• şimdi ay savaşçısı ile ilgili uzun bir girdi gireceğim.

    öncelikle şöyle başlayayım, ay savaşçısı ile değinilmeyen bir konu var. ay savaşçısı evreni... evet, tıpkı yüzüklerin efendisi, harry potter gibi aslında ay savaşçısının da bir evreni var. tabii diğer örneklere göre oldukça yüzeysel ve basit ama var sonuçta. ben de işin kökeninden başlamak istiyorum. şunu belirtmekte yarar var, ay savaşçısı ile ilgili kaynaklar çok düzensiz ve karmaşık. mangadan tutun da, yaratıcısının kenar köşe notlarını bulmak, derlemek ve sonuç çıkarmak zor oldu açıkçası.

    öncelikle bu evren merkezinde ay barındıran bir evren. yani, şu anki bilimsel açıklamaların tersine evrenin bir merkezi var. ay insanları denen yaşam formları inanılmaz uzun ömürlüler, asırlarca yaşayabiliyorlar, evren içindeki düzeni yeri gelince değiştirebiliyorlar, belirli şeyleri eğer zarar verirse yok edebiliyorlar ya da mühürleyebiliyorlar.

    seride evrenin yaşı, hangi zaman diliminde olduğu çok açık belirtilmiyor. mesela biz şu anda 13-14 küsür milyar yıllık bir evrende yaşadığımızı biliyoruz. seride bize aktarılan şey "çok çok uzun yıllar, asırlar..." gibi deyimler sadece. lakin şöyle bir şey var, evrende bu çok uzun yıllar süresince birçok kaotik savaş yaşanıyor, zaman zaman evrenin işleyiş düzeni değişebiliyor.

    seride özellikle dünya üzerindeki insan yaşamının birden fazla bir şekilde bitip tekrar başladığını ve bunun kontrolünün ay insanları tarafından yapıldığını söylüyor.

    bizim animede ve mangada şahit olduğumuz zaman dilimleri ve karakterler ise aslında yine de çok büyük bir zaman dilimini kapsıyor. mangada ve animede ay savaşçısının annesi, muhtemelen onun da annesi, kendisi ve muhtemelen çocukları aslında goddes ünvanını taşıyor. yani bir nevi yaratıcı, tanrı tanımlaması var. sonsuz güç, ölümsüzlük...vs.

    özellikle bu goddes ünvanı alan ay insanlarının yani evren yöneticilerinin gerçekten ölümsüz olup olmadıkları konusunda tam bir bilgi yok. belirli bir yaşa geldikten sonra zamanı kendileri için durdurabiliyorlar. yaşlanmıyorlar. kesin olan bilgi ise şu, bu yöneticiler evrende büyük bir kaos yaşandığında içlerindeki güçleri salıp ölebiliyorlar. evrenin tarihi boyunca bu birçok kez tekrarlanmış. bize yansıtılan zaman diliminde usagi yani prenses serenity'nin annesi karanlık krallığın efendisi kraliçe metaria'yı aydan ve dünyadan yok etmek için bu gücü kullanarak kendini öldürüyor. şu çıkarım yapılabilir, eğer bu gücü açığa çıkartmadan boş boş yaşasalar belki de ölümsüzdürler. dediğim gibi manga ve anime buna açıklık getirmiyor.

    özellikle anime bize zaman geçişlerini algılamada karmaşa yaşattı. 2. sezonunda geçmiş ve gelecek yıllara tanıklık ediyoruz. 1. sezonda ise silver milenyum denilen geçmiş çağa tanıklık ediyoruz fakat anime bu geçişleri çok açıklayıcı yapmıyor.

    evrenin merkezindeki ayda, çeşitli dönemler evrim geçirerek yoluna devam eden bir krallık. tüm bu dönemlerin baş mimarı bizim birebir izlediğimiz usagi, yani prenses serenity. mesela bu kişinin adı 30. yüzyıl ay krallığında neo kraliçe ünvanını alıyor. seri devam etseydi, belki 50.yüzyıl, 100.yüzyıl gibi zaman dilimlerini de görebilirdik.

    şunu bilmek gerekiyor, anime ve manga ortak bir kurgudan çıkmış olsa da işleyişleri oldukça farklıdır. 2013 yılında çıkan sailor moon cyrstal manga versiyonuna daha sadık kalmıştır mesela. (onun da çizimleri berbattı maalesef.)

    bize gösterilen dönem aslında o kadar kısa ki, yapılsa herhalde 100 sezonluk bir anime olabilirdi. biz tabii mutlu sonla bitiyor olarak görüyoruz.

    şimdi, evrenin merkezi ay dedik. evrenin en güçlü kişisi ve yönetici ise goddes statüsündeki ay insanı. biz 3 kişiyi muhtemel bu statüde görüyoruz seride. queen serenity, kızı prenses serenity ve onun da kızı small lady denilen gıcık.

    peki gezegen savaşçıları da nedir? animeler bu konuyla alakalı neredeyse hiç bilgi vermez. (5.sezonda birazcıcık anlatılıyor.) gezegen savaşları da birer yaşam formu. güneş sistemi içerisinde olanlar da ay insanı olarak geçiyor. sonsuz ömürlüler ve ömürleri boyunca hem güneş sistemi içinde hem de evrenin düzeninde birçok savaşa dahil oldular.

    şimdi diğer kafa karıştırıcı etmene, özellikle anime çok kafa karıştırıcı. animede aslında ay krallığından olmayan birçok yaşam formu görüyoruz. bunların birçoğunda prenses, kraliçe gibi yine kadın merkezli yöneticiler var. mesela, ölü ay prensesi nehelinia, kara ay krallığından prens demando gibi insan suretli yaşam formları var. bunlar özellikle evren içerisinde yaptığı yanlış hareketlerle ay kraliçesi tarafından mühürlenmiş ya da yok edilmiş klanlar.

    her düzende olduğu gibi, o düzene karşı çıkan birileri elbette olmuştur. evrenin yönetici konumundaki ay kraliçesi ise bu kişileri cezalandırmakla yükümlüdür işleyişi devam ettirmek adına.

    evrende yoldan sapmış bu klanlara, krallıklara, topluluklara musallat olan gizli, gizemli güçler de var kesinlikle. bunlar insani yaşam formu değil. daha çok bir enerji olarak karşımıza çıkıyorlar.

    mesela animedeki berly karekteri, dünyada yaşayan ve dünyanın prensi endymion'a aşık sıradan bir insan. fakat onun dünya bahçelerinde serenity ile olan aşkına şahit olunca kıskançlığı ve hırsından ruhunu kötü bir enerji formu olan kraliçe metaria'ya satıyor ve olaylar gelişiyor.

    kraliçe nehelinia ise, çocukluğundaki yalnızlığından ötürü kendi içine kapanıyor ve bir aynanın hükmüne giriyor. aynanın içinde ise yine kötü bir enerji formu var ve onu kötülüğe teşvik ediyor. bu gibi örnekler verilebilir.

    demek istediğim, evrenin her köşesinde birçok topluluk, krallık olabilir ama pratikte hepsi ay krallığının hükmüne bağlıdır. bu konu da mesela animede çok fark edilmez biçimde anlatılıyor.

    animede bize gösterilen en son şey ise, samanyolu galaksisindeki büyük kaostan bahsediliyor. evren içinde bulunan yine bir çeşit enerji formu, zamanında büyük savaş sırasında galaksinin en güçlü savaşçısı, galaksi savaşçısı tarafından (sailor galaxia) mühürleniyor fakat enerjiyi içine mühürlediği için de kendisi kötü birine dönüşüp galaksiyi ele geçirmeye kalkıyor.

    bakın galaksi diyorum, bu savaş sadece samanyolu galaksisi için geçerli. manga ve animede her şeyin belirli bir sınırı var. güneş sistemi, diğer yıldız sistemleri, galaksi, galaksi kümeleri ve evren olarak ele alınıyor.

    sailor galaxia yani aslında galaksi savaşçısının kötücül formunun ilk amacı galaksi içindeki tüm yıldızları söndürüp galaksi içine hükmetmek. daha sonra diğer galaksi sistemlerine gitmeyi düşünüp evrene hükmetmeyi yani ay kraliçesinin yerini almaya çalışıyor. sailor galaxia tüm bu kaosu yaratırken, samanyolu içerisindeki birçok yıldız ve bu yıldız sistemlerine ait gezegenler birbir karanlığa gömülüyor. bu yıldız sistemlerinin de birçok koruyucu savaşçıları var. aslında, ay savaşçısı animesinin 5. sezonunda bu evrenin ne kadar geniş olduğunu az çok anlıyoruz. mesela starlights, mesela savaşçı demir fare, mesela savaşçı alüminyum siren. bunlar da kendi sistemlerinde huzuru sağlayan savaşçılar. tüm bu savaşların da, animede belirtilmese de tabi olduğu kişi ay kraliçesidir.

    yukarıda da bahsettim, ay savaşçsı serisinin evreni harry potter, yüzüklerin efendisi gibi derinlikli değil. çok sığ lakin genel hatlarıyla böyle.

    serinin işleyiş mekanizması da aslında sezonlar boyunca ne kadar büyüdüğünün de göstergesi oluyor.

    1. sezon, ay krallığı ile dünya arasındaki ele geçirme savaşını.
    2. sezon ay kraliçesi zamanında galaksinin bir köşesine kara ay klanını hapsediyor. çünkü düzeni bozuyorlar. kara ay klanı da, güneşin kötücül ikisi nemesis yıldızının kötü enerji formu tarafından beyinleri yıkanıyor ve 30. yüzyıl ay krallığına saldırıyorlar.
    3. sezon, tau nebula denilen samanyolu galaksisi içinde bir yıldız sistemi fakat içerisinde kötü enerji formlarını barındırıyor.
    4. sezon, ölü ay kraliçesi zamanında yaptıkları sebebiyle ay kraliçesi tarafından mühürleniyor. mühürlenmeden önce, kendisi güneş sistemine yakın bir astreoid üzerine küçük bir topluluğu olan bir prenses aslında. kıskançlığı ve hırsı başka bir enerji formu tarafından kullanılıyor.
    5. sezon, samanyolu galaksisi içersinde gerçekleşen ve asırlarca devam edip duran, biten yeniden başlayan gezegenler ve sistemler arası savaşı konu alıyor. galaksinin huzurunu sağlayan kişi en güçlü savaşçı olan sailor galaxia tarafından sağlanıyor. (aslında en güçlü değil, en güçlü her daim ay savaşçısı olarak geçiyor.) sailor galaixa son kaos savaşında, kaosun kendi enerji formu tarafından ele geçirilip samanyolu galaksisi içerisindeki tüm yıldız sistemlerine saldırıp canlı formlarını yok etmeyi amaçlıyor.

    seri burada bitiyor lakin, diğer yan notlar olsun, sızdırılan bazı bilgiler olsun, iptal edildiği iddia edilen 6. sezon ise, galaksiler arası bir savaşı konu alan ve evrene hükmetmek isteyen yine kötü bir enerji formunun yarattığı ortamı anlatıyordu. açıkçası böyle bir son ay savaşçısı serisine daha çok yakışırdı.

    işte böyle bir evrenden bahsediyoruz arkadaşlar. kutsal ay adına herkese sağlıklı günler dilerim.
  • hastasıydım vaktinde bu çizgi filmin. kazık kadar kızdım ama izlemeden de edemiyordum. bir gün yine izlerken telefon çaldı. hay ulan kim bu be tam da zamanında aradı diyerekten açtım telefonu. okuldan bir arkadaşmış. napıyosun nediyorsun derken lök diye şöyle bi soru yöneltti:

    - benimle çıkar mısın?

    ben de bir yandan çizgi film bitmesin diye izlemeye çalışıyorum tabi. hönk diye kaldım soruyu duyunca ama tabi ki daha önemli işlerim vardı.

    -'ee yok yeaa' şeklinde gayet laubali bir cevap verdim.

    -niye ya?

