• şehvetin adını aşk koydular
    eğer şehvet aşk olsaydı
    eşekler aşkın şahı olurdu

    (bkz: mevlana)
  • evrimin temeli şehvettir:

    "şehvet duygusunu en derinden hissettiğim zamanlardan biri, önümde oturan bir genç kadının ensesine dokunma isteğini dizginlemek için çıldırdığım bir otobüs yolculuğu olmuştu. bir saat boyunca saçları topuz yapılmış bir kadının ensesini seyrederken, içimi kemiren o isteği bastırmak için uyumayı denedim; ama yetmedi. otobüsten inerken o kadının yüzünü görmek isteği ile o gizemi korumak isteği arasında gidip geldim ve sonunda bakmamayı tercih ettim. aklımda sadece o topuz yapılmış ensenin görüntüsü kaldı. resim yapmayı öğrendiğimde ilk çizdiğim görüntülerden biridir bu. o resime dokunduğumu itiraf etmek zorundayım."

    hareketlendirir:

    "3 saattir bekliyordum. aslında 6 ay ve üç saattir bekliyordum. o kadar çok bekledim ki, artık beklerken çevreyi hissetmemeyi öğrendim gibi. bekliyordum ve şüpheli bakışlar atanlara aldırmıyordum. birileri erkek fahişe olabileceğimi fısıldıyarak yanımdan geçiyorlardı. bekledim. ve sonunda geldi.
    6 ay boyunca bir kadını istemek insanı delirtmiyor belki ama biriken aşk yapma isteği yuvasından çıkmak için sadece bir dokunuşa ihtiyaç duyuyor. o dokunuş için ise yarım saat kadar daha beklemek zorundaydım.
    onun sevgilisi olan adamı üç senedir tanıyordum. saatlerce telefonda yalvarmalarını dinlediğim zaman şaşırıyordum. felsefe okumalarımıza devam edip, kafası bu kadar çalışan bir adamın nasıl bu hallere düştüğü üzerine düşünüyordum; gerçi bir miktar komik de geliyordu.
    sonra, onun 'o' olduğunu bilmiyor olmama rağmen, ilk gördüğüm zaman hissettiğim duygu bir çeşit tiksinme oldu. fazla hayat doluydu, garip bir şeyler vardır onda. bu tiksinme duygusu ne zaman yerini delirir gibi bir dokunma isteğine bıraktı bilmiyorum. ama bu istek oluştuğundan beri işte bu günü bekliyordum.
    evime ulaştık. ben genç ve kibar bir adamdım. aklımdan tek bir şey geçiyordu, o da bunu çok iyi biliyordu, ama o bilindik gülüşüyle beni bekletmekten duyduğu zevkle, adeta benimle dalga geçiyordu.
    bir ara şarap içerken başımı önüme eğdim, sonra ellerini hissettim ve karnımdan yukarıya doğru bir yanma hissi oluştu. vücudumda titremeyen bir tek nokta bile yoktu. ve beni ilk kez öptü.
    ve ben onu bir hafta boyunca öptüm."

    hayatı değiştirme gücü vardır:

    "garip bir hüzünle yüzüme bakıyordu.
    - bir erkeğin dudaklarının yumuşak olabileceğini düşünememiştim, dedi bana.
    asıl yumuşamış olan onun gençliğinin sertliğiydi. bütün o kabasaba tavırları yerini kedi gibi kıvrılarak yatan taze bir aşk kokusuna bırakmıştı. parmaklarım saçlarının arasında dolaşırken, onun bir uykudan uyanmakta olduğunu hissediyordum.
    artık onun da çevresine müdahale etme gücü ve isteği vardı."
  • tutkudan farki, daha zehirli cagrisimlar icermesi belki de... tutkuda objesine bir baglilik, vefa, belki bir derece de mizmizlik bile vardir, sehvet ise daha da guclu; odaklanir. herkesi kirip gecer istegine ulasmak icin. bir noktadan sonra yalanmis, yasakmis, kotuymus, yanlismis, mantikli degilmis, hic onemi kalmamistir. sahneye cikan gercek bir tiyatrocudur artik. isinin disinda birsey dusunmez.
  • gerçek iktidardır.

    bu dünyayı yöneten en asil duygudur. soyludur.

    isterse gökten sarhoşluğu indirir, baştan çıkarır, yakar, yıkar, aşk yaptırır.

    kıymeti bilinen ellerde mutluluğu paylaşma sebebidir.

    günümüzün çiğnenmiş, tükürülmüş, sertleşmiş, beklemiş, üzerine basılmış, tekrar çiğnenmiş sakızıdır.

    kirlidir.

    yaşamayı bilmeyenlerce, süreçlerde değil de sonuçlara odaklananlarca kirlenmiştir.
  • insanların çoğu tarafından yanlış yere yönlendirilen ırmak.
    insanda bu fonksiyonu olmasaydı sistem işlemez hale gelirdi.

    arabaya tutku bir şehvettir,
    kadına tutku bir şehvettir,
    evlat ile övünme mal ile övünme bir şehvettir.

    kabaca tefekkür etmek lazım:

    zikri, son model arabamı sevdiğimden daha çok sevebilirmiyim, nasıl?

    bir güzelle başbaşa, gözgöze kaldığımda duyduğum hisleri mutluluğu ibadetimde görebilirmiyim, nasıl?

    dünyanın en güzel yerinde en güzel şekilde döşenmiş evi kalbimde bulup içinde oturabilirmiyim, nasıl?

    bir çiçeği düşünerek koklamak, tefekkür ederek daha önce tadılmamış lezetleri tadmak.

    yani,
    dünyadan yana akarsa şehvet olarak putlaşır,
    ahiret tarafına akarsa hakka iştiyak halini alır.

    not: nasılların cevaplarını alacağımız adres mesnevi.
    tez zamanda dizileri, filmleri, dergileri, çizgi filmleri, görselleri, günümüze uygun şarkıları çıkmalı ki gönül dünyasına gölgeler nakşolsun, tohumlar serpilsin.
  • yedi ölümcül günahtan bir tanesi, hakkaten çok sakattır, baş etmek ermektir.
  • hayatta insanı vezir ya da rezil eden en büyük güç.
    aşkın şiddeti 9/10 ise şehvetin 11/10'dur. yani başka şansın yoktur.
  • modern zamanlarda aşk sanılmaktadır.
  • ayakları yerden kesen en ateşli duygu. ve ona kapıldığınızda kendinizi hep en doğru yerde hissedersiniz, her şey doğrudur onun olduğu yerlerde.
  • şefkatle yan yana olması lazım. sadece şehvet insanın ancak hayvan tarafını oyalar. doyurur demiyorum. sadece oyalar ve eğlendirir. şefkatle birlikte olduğunda bir doyumdan söz edebiliriz. burada şefkati de çok geniş bir anlamda kullanıyorum. sevilen birine gösterilen ihtimam değil sadece. karşılıklı merhamet, karşılıklı merak ve ilgi, karşılıklı tamamlanma... bunlar varsa zaten şehvet arkasından geliyor. bileşim yakalandığı zaman adına muhabbet diyoruz zaten.
hesabın var mı? giriş yap