• eski bir türk dizisi, dekorlar harbiden iki boyutlu olduğundan tiyatro tadı verirdi, cuma akşamüstleri yayınlanırdı, biz kendisini haftasonu sevinciyle özdeşleştirip pek sevmiştik, hem ardından charles in charge gelirdi, nasıl sevmeseydik?
  • 1990 yılında trt 1'de cuma akşamları yayımlanan dizi. iç ya da batı anadolu'da (aslında mekan ismi zikredilmiyordu ama ilçe sakinlerinin görünüm, davranış ve konuşmalarından batı ya da iç anadolu'da veya marmara bölgesinde yaşadıkları anlaşılıyordu) bir tren istasyonundaki pastanede yani tek mekanda geçmesine rağmen keyifle izlenirdi. pastane sahibi sevinç hanım, yardımcısı yetiş, 25 yaşında lise son sınıf öğrencisi kadayıf erdal (ismini unuttum, erdal olabilir), uçuk - kaçık hacer, bir de sevinç hanımın kızıyla kadayıf erdal'ın edebiyat öğretmeni vardı.
    öğretmen rolündeki genç aktörün inandırıcı olmayan orta yaşlı adam makyajı dışında eleştirilecek fazla bir yönü olmayan sevimli bir yerli dizi olmasına rağmen amerikan dizileriyle beyni yıkanmış gençliğin ilgisini çekmemişti ne yazık ki.
  • türkiyede yapılmış en sağlam televizyon dizilerinden biriydi. bıyıklı edebiyat öğretmeninin "aman ortam bozulmasın" diyerek (o bıyıklı edebiyat öğretmeninin de sözlükte suser olmasından şüpheleniyorum fena halde, şu sıralar herkes suser çıkıyor zati..) kültür çatışmasına meyilli gençlerin ("cappuchino mu lahmacun mu" sorusuna yanıt arandığı bölüm en can alıcı bölümdür, ardından dizi bitirilmiştir, yoksa bir komplo mu ? ) arasını bulmaya çalışması (oysa bıraksaydı kafa göz yarsaydı gençler pastanenin ortasında) ve sevinç hanımın pastaneyi bir hayır kurumu havasında işletmesi dışında herhangi bir faulu yoktur dizinin. özellikle akşam olup da, hafif yağmurlu bir sonbahar kokusunun, kapı dekorunun dışındaki loş ışıklar altında burnunu azıcık uzattığı ve dışarıdaki istasyondan geçen trenlerin hayal edilerek kederli sessiz bir kasaba atmosferinin tamamlandığı "küçük ama mutlu insanların yaşadığı kasaba" manzarasında, yüreğimizi acıtmayan hüzünlere bulamıştır günlerimizi. istasyondaki pastane iyiydi, temizdi, açmaları da güzeldi muhtemelen..her güzel şey gibi bitip gitti.
    (bkz: yerli dizi mafyasi)
  • trt nin yeniden yayinlamasi gereken diziler arasinda ilk siralarda kesinlikle.hayal meyal hatirlasamda en cok genc arkadasin -"yaaa hojjaaam yaaa" deyisini ozledim.
  • ne komediydi, ne dramdi. konusu da yoktu. duzenli musteriler disinda arada bir yabanci biri de gelirdi. havadan sudan konusurlardi. gene de ardindan gelecek dizi icin izlerdik.
  • cappuccino isimli icecegi hayatimda ilk defa duydugum diziydi. cok da sevimli pastane yapmislar, olsa oyle bir yer, surekli gider, takilirdim. o donemde gencler dizisiyle birlikte, sadece trt'li ortamda izlenebilir birkac seyden biriydi.
  • oyuncuları aynı zamanda senaryo yazarıydı. ayşe selen vardı, diğer oyuncuların ismini bilmiyorum. ilk sit-comlardan birisi sayılailbir kanımca. mekan sabit vs diye.
  • 4 yaşındaydım bu dizi yayınladığında. oturup izlerdim pek de keyif alırıdım. sonra unuttum gitti tabii.
    arada bir aklıma gelirdi, ayşe selen'i çok net hatırlıyorum bi' de pastanede geçtiğini . dün tesadüf istasyondaki pastane olduğunu öğrendim sözlük sayesinde. hatta bir bölümün de videosunu buldum, izledim, müziğini filan hatırladım pek mutlu oldum gece gece.
    kadrosunu da yazayım:
    sevinç hanım: ayşe selen
    haluk bey: ahmet yiğit
    oya: nazan ekinci ay
    tuhaf hacer: serpil tezcan
    kadayıf erdal: erhan tuna
    yetiş: şehsuvar aktaş
  • bildigim kadariyla eskisehir'de cekilmis yahut eskisehir tren garindaki bir pastaneyi anlatan dizi idi.

    zaten o zamanlar butun diziler istanbul'da gecmiyordu.

    velesbit (aslinda bisiklet) kelimesini dagarcigimiza kazandirmistir bu dizi. bir donem bebeleri bisiklete velesbit demistir sayesinde.
  • liselilerin hatırlamayacağı bir dizidir. trt nin tekrar çekmesi gayet isabetli olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap