2 entry daha
  • türkiyede yapılmış en sağlam televizyon dizilerinden biriydi. bıyıklı edebiyat öğretmeninin "aman ortam bozulmasın" diyerek (o bıyıklı edebiyat öğretmeninin de sözlükte suser olmasından şüpheleniyorum fena halde, şu sıralar herkes suser çıkıyor zati..) kültür çatışmasına meyilli gençlerin ("cappuchino mu lahmacun mu" sorusuna yanıt arandığı bölüm en can alıcı bölümdür, ardından dizi bitirilmiştir, yoksa bir komplo mu ? ) arasını bulmaya çalışması (oysa bıraksaydı kafa göz yarsaydı gençler pastanenin ortasında) ve sevinç hanımın pastaneyi bir hayır kurumu havasında işletmesi dışında herhangi bir faulu yoktur dizinin. özellikle akşam olup da, hafif yağmurlu bir sonbahar kokusunun, kapı dekorunun dışındaki loş ışıklar altında burnunu azıcık uzattığı ve dışarıdaki istasyondan geçen trenlerin hayal edilerek kederli sessiz bir kasaba atmosferinin tamamlandığı "küçük ama mutlu insanların yaşadığı kasaba" manzarasında, yüreğimizi acıtmayan hüzünlere bulamıştır günlerimizi. istasyondaki pastane iyiydi, temizdi, açmaları da güzeldi muhtemelen..her güzel şey gibi bitip gitti.
    (bkz: yerli dizi mafyasi)
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap