9 entry daha
  • muzik endustrisinin, yeni the next big thing'i. sanirsin ki yaptiklari post-rock'a goz kirpan, pembeye calan idm'i, efterklang yapmadi, lights out asia 65dos'ten once bu muzigi dinletmedi, sanki the album leaf 2007'ded yayinladi debut'sunu, o yuzden janrin kurallarini bunlar koydular. ne ile? davul tonlari kirtasiye orgunun percussion modunda kaydedilmis gibi duran en kotu albumleri the destruction of small ideas ile.

    evet, cok guzel sarkilara imza atmistir 65dos, hatta her zaman yerden yere vurdugum son albumlerinde de yok degildir bu sarkilar; evet, bir cok grubu/projeyi etkilemislerdir ama etkilendigi gruplari arastirmadan kendilerini elektronik altyapili, atmisbes gibi cinlayan bu sound'un yaraticisi olarak gormek, herkesin dilinde olmasa da uygun kulaklara hitab etmis oncullerine haksizlik etmek anlamina gelir.

    gecen rastladim last.fm'de bir gencoya, haftada 600 defa 65dos dinlemis; utanmadan loop yapan bu pezevengin post'larina baktigimda "gsy!be super grup,yeni kesfim!" seklinde bir ifadeye rastladim ve anladim ki 65dos artik yavas yavas, muzikal icerik enjekte eden gruplar klasmanindan ayrilip, "statu sembolu olan gruplar"dan biri haline gelmekte. yarin bir gun, turkiye'de konserleri olsa, eskinin emocu tayfasi simdinin top-shop etiketli indie/popcu kizlarinin ve oglanlarinin doldurdugu bir konser olacak, hani nasil bonobo o yonde ilerliyor, o ayarda. buna muzigin icini bosaltmak denir mi, denir. populeritenin muzikal icerigin onune gecitigini iddia edebilir miyiz, rahatlikla evet.

    soralim; 65dos populeritesinin sorumlulugu kime aittir? elbette her muzikal olusumun populer olma istegini gormezden gelemeyiz, bunu yargilayacak da degiliz; herkesten efrim'in gostermis oldugu durusu beklemek abes olur. bu populeritenin sorumlulugu 65dos'in hype sarki yapma basarisinda gizlidir. nasil ki en cok bilinen punk grubu the sex pistols iken, ny-scene'indeki oncullerini gormezden gelemiyorsak, 65dos oncullerini gormezden gelmek de bu hype'a kendimizi kaptirmis oldugumuzu gosterir. dolayisiyla "65dos kurallari koydu, hukmetti, rulez" soyleminin ici fena halde bostur. sunu kabul edebiliriz; daha derinden ilerleyen bir cross-genre'in citasini yukseltmislerdir ama o citayi cok farkli yerlere cikaran ve bunu da hype sarki yazma kaygisiyla hareket edip ozensiz eserler yaratmadan yapan bir cok grup olmustur (post-rock'a giris-101 dersimizin bu konusuna su eserimde degindim; http://limbo-pillow.blogspot.com/…llow-flowing.html) tipki o citayi kendi elleriyle insaa edip "kurallar"i koymus daha onceki gruplar gibi.
  • bir de meraklisi icin soyle bir not duselim;
    ciceklerinin yeni yeni actigi one time for all time donemindeki leeds'in -bizim burun kivirdigimiz babylon'dan bronx'tan dahi- kucuk music hall'larindan simdinin besbin kisilik konserlerine kadar; izleyip izleyebileceginiz en boktan sahnelerden birine sahiptir 65daysofstatic.
  • janrlarin, aslinda, muzikal endustrinin yarattigi bir tanzimleme programi oldugunu rahatlikla iddia edebiliriz lakin bunun programlanmis, uydurulmus yahut tepeden inmis bir sey olmasi, belirli janr kaliplarini gormezden gelmemiz icin bir bahane olamaz. su kertede, kendimizle cok da celismeden, cok da kafa patlatmadan, 65dos muzigine lak diye yapistirabilecegimiz tanim sudur; "elektronik post-rock". efendim the album leaf bu elektronik davullari yazarken 65dos'in yaptigi gibi 220 metronomda degil de 120 metronomda calmistir o yuzden apayri bir janrdir 65dos'in janri der isek, hic bir sanatcinin baska bir sanatciya cok benzememesinden mutevellit, her sanatci icin farkli bir janr uydurabiliriz ki zaten sanatin dogasindaki "sanatci isimleri" mefhumu, tam da bu is icin bicilmis bir kaftan olacaktir bize. efterklang efterklang'in muzigini, 65daysofstatic 65daysofstatic'in muzigini, dr huso ise dr huso'nun muzigini icraa etmektedir en nihayetinde.

