• orjinali mina'ya ait olan bir ajda pekkan şarkısı...mukkemeldir,ama türkiyenin hit fabrikası bu kadının o kadar hiti arasında biraz ezik kalmıştır o kadar ön plana çıkmamıştır ama en güzel ajda şarkılarından biridir... ajda o üstün yorum gücüyle öyle bir söyler ki şarkıyı sizi içine alır, yamultur dağıtır ve bırakır...
    söz : fikret şeneş/ müzik : lucio battisti
    yayınlayan © 1973 istanbul

    burada seninleyim
    sokaklarda seninleyim
    rüyalarda uykumda seninleyim

    telefon çalsa bile
    konuşurum sen diye
    kapım açık bak yine seninleyim

    başkası kollarımda
    sen varsın yanımda
    öptüğüm dudaklarda seni özlerim

    söylenen sözler senin
    aşk şarkımsın benim
    gözlerim kapalı seni dinlerim beklerim

    bakarlar deli diye
    sevişirim seninle
    göremezler ben içimden gülerim

    sen sağımda solumda
    sigaramda odamda
    yaşıyorsun bak yanımda
    ajda pekkan şarkıları
  • bu kadının ne kadar kusursuz bir yorumcu oldugunu bu sarkıda o kadar iyi anlarsınız ki...sesin girdigi her ton içinize işler....sarkının içinde öyle bir güler ki ajda o an bu gülüşün aslında ne kadar acı bi gülüş oldugnu okadar iyi anlarsınız ki...
  • ajda pekkanin en iyi sarkilarindan biri.
  • meltem cumbul'un hala tüylerimi diken diken yapabilen muhteşem şarkısı. yine böyle şeylerle karşımıza çıksa. sözleri de şöyle;

    aklında bir şey var gibi
    düşünmeden bence söyle
    yüzündeki ifadeysem nerdeydim
    aslında çok şey var hatta
    sözler bazen yaksa da
    sorgular yine karşımda nerdeydin
    denedim defalarca (yeter mi?)
    her defasında (biter mi?)
    ben sana kilitlendim (senindim)
    seninleydim
    yağmurda sürüklendim (yeter mi?)
    delirdim aşkından (biter mi?)
    sonunda kabullendim (senindim)
    seninleydim
    ne yaptıysam olmadı
    odamdasın karşımda
    sonunda yatağımda senleyim
    ayrılık daha erken
    sev beni vakit varken
    seninle sevişirken senleyim
    denedim defalarca (yeter mi?)
    her defasında (biter mi?)
    ben sana kilitlendim (senindim)
    seninleydim
    yağmurda sürüklendim (yeter mi?)
    geberdim aşkından (biter mi?)
    sonunda kabullendim (senindim)
    seninleydim
    ne sen ne ben buna neden
    dal aşka hesapsızca hisset beni yanında seninleyim
  • ne güzel her biriniz üç satırlık entryler yazmış, köşelerinize çekilmişsiniz. başka konular hakkında fikirlerinizi çoktan beyan etmeye başlamışsınız bile gereksiz ayrıntılardan bahsetmeden. halbuki ne gerek var parantez arasına sıkıştırılmış cümlelere, iki virgül ya da tire arasındaki üstü kapalı
    -bazen de gayet açık- göndermelere değil mi?

    değil. illa anlatacağım. ne yapayım, elimde güzel kelimeler var, kullanamazsam üzülürüm.

    ajda pekkan hayranı biri değilim, sevmiyorum da diyemem ama özellikle bir şarkısını açıp dinleyeyim demişliğim olmamıştır 30 sene boyunca. yani ben 30 yaşımda, bir tiyatro oyununa gidene dek bu şarkının varlığından habersiz dünyada yaşamımı sürdürüyordum. yoo, hayır. benim için büyük anlamlar taşımıyor bu şarkı ama bir şey var. sanki bütün sevdiğim şeyler bir araya gelmiş gibi.

    çok kolay bas gitar riffleri olduğunu düşünsem de bu konunun uzmanı değilim lakin basitlik de bazen insanı etkileyebiliyor ve evet, bu şarkıdaki bas gitar vuruşları beni duyduğum andan itibaren en etkileyen şey. davul biraz fazla gürültülü olsa da -ziller yüzünden- bas gitara odaklandığınız zaman dikkat çekmiyor pek. keşfine nail olduğum daha bir sürü enstrümanı duyabilsem de, beni bas gitardan sonra en çok etkileyen viyolonsel oldu. keman olmadığına kani olmam biraz zaman alsa da -bu kani'yi de neden cümle içinde kullandım ki şimdi*- anladıktan sonra en çok etkilendiğim kısımlardan biri oldu.

