahat rahat, ödevler yetişmemeye başlar hatta hayatınızda ilk defa derse kalkamamışsınızdır. sonra doktor tavsiyesi alarak ilaçları azatlmaya başlarsınız. ama o zamanda alınan kilolar yavaş yavaş geri verilmeye, uykusuz geceler yaşanmaya tekrar başlamıştır. uykusuz ve aç zaamanlarınızda nasıl olduğunuzu düşünerek tekrar doktora gidersiniz ve ilaçları yine tam doz almaya başlarsınız. işte böyle de bağımlılık yapan bir ilaçtır kendisi.
  • kulagim cinliyor ve uykuya dalamıyorum diye doktor doktor kbb gezdikten sonra fiziksel bir sorun bulunamayıp, psikiyatriste yonlendirilmem sonucu,psikiyatr tarafından aksamları yarım adet onerilen ve uyutan ilac. hala uyutuyor mu bilemiyorum, 1, 5 ay oldu baslayali, birakabilecek miyim diye merak ediyorum, istahimi acmadi, kilo da almadim, ama almazsam onu artık uyuyamayacagimi dusunuyorum...

    psikolojik bagimlilik yapmaktadır.
  • sığır gibi uyutan, öküz gibi yediren ilaç. ilk bi hafta boyunca baş döndürüyo yürümek bile zorlaşıyo, uzun bir sure boyuncaysa (2 ay falan) ayaktayken hapşurursan veya esnersen ayakta durmak için bir yere dayanma gereği hissediyon bayilacak gibi oluyon. başka bir etkisini gormedim, yani yan etkileri olan ana etkisi olmayan bi ilac turu idi
  • önce kabus görmeye başlatır. bunun adı zihin temizliğidir. bazı bünyeler uzun süre boyunca derin uykuya dalamadıkları, sağlıklı uyuyamadıkları için bu zihin temizliğini yapamamışlardır. bir zaman sonra rüyalar anlamlı hale gelmeye başlar. hatta rüyalarda çözersin her şeyi, uykuda iyileştirmeye yöneliktir zaten. rüya görmek için yapılmış bir ilaçtır adeta. ağır depresyon tedavisinde verilebilecek en başarılı ilaçtır. terapiden önce zihnin dinlenmesi ve uzun süre sağlıklı uykudan sonra insan kendini iyi hisseder.

    fakat, yarım alıyorsanız iyi. tam alıyorsanız tehlikeli. benim tansiyonum düşmüştü. yığıldığım yerde de uyumuştum. yarım almaya başladıktan sonra düzeldi ama bir tek şey düzelmiyor uykuya dalana kadar yemek yeme hali. o açlık anlatılamaz. yaşanır. durduramazsın. her bünye ortalama 5-6 kiloya yakın alıyor 1 ayda. yani ilacı aldıktan sonra yanında bir şişe su ile kendini odaya kapatmakta fayda var.

    kilo alma kısmı da vücut alıştıktan sonra duruyor. ben yaklaşık 6 ay kullandım (6 kilo aldım ilk iki ayda) ve sonunda durmuştu. bıraktıktan sonra aldığım kiloları geri verdim. ama kendisini özlüyorum ve ara sıra (şuan) uyku sorunu çektiğimde kullanıyorum. kesin çözüm olduğu için de güvenilir bir ilaç. uyuyamama gibi bir durum söz konusu bile olamaz. diğer bir güzel tarafı da 5 saat bile uyusan ilaca alıştıktan sonra dinç uyanıyorsun. temiz bir gece uykusu almış bir şekilde.

    benim bir diğer kullanım alanım da aşırı sinirlendiğim, çok üzüleceğimi bildiğim ve stresli bir şekilde bir şey beklediğim zamanlar. ilacı yarım ya da çeyrek alıyorum. olaydan uzaklaşıp uykumun gelmesini bekliyorum. yanlıştır. fakat kesin çözümdür.

    yani remeron bir insanın hayatına giren en güzel şey olabilir. yarım saat önce aldım ve şuan cin gibi bakan gözlerim ölü balık gibi bakıyor. etkisi tartışılamaz bir ilaç.
  • bugün birlikteliğimizin 2. ayını kutladığım majör depresyon blokeridir kendileri.
    ne depresif halimde ufacık bir değişme var, ne de uykularımda huzur. delice rüyalar görüyorum 2 aydır. bunlar genellikle anımsamadığım çocukluk anılarına dair kısa filmler. zaten günümün çoğu uykuda geçiyor. dinlenmişlik hissi vermekten hayli uzak uykular bu arada. resmen gece boyunca bir ton kömürü kömürlüğe taşımışım, bir de güzelce istiflemişim gibi uyanıyorum. başım dönüyor sık sık gün içinde. ayakta durmakta zorlandığım anlar oluyor.
    sanki kafatasımın içinde beyin yerine suya maruz kalmış sünger var.
    herkesteki etkileri farklı oluyor, denmiş. doğru galiba. iştahımda belirgin bir açılma görmedim. aksine bir kaç kilo da verdim birlikteliğimiz süresince.
    aksi, lanet, mendebur, asabi bir yaratığa dönüştüm iyice. hadi hakkımda hayırlısı...
  • beni yeniden hayata bağlayan birtanem, canım antidepresanım.

    çalıştığım işte uzun zaman mobbinge maruz kalıp, 39 (evet yanlış duymadınız, yazıyla otuz dokuz) kiloyu görmemin neticesinde psikiyatr yollarına düştüm. yaklaşık yedi aydır kullanıyorum ve bu süre içinde remeron+benexol kombosuyla tekrar olmam gereken kiloya kavuştuğum gibi gamı kederi de bir kenara attım. artık işteyken koy gtüne rahvan gitsin kıvamındayım. önceden beni çıldırtan, tuvalete girip yumruğumu ısırarak ağlatan mevzulara karşı tepkisiz kalmaya başladım. gerçi kaşarlanmış da olabilirim ya neyse. bu arada bu tepkisizlik zaman zaman sinir bozmuyor da değil. kendimi merhametten yoksun hissetmeme neden oluyor kimi zaman. zira çok kıyımsız olan, her şeye gözü dolan ben şimdi istesem de ağlayamıyorum. gece yatak içinde ağlamalar da sona erdi. bu arada herkesin dediği gibi ilacı kullanmaya başladığım hafta ve bir sonraki hafta sabahları işe ot kafasında gittim. annem yataktan kazıdı, uyuyakaldım vs ama iki hafta sonra bu ağır uyku hali yok oldu gitti.

    yalnız bir tavsiye olarak şunu diyeceğim ki uyku sıkıntısı çeken bir eşe dosta faydası olur diye yarım remeron dayamayın. sonra ağır küfürler işitebilirsiniz, benden söylemesi. (bkz: etme sevap girme günah)
hesabın var mı? giriş yap