    -'ya istemiyorum çünkü. benim şimdi işim var sonra görüşürüz' deyip telefonu kapattım ve aynen koltuğa geçip tv izlemeye devam ettim. aşk mı çizgi film mi diye bir soru da literatüre kazandırdım, mutluyum.
  • eskiden cok severdim,cok seyrederdim.kucuktum ama o zamanlar,ama bir ara erkek mi kadım mi belli olmayan turden $eyler cıktı.benim de kafam kari$ti.kızlardan biri de bu yaratiklardan birine a$ık olmu$tu....$ahsen memeleri benimkilerden buyuk bir erkek arkada$ım olmasını istemem........
  • hayatımda biyolojik saat olayını ilk kez yaşamama vesile olmuş çizgifilm.
    küçükken yaz tatillerinde akşamüstü tam hatırlayamadım ama sanırım trt1'de verirlerdi. biyolojik saatim bana ay savaşçısının başlamasına beş dakika kaldığını haber verirdi ve sokaktan koşa koşa eve giderdim. anneme hemen bir bardak soğuk neskuik yaptırırdım. ay savaşçısıyla soğuk neskuik gözümde bütünleşmişti çünkü, biri olmadan diğeri bir anlam ifade etmiyordu.
    sokaklarda siyah kedilerin pesinden de az koşmadım beni ay savaşçısına dönüştürecekler diye. her siyah kedi benim için lunaydı. alnınına bir yarabandı yapıştırıp ertesi gün açtığımda alnında bir hilal belirivereceğini ve benim de böylece ay savaşçısına dönüşeceğimi düşünüyordum. siyah kedi uğursuzluk falan değildi. siyah kedi lunaydı, luna demek uzun sarı saçlar, mavi elbise, kırmızı topuklu ayakkabı ve ay tacı demekti.
    birgün nedense komşunun kümesinde lunayı arıyordum. niye kümeste lunayı arıyordum bilmiyorum ama arıyordum işte. hain tavuklar ve hindiler birden hep birlikte bağırarak üstüme hücum etmişlerdi o kadar korktum ki birden bahçeden yola fırladım. o sırada yoldan hızla geçen bisikletli bir abi hayvan gibi üstüme çıktı ve alnımı kaldırıma çarptım. o an bisikletle bana çarpan çocuk daha önce hiç duymadığım şeyler söylemişti üstelik, hayatımda ilk kez küfür denilen şeye şahit olmuştum. yere damlayan kanları görebiliyordum ki oracıkta bayılmışım. uyandığımda alnımı sarmışlardı. yoksa luna ben miydim? usagi lunayı bulduğunda tam da ay savaşçısına dönüşmeden önce lunanın alnında da böyle sargı vardı. uzunca bir zaman ay savaşçısına dönüşmeyi bekledim. ama maalesef ay savaşçısı olamamıştım.
    her ne kadar hayal ettiğim gibi ay savaşçısı olamasam da alnımda hala o günün izini taşırım. bu da böyle bir anı.
  • çizgi dizide her bir kızın rengi ve kişiliğine göre düzenlenmiştir;

    sailor moon
    pembe ve beyaz
    pembe çoğunlukla romantizm, arkadaşlık ve feminenlikle özdeşleştirilir. beyaz ise tüm renklerin en safıdır. saflığın ve erdemliliğin sembolüdür. sailor moon'un üniformalarında bu renklere az da olsa, çoğunlukla liderlerin kullandığı mavi ve kırmızı renklerinin yanında rastlanır.

    sailor mercury
    mavi
    mavi sakinliği, önseziyi, güvenirliği temsil eder. bilgeliğin, umudun ve cömertiliğin rengidir. ami'nin gücünden kıyafetine kadar herşeyi mavidir. o, bilge ve cömerttir.

    sailor mars
    kırmızı
    kırmızı, egemenliğin sembolüdür. doğruluk, cesaret, güç, tutku ve ateştir. kestane kırmızısı özveriyi ve cesareti betimler. sailor mars olan ve ateşi silah olarak kullanan rei'nin gücü ve kıyafeti çoğunlukla kırmızıdır. rei, ateşin ve tutkunun özelliğini taşır.

    sailor jüpiter
    yeşil
    yeşil yaşam ve doğanın göstergesi, gençlik, umut, enerji, neşe ve bolluktur. diğerleri gibi sailor jüpiterinde kıyafetinden sahip olduğu gücün temsili yeşildir. makoto, enerji ve hayat dolu bir karakterdir. her zaman hazırdır ve en iyidir.jüpiterin saldırısı olan oak evolution yıldırım ve gök gürültüsü atakları ile birlikte doğrudan doğadan gücünden gelen bir saldırıdır.

    sailor venüs
    altın
    altın (sarı) zenginlik, güzellik, zafer ve diğer iyi şanslarla özdeşleşir. minako sailor v olarak da güzellik, başarı ve şansa sahiptir. venüs gibi parıltılıdır. sailor venus'ün güçleri altın rengini içerir.

    sailor pluto
    siyah
    siyah depresyon, ölüm, gizemdir. ama beyazla birleştiğinde mantığın ve insanlığın sembolüdür. hareketleri ile sailor pluto çoğunlukla gizemli bir karakterdir. pluto ölümün tanrısıdır ve siyah karanlıktır. setsuna'nın rengi aslında koyu yeşil olarak görünebilir. ama siyahın tıpkı altın gibi çizilmesi zordur. eğer çizimlerde direkt siyah kullanırsanız yeterince gölgelerndirme yapamazsınız ve ifade veremezsiniz. meioh setsuna zamanın karanlık kuralcısıdır. naoko'nın çizimlerinde setsuna siyah ya da siyaha yakın renkler giyer.

    sailor uranüs
    koyu mavi
    klasik, ağırbaşlı ve zengin. haruka, şık, ağırbaşlı ve oldukça zengindir. bu üç özellik kesinlikle haruka'yı tanımlamaktadır. haruka, koyu mavi ağırlıklı giyinir ve kesinlikle ağırbaşlı olarak tanımlanabilecek karakterlerden biridir.

    sailor neptün
    mavimsi yeşil
    hoş ve yaşama uygun bir renktir. ayrıca mavimsi yeşil kullanmak için en soğuk renklerden biri olarak tanımlanabilir. michiru'yu tatlı ve hoş bir karakter olarak gösterir. dikkat çekici bir görünüş kazanır. ayrıca diğerleriyle başetmede soğuk bir karakteri vardır. sailor neptünün kıyafeti deniz yeşilidir. güçlerini kullandığı zaman mavi olmayan ama mavimsi yeşil bir renk ortaya çıkar.

    sailor saturn
    mor
    mor, zekayı, dindarlığı, kutsallığı, hüznü, nostaljiyi, gücü, iyileştirmeyi ve düşselliği temsil eder. hotaru, mor rengin bu bir çok özelliğini taşır görünmektedir; güç, iyileştirme yeteneği, zeka ve hüzün. yoketme ve yenileme üzerindeki güçleriyle onun görüş gücü olan biri olduğu söylenebilir. sailor saturn'ün kıyafeti mordur.
  • ağlarken aşırı komik oluyo bunlar gözlerinden ters yönlere doğru seller akıyo, bide ağızları sonuna kadar açılıp küçük dilleri sallanıyo.
  • benim için aşktır. hala. 18 senedir aşk yaşıyoruz :p ahah tamam burada klişe cümle kullandım ama ciddili aşıkım ben bunlara.

    dün aklımdan geçti öğlen gibi. akşamına saat 21:45 (ov tam da maç saati) animez'de rastladım. ağladım sonra. 17 yaşında, tüm arkadaşları sevgili yapmış, orada burada fink atarken, aman usagi kaçmasın, aman sıcağı sıcağına özet geçeyim defterime, bir şey kaçırmayayım diye kendimi eve hapsederdim. ola ki cereyan mı kesik, hemen en yakın arkadaşımı arayıp, izlettirip bana anlatmasını isterdim.

    na böyle bir manyaktım. sonra bitti, üniversite de bitti, iş buldum, aşk buldum 30uma geldim.
    ama görünce aynı heyecan, aynı sevgi.

    anlayamazsınız :'(
  • 3.5 yaşındaki yeğenimin büyüyünce ne olacaksın sorusuna verdiği cevap
  • hatırlamadıgım bir bolumunde bir canavar ile smokinli sovalye arasında soyle bir dialog gecmistir :
    sailor moon ve chibi moon zor durumdadırlar.ikisi bir canavar ile basa cıkamamaktadır ve basları iyice belaya girmektedir.tam canavar bu ikisini haklayacak iken nerden geldigi belli olmayan kırmızı bir gul canavarın onunu keser.
    -sen bu iki guzel kızı nasıl olurdu zarar vermeye kalkarsın.ben smokinli sovalye buna asla izin vermi...vıdı vıdı bıdı bıdı...
    -nee?! sumuklu sovalyemi?!
    sailor moon ,chibi moon izleyici :
    -!?
    karizma yerlerdedir.
  • hic unutmam bir gun tam baslayacagi vakitte televizyonun karsisina gectim usagi konusmaya bir basladi trt dublaj yapmayi unutmus kiz resmen japonca konusuyor. aglamaya baslamistim ben nasil anlayacagim diye de neyseki sonradan duzelmisti, ne gunlerdi vay be..
hesabın var mı? giriş yap