    sözlere ve vokale gelince, ruhu tamamıyla ele geçirmiş aşklardan bahsedilen şarkılara bayılıyorum. bir kadın ya da erkeğin günlük hayatın tüm debelenmelerini unutup, ruhunun her bir köşesinde aşık olduğu kişiyi hissetmesi sadece şarkılarda güzel ama. gerçek hayatta bunu yaşayanlar vardır, benden size bir tavsiye, yapmayın! bu dünyada önemsemeniz gereken en mühim varlık sizsiniz. eğer bir kişi ile aile olmamışsanız henüz, onu kendinizden bir parça gibi görmeyin, üzülürsünüz. bakınız hanım kızımız ajda'ya, yanıp tutuşmuş işte:

    "sevdiği yanında olmasa da onunla olduğunu,
    sokaklarda onunla yürüdüğünü,
    rüyalarında onu gördüğünü, uyumadan önce onu düşündüğünü,
    başkaları ile konuşsa da onunla konuşuyormuş gibi hissettiğini,
    başkasının kollarında olsa da onun kolları tarafından sarılmak istediğini,
    sevmediği başka dudakları öperken, sevdiğinin dudaklarını hayal ettiğini,
    söylediği tüm sözlerin aşık olduğu kişiye olduğunu,
    tüm dinlediği aşk şarkılarını onu düşünerek dinlediğini,
    gözlerini kapatıp, sevdiğinin sözlerini düşündüğünü
    ve hala o kişinin dönmesini beklediğini,

    artık bu sevginin onu delirtmeye başladığını,
    sevdiği ile seviştiğini hayal ettiğini,
    ama kimse görmediği için komik duruma düştüğünü,
    ve kendi haline değil de, göremeyenlere içinden güldüğünü,
    sağında, solunda, yanında,
    her an sevdiği kişinin olduğunu
    yani bu kişinin ruhunu ele geçirdiğini"

    ifade etmektedir şarkısında naif kızımız ajda. hele o deli damgasını yediği, sevişme hayali yok mu? isterik bir gülüş ile kendine mi, ona deli diyenlere mi güldüğü belli olmadan minik bir kahkaha atması ve hemen kendini toparlayıp sözlerine devam etmesi ruh halinin bozukluğu hakkında bize bir hayli fikir vermektedir.

    bir şarkıyı ilk olarak nerede duyduğunuz mühimdir. şarkıyı duyduğunuzdaki ruh haliniz mühimdir ve muhteşem bir kompozisyon yakalayabilmek için şarkının içeriği ve müzikalitesi en mühim unsurlardan biridir. çok bir şey ummadan gittiğim bir tiyatro salonunda, minik salonun koltuklarının arasından bu şarkının dönüp dolaşıp kulağıma gelmesi, sahnedeki dekor ve içinde bulunulan sahneye delicesine yakışmış bu şarkı benim için bu şarkıya bayılmamayı olanaksız kılmıştı. (bkz: fatima'nın erkekleri)

    bazen çok da güzel olmayan şeyler, çok güzel şeylerin arasına öyle sıkışıyor ki, onun çok güzel olmadığını anladığınızda dahi güzelmiş gibi davranmaya devam edebiliyorsunuz. hayat işte...
  • işin ilginç tarafı ajda pekkan mina ya da dalidadan aranjmanlar yaparken şarkıların düzenlemelerini birebir almıştır.
    (bkz: palavra palavra)
    (bkz: paroles paroles)
    (bkz: kim olsa anlatır)
    (bkz: mi mande rose)
    oysa bu parçada ilk defa orjinalinden çok çok daha başarılı bir düzenleme yapılmıştır, hayranlık uyandırıcıdır...
  • seninleyim.
    zorlasam da kendimi, senden alamıyorum ben'i.

    ışıksın belki,
    zifiri karanlıkta bulduğum.

    sözsün belki,
    sessizlikte duyduğum.

    ezgisin, dilimden düşürmediğim...
    yazgısın, önüne geçemediğim.

    su, ırmak, nehirsin; akıp gidensin
    bilmeden bilemeden yıkıp gidensin.
    gittiğin o yerdeyim.
    seninleyim.

    dön bak ardına;
    bir adım ötedeyim.
    seninleyim.

    bakmaya korkuyorum,
    görmeye korkuyorum,
    sen söyle;
    sen,
    kiminlesin? *
  • dünyanın 8.harikası olan nejat alp'in başucu eseri olan mükemmel parçası
  • göksel seslendirmiş. fenal değil, idare eder, şöyle böyle... yok yok güzel olmuş.
  • son raddede fransiz tarzinda bir ask namesi (ajda 1975). kendinden gecmis ve emin. vakur. benim tarzim dedigim rahatlikla.
    prozodi muhtesem. ajda harikulade. beni fevkaladenin fevkinde hissettiriyor, yumusacik pamuk gibi yapiyor bu sarki.
hesabın var mı? giriş yap