    amma ve lakin, 65dos'in oncullerinden az daha farkli bir yerde, aha su kosede takilmis olmasi, "elektronik post-rock" diyebilecegimiz bu janrin kurallarini koydugu anlamina gelmez, kaldi ki hic bir janrin "yaraticisi" oldugu iddia edilen grubun "kural koyma" gibi bir ozelligine rastlanmamistir, ayni seyirde ilerleyen bir takim kisir muzik turleri haricinde, zaten ozunu gelisimden almis ve bu tanimi fokusuna oturtmus, sozu edilen progresif muzik, klasik muzik, post-rock gibi surekli ilerlemeye ve enine acilmaya musait kavramlar dahilinde, ne pink floyd'a, ne amadeus'a, ne de tortoise'a "janrin kurallarini koymustur" iddiasinda bulunamayiz, bulunmamak lazimdir, muzigin dogasina aykidir.

    anlasilamayan konu farkli. tool gibi, queen gibi, rusdunu ispat etmis gruplar ile 65dos gibi yeni yeni olgunlasmaya calisan, olgunlasma doneminde de 15 yasindaki yeniyetme veletler gibi sacmalayip cigrindan cikan bir muzikal olusumu ayni yere koyup ayni noktada degerlendirmekten de ote bir anlasmazlik var ortada. kimin kendine ne telkin ettigi beni hic ilgilendirmiyor amma, 10 senedir icraa edilmekte olan bir muzik turu sirf 65dos ile duyuldu ve unlendi diye bu muzigin tanri'sini belirlemis olanlara "dur ya hû!" demeyi de 'bir bilen' kontenjanindan gorev belledim, boyle bir zabitalik icine girdim. sirf su yaziyi okuyan ucuncu kisiler de ayni yanilgiya dusmesin, gitsin de efterklang dinleyiversin berbat the destruction of small ideas'i ovecegine, diye.

    ve lakin, anlasmazligin bir diger nedeni, aslinda mihenk noktasi post-rock diyegeldigimiz "janrin" zihinlerimizde yarattigi karmasadan kaynaklanmakta. gecenlerde mogwai gitaristi dominic aitchison, mogwai'in post-rock olarak tanimlanmasinin ne kadar salakca oldugu uzerinde durmustu bir roportajinda. soz konusu olan janrin tanimlayicilari arasinda saysak top 3'e girecek mogwai'in kurucusunun boyle bir kelam etmis olmasi bile aslinda bize "kurallari koyma" denen konunun ne kadar aptalca oldugunu kanitliyor. ama bundan daha onemlisi, iste efendim enstrumantal, yer yer drone'lu, ambient ve rock kokenli muzik turune "post-rock janri" dememizin salt isimden kaynakli bir celiskiye sebeb oldugunu gosteriyor. bu oyle bir durum ki, muzigiyle olsun alt-kulturuyle olsun kokenlesmis bir rock kavraminin ardindan gelen her seye post-rock yani turkcelestirmemiz icab ederse rock-ardili dememiz normal olabiliyor. usenmedigim bir gun oturup yazacagim bu konuyu ve "kurallari koyacagim" ama deginilmesi gereken sey sozu edilen janrin muzikal altyapisindan cok tavrindan ve durusundan kaynaklanan bir giysi oldugu (simdi hatirladim, evvel zaman icinde ucundan da olsa deginmisim #10761213). iste en yakin ornek; post-rock janrinin gsy!be, tortoise, mogwai gibi gruplarin tanimladigi ve bahsetmis oldugum bol drone'lu gitarlar, patlamali kresendolar falan kavramindan cikip neredeyse salt elektronik ogeler ustune kurulmus 65dos gibi, pillow gibi, french teen idol gibi gruplarin da tanimlayicisi olmus olmasi. e durum boyleyken israrla 65dos'in kendi basina bir janr (pardon, sound) icad ettigini ve bu icad ettigi janrin citasini da alip stratosfere koydugunu soylemek salakca olmaz mi? zaten degisen ve degisim surecinde drone-rock'tan cikip elektronigin onem kazandigi bir janr icin elektronik ogeleri entegre etmis gruplari yok daha farkli yerde yok dusuk metronomlu diye goz ardi etmek bizi fan'liktan cikarip fanatiklige goturmez mi?

    velhasil; zamaninda tadiyla icra ettigi guzel muzigi, salt yeni denizlere acilmak ugruna basitlestiren ve bok gibi bir albume imza atarak bu albumle unlenen, kendisinden once ve sonra meydana cikmis, ayni "ayarda" muzigi yapan diger butun gruplarin arasinda siradanlasmaya yuz tutmus ve fakat bu diger gruplari kesf edememis dinleyiciler tarafindan da hukumdar payesi bicilmis bir gruptur iste. oyle cok da abartmaya, stratosfere cikartmaya falan degmez.
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap