54 entry daha
  • kültür, coğrafya gibi öğeler bazı milletleri ekonomik yönden şanslı kılmıştır. ancak bazı değerlerin verilmesini beklemekten çok almaya çabalayan, yani şanssızlığı esnetip kendi lehine çeviren milletler şu an gelişmiş olarak addedilmekte. 8-13 yy. sürecinde arapların üretim, edebiyat gibi konularda parlak dönemleri olmuştur. işin ilginç tarafı bu tarihi dönem, avrupa'da kilise baskısının hat safhada olduğu, savaşların ardı arkasının kesilmediği döneme tekabul etmektedir. arap ülkeleri için bulunmaz hint kumaşından da öte bir durum yani. fırsatların boyutunu kavramak için deha olmaya gerek yok, zaten böyle bi beklenti içerisinde de değil kimse. ama bu sürecin rövanşını öyle bi alıyor ki batı, sen yerinde sayarken her geçen yüzyıl farkı kat ve kat artırıyor. ''kısır döngü vs doğurgan döngü'' kapışmasını tüm dünya seyrediyor. emperyalist akımları sayesinde oyuncakları haline geliyorsun. piyasalarına girmeye çalışıp kendini rakip görünüme koyduğun anda -bu gelişmekte olan ülkeler için geçerli- seni yine senin silahınla vurabilme yetisine hakim oluyorlar. bu kafa yapısıyla hiçbi' zaman o sanayi devrimi öncesi karanlık döneme dönmeyecekler. ama senin kafandaki karanlığın aydınlanması için belirsiz/toleranssız çabalarını da kumdan kale ucuzluğunda yıkacaklar.

    yaratıcılığın genetik olmadığı çokça konuşulan bi mevzu. geliştirilen, nesilden nesile eğitim niteliğinde geçen bi kavram. avrupalı için bu töre haline gelmiş. fransa, ingiltere başlıca örnekleri. sürekli arayış ve akılcı davranma peşindeler. hatanın eşiğinden dönmek için kucakçılık bile yapmışlar şerefsizim. sosyal politika anlayışını benimsedikleri vakit, insan geliştirme endeksinin,(ige) ideal yaşam tarzı, refah, uzlaşma, anlayış gibi sonuçları doğuracağının aşikar olduğunu kabul görmüşler. bu etkileşimin meyvesini asırlarca yemişler, yiyorlar.

    gelirin tek başına yetersiz olduğu gerçeğini bildikleri halde kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden ve hala yosunlaşmış klasik anlayışlarını mütemadiyen sürdüren orta doğu ülkelerinde petrol zenginleri ve buna yataklık yapan eşraflar, afrika'da sömürgeciliğin somut bi şekilde devamı, asya ve bizimde içinde bulunduğumuz anadolu'da siyasi istikrarsızlıklar ve şeffaflaşamama süreci gibi daha nice kriterler gelişme önünde yeterli büyüklükte engellerdir.

    islam ülkelerinin %90'ı ekonomik kararlar ile dini kararları farklı boyutta ele almamakta buna bağlı olarak çözüm için ortak payda da bulamamaktadır. eğer bu anlayış silinmezse dünya ülkelerinin %30'unu oluşturan islam ülkelerini az gelişmiş ve gelişmekte olan sıfatlarıyla yüz yıllar boyu bütünleşik göreceğiz.
190 entry daha
hesabın var mı? giriş yap