• akla dayanan her şeyi reddeden ve gerçeklerin akıl yoluyla değil sadece sezgilerle anlaşılabileceğini öne süren sistem, öğreti. inancı ön planda tutarlar, islamın yozlaşmasında büyük rolleri vardır.
  • benim aklın açıklayamadıklarını 'aşkın' açıklaması diye yorduğum yoldur.
  • kurucusunun henri bergson** oldugu ve rasyonalizm'e tepki olarak ortaya çıktığı söylenir. gerçeğin mutlak olarak bilinebileceğini **ve bunun ancak sezgi gücüyle olabilecegini öne sürer. bu noktada ona göre akıl duyular fizik bedenin gereçleri ikinci üçüncü planlara atılır.

    bergson'a göre insanda içgüdü ve zeka olmak üzere iki temel yeti vardır. zeka evreni tanımamız için değil ama ona egemen olmamız için gereklidir. evren ve yaşam sürekli hareket değişim ve oluşum halindedir. sadece maddeyi kavrayan ve uyum aracı olan zeka ile evren ve yaşamın özünü kavramaya olanak yoktur. içgüdüye gereksinimimiz vardır.

    bir başka sezgiciyse daha önce yaşamış islam düşünürü gazalidir. o da kendince "evrenin ve yaşamın özünü kalp gözü ile kavramalı" diyerek sezgicilik semalarına balıklama dalış yapmıştır.
  • aklın, gözlemin, deneyin yetersiz kaldığı durumlarda devreye girer bu düşünce. sezgi ile tam olarak kavranır bilgi. insanın içine doğan bir ışık hüzmesi gibi.

    (bkz: henri bergson)

    (bkz: gazali)
  • başımıza ne geldiyse sebebidir bergson kurdu derler ama ortadogunun icadidir. karizmatik ismi entuisyonalizmdir
  • islam dinine "sokuluşu" imam gazali'den daha öncedir. iş imam eşari ve hasan basri'ye kadar gider. imam gazali, kendisinden çok önce temelleri atılmış bu görüşü hristiyanlık ve hinduizmden getirdiği diğer kavramlarla besleyerek tam teşeküllü bir mezhep haline getirmiş ve şafilik mezhebini ünlendirmiştir. şafilik, gazalicilik, nurculuk, fettulahçılık bu akımın sürekliliğini oluşturur.

    bu akımın diğer iki temel ilkesi:

    (bkz: gizemcilik)
    (bkz: yazgıcılık)
  • iyinin ve kötünün ölçütünün sezgi olduğunu savunan felsefi görüş. yolda para bulan bir insan için iyi olan nedir, kötü olan nedir? insan onu kendisine saklamalı mıdır, yoksa sahibine mi vermelidir? bergson için, bu insanın önünde ona yol gösterecek hiçbir iyi ve kötü kavramı yoktur. onun bu durumda ne yapacağını ancak sezgisi belirleyebilir. insan sezgisine dayanarak hareket ederse iyi olanı yapmış ve herkes için iyiyi gerçekleştirmiş olur.
  • bilgi kaynağının insan sezgisi olduğunu savunan felsefi görüştür. sezgiciliğe göre bilinç, nesneleri aracısız biçimde kavrar. objektif ve genelgeçer bilginin varlığını kanıtlamak için deney ve gözleme gerek yoktur. akıl bunları sezgi yoluyla anlar. herhangi bir durumu kavramak ve analiz etmek için okul ve zeka gerekmez. sezgi, bilgiyi bir anda kavrama özelliği ile içgüdü ve aklın birleşimidir.
  • entuvisyonuzim ya da mistisizm adlarıyla da anılan felsefi akım
  • tecrübe edilen bir durumun doğru ya da yanlış olduğuna ,diğer tüm etkenlerden bağımsız olarak, o an bir tür duygusal refleks göstererek karar verme. ilk sezgiciler, sezgilerin kesinlikle doğru olduğunu ve yanlışlanamadığını savunurken modern ahlak felsefesinde sezgilerin öğrenme ve tecrübe etme sürecinde değişip, bireyin temel ahlak prensiplerini tümüyle şekillendirebileceği kabul ediliyor. (bkz: ahlak felsefesi)
hesabın var mı? giriş yap