• lise 3 edebiyat kitaplarinda yer alan ahmet hasim siirleri disindaki en guzel eserdir.. lisedeyken ezebere biliyordum ama simdi birkac bendi aklimda..

    "ne efsunkar imissin ah ey didar-i hurriyet
    esir-i askin olduk gerci kurtulduk esaretten"

    buraya yazilmayi en cok hakkedeni..
  • günümüz türkçe'sine uyarlanmışını de verelim de tam olsun:

    "çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.

    kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz.

    eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma; yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez.

    vücudun mayası, vatan toprağıdır; bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.

    dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.

    hayatın değerini şöhretin güzelliğinden üstün tutanlar ile geçici zevklere ebedî feyiz tercih edilir.

    insanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir; insan emaneti koruyacağı yerde ondan niçin menfaat bekler?

    kişi dünyada herkesten kendini alçak görür, ayıplanmaktan kaçınır, fakat kendi nefsinden utanmaz.

    akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir.

    başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur; koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar.

    iktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar; metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer.

    kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar; milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma!

    zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir; bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.

    işık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın.

    biz o osmanlılar boyunun ulu soyundanız; mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır.

    biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik.

    biz o yüce yaratılışlı milletiz ki hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelir.

    hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert, yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?

    cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir.

    felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin, millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.

    bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın; bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir.

    vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş, aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor.

    korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım; benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.

    ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.

    zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.

    gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer; ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez.

    ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin. gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.

    şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme; güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.

    ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.

    hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir; allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.

    ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!"

    http://www.denizlicumhuriyet.com.tr/…ub=detay&id=55
  • //(...)

    nâmık kemal'in meşhur mısraı, şüphesiz bir tarih hakikatinin katıksız bir ifadesidir:

    "cihangirâne bir devlet çıkarttık bir aşiretten" demesi, harfi harfine karakeçili aşiretinin bu hâdiseyi yarattığını iyice tasvir eder...

    (...)//

    yahya kemal beyatlı

    (bkz: malazgirt meydan muhârebesi/#6053814)
  • namık kemal' in, bosna-hersek savaşları, 93 harbi gibi olayların yarattığı sonuçların etkisiyle yazdığı vatan şiirlerindendir. (kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/namık_kemal)

    şiirlerindendir de, benim asıl anlatmak istediğim bu değildir. benim esas anlatmak istediğim, benim gibi edebiyattan bi haber, şiir,roman v.s okumayan bir adamın, bu eserin namık kemal'e ait olduğunu bile hatırlamayan bi adamın, bu eserin:

    "felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
    dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten "

    gibi bir bendini 13-14 yıldır hiç unutmamış olmasının garipliğidir. hayır hiç alakasız yerde, durup dururken aklıma geliyor, başlıyorum içimden "felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin..." diye. ya tamam gelsin, buyrusun gelsin de arkadaş, ben ne anlama geldiğini bile bilmediğim bu beyitleri nasıl, neden hatırlıyorum? yıllardır düşünüyorum, yıllardır bulamıyorum. belki bi psikolog yazar falan okur da bi çare olur derdime.

    (hayır bi de kocaaa eserin başında değil, sonunda değil hatırladığım kısım arkadaş! acayip)
  • teknik bakımdan kusurlu bir şiir olmasına rağmen fikirleri bakımından daha günümüzün kafa yapısının erişemediği bir şiirdir.
  • hürriyet kasidesi’nin orjial adı, beslet-i osmaniyye ve hamiyyet-i insaniyye‘dir.
  • göktanrı'dan dileğimiz odur ki, hak eden kimseye bab-ı hükümetten çekilip, hürriyet kasidesi'ni zaman zaman okumakla, keşkelerin en onmazına derman bulmaya çalışmak reva görülmesin.
  • (bkz: #26551286)
  • içinde asrın thug life' ını barındıran namık kemal şiiri.

    --- spoiler ---

    14. ziya dür ise evc-i rif'âtinden ıztırârîdir
    hicâb etsün tabiat yerde kalmış kâbiliyetten

    (işık yüksekliğin doruğundan uzaksa bu zorunluluktandır; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın)

    bir önceki beyitle aynı anlamı dillendiren bu beyitte, ülkenin aydınlarının olması gereken yerde olmadıklarından şikâyet edilmektedir. burada anahtar kelime ziya'dır. bilindiği gibi ışık anlamındaki bu kelime ancak yükseklerde olduğu zaman etrafa ışık saçar ve aydınlatır. yerde sürünen ışık (şair burada sürgündeki osmanlı aydınlarım kasdediyor) etrafına ışık saçamaz. tabiat kendi yarattığı bu değerlerin gerektiği yerlerde olmamasından utanmalıdır. beytin anlamının biraz zorlanması halinde ziya kelimesiyle namık kemâl, kendisi gibi sürgünde bulunan arkadaşı ziya paşa'ya bir gönderme yaptığını söyleyebiliriz. zira gerek ziya paşa'nın, recaizade mahmut ekrem ve abdülhak hâmit'in bu tür tasarruflarda bulunduğuna tanık olmaktayız.
    --- spoiler ---
  • ingilizceye çevrilince şöyle oluyor:

    https://www.tamgaturk.com/…om-a-poetic-translation/
hesabın var mı? giriş yap