• gunun ilk ogununu migdeye indirmek.
  • benim icin, bir fincan mis gibi kahveyi icmekten olusan eylem...
    yaninda pogaca olursa bisey demem ama...
  • (bkz: kahvaltı)
    açık büfe olunca insana en büyük zevkleri tattıran bir öğün
  • klasik kahvaltı yapan iki grup vardır gözlemlediğim. ilki, kahvaltıda önüne geleni sıra gözetmeksizin yer; yağlı ekmeğe peynir üzerine de reçel ya da bal sürüp mideye indirir. ikinci grup ise, kahvaltıyı önce tuzlularla yapar (peynir, zeytin, domates vb.), tuzluları tamamladıktan sonra arada su içip ağız tatlarını temizledikten sonra tatlılara (reçel, bal, nutella) geçer. hatta bazıları tuzlularla içtikleri çaya, tatlılarla içtikleri çaydan daha fazla şeker atar.
  • gerçekten kalabalık bir şekilde ve özenle yapılırsa çok hoşuma giden, cumartesi ve pazar günleri bilhassa önemsediğim ve layıkıyla yapamazsam haftasonunu yaşanmamış saymama sebep olan olaydır. hafta içi ise çalıştığımız için malum sandviçlerle idare ediyoruz şimdilik, maksat o yağlı poğaçaları yemeyelim.
  • doğrusunun kahvaltı yapmak değil de kahvaltı etmek olduğunu hâlâ kabullenemedim. yıllarca hep yanlış kullanmışım. kahvaltı ettim deyince de bir tuhaf geliyor kulağa ama mecbur alışacağız artık.

    (bkz: kahvaltı yapmak)
  • saçma sapan deyim.
    her olayın kendine ait fiili var. tuvalete gitmek, para kazanmak vs. kahvaltı yenir, aynen öğlen veya akşam yemeği gibi. etmek de neymiş.
hesabın var mı? giriş yap