• hani aileniz hep yanınızdadır; ama onlarla konuşmanıza, birlikte bir şeyler yapmaya pek fırsatınız olmaz ya..
    hani onlar sizin için hep çok ayrı bir köşede durmuşlardır, onlar için her şeyi yaparsınız ya..
    işte seçkin de benim için öyledir..

    hayatınızda yüzlerce arkadaşınız olabilir; ama bir tane seçkin o yüzlerce arkadaşa bedeldir.. çünkü o, her zaman ordadır.. çünkü o; bir arkadaş değil, kardeştir..

    bilmiyorum neden, bugün bunları yazmak geldi içimden.. belki bir pişmanlık bu.. o kadar vaktin içinde bir türlü onunla vakit geçirememekten.. halbuki nasıl özledim, futbol eleştirilerimizi.. play station mu iyi, bilgisayar mı geyiklerimizi.. kız muhabbetlerimizi.. bahçe sulamalarımızı*.. çekemediğimiz kopyaları.. yan yana duran sıralarımızı.. çok özledim..

    9 sene az zaman değil.. hele ki yaşamının neredeyse yarısı demekse..

    bunları okurken şaşıracaksın başta.. sonra güleceksin ve neden yazmış ki bunları mal herif diyeceksin.. daha sonra düşüneceksin ve anlayacaksın neden yazdığımı.. çünkü bu, geç kalmış bir teşekkür.. çünkü sen hep "orda"sın biliyorum..

    seçkin..
    benim için "dost "demektir.. çünkü o, ilk dostumdur.. tektir..
  • izmir/alsancak semti'nin gul sokagi'nda bulunan evladiyelik pidecinin adi.
    mutevazi, minik bir dukkan olup, temiz ve alsancak fiyatlarina kiyasla oldukca ekonomiktir.
    odun firini olmamasina ragmen butun cesitleri enfes olmakla birlikte, ka$arli-kiymali pidesi ozellikle denenmelidir.
    bayram-seyran gunlerinde kapali oldugu icin izmir disindan gidecek olan ziyaretcilerin, ziyaretlerini buna gore duzenlemesi tavsiye edilir.
  • çarpıcı gibi hasta olduğum bir sıfat kardeşimdir seçkin.. seçilmiş kişilerin seçtiği nevi hubutatı imler anlamca.. misal, yky'nin yeni bastığı ilhan berk'in şiir toplaması seçkindir [ki yky bey, varaklı yaraklı, öldür allah okunamayacak denli biçimsiz bir baskı tercih etmiştir]; ya da at sikine konmuş kibar bir kelebek de seçkindir.. delinin zoru seçkin olabildiği gibi, başını yana bükmüş nahif bir çük de seçkindir..

    tüm bu seçkinler, paralı süvarilerden müteşekkil bir 'seçkinler ordusu' tarafından korunur, kollanır.. televizyon seyrederken de ayaklarını uzatır..
  • mustafa'nın türkçesi.
  • haluk bilginer'in gay modacıyı oynadığı hırsız var filmindeki adı.
  • su aralar is aramakla mesgul, dalgalanan hissel durumunu da bu is arama(hatta bulamama) eylemine angaje etmis biricik insan.
  • bi zamanlar beyoglunda, aga camiinin yanıdaki sokaktaki the beatles cafe'de calismis, calistigi zamanlarda kafeye renk katmis bonus sacli hatun kisi.
  • (bkz: distinguished)
  • ["benden oniki oğul oldu." diye cevap verdi yakup. "bu da oniki oğlumdan birisi. onların içinde lanetleme kutsama gibidir ve kutsama da lanetleme gibidir. birkaçı dışlanmıştır ama seçkin kişiler olarak kalmışlardır. birisi seçilmiş kişi olduğundan sevgi içinde yok olup kalmıştı. onu kaybettiğim için bulmak zorundaydım; onu bulduğum için de kaybettim. o yüksek bir mevkiye getirilerek benim oğullarımın çevresinden uzaklaştı ama onun oğulları, benim soyuma katılarak bu çevreye dahil oldular, bu zincire peş peşe katıldılar."] thomas mann - joseph und seine brüder

    başkançılar:
    "yüreklerinde büyüklük, davranışlarında saygı,
    dünyanın seçkin prensleri eğiliyor önünde
    bu soylu kan dolaştıkça şişkin damarlarımızda
    istencinin kolayca kımıldattığı bir gövdeyiz biz." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    [demek ki yazar yönetici "seçkin sınıfın" asalağıdır. ama, görevi dolayısyla o, kendisine bakanların çıkarlarına aykırı düşen bir yolda ilerler. yazarın durumunu belirleyen temel çatışma da budur işte. kimi zaman çatışma açıktır. yönetimin ölüm çanlarını çaldığı halde, figaro'nun düğünü'nü başarıya ulaştıran saray nedimelerinin hala sözü edilir. kimi zamansa çatışma gizlidir, ama gene de vardır; çünkü adlandırmak göstermek, göstermekse değiştirmek demektir.] jean-paul sartre - edebiyat nedir

    (bkz: seçkinler)
    (bkz: müçteba)
    (bkz: efrat/@ibisile)
    (bkz: havas/@ibisile)
    (bkz: elit/@ibisile)
  • sıf. (< seç-kin)

    başkalarında bulunmayan üstün niteliklere sâhip, sıradan ölçülerin dışında, üstün, güzîde, mümtaz: "ihsan, bu iki gün içinde her iki sanatkârın nasıl seçkin insanlar olduğunu anlamıştı" (ahmet h. tanpınar).
hesabın var mı? giriş yap