• orta doğu ve kuzey afrika'da ki islam ülkelerinde, peşpeşe seslendirilen çeşitli ritimlerde yapıtlardan oluşan dinsel, askeri ya da din dışı müzik programı.
  • eskiden muayyen vakitlerde resmi yerlerde calinan mizika yerine kullanilan tabirdir. nevbet-i sultani de denir. osman gazinin hizmetlerine mukafat olarak selcuklu hukumdarinin beylik alameti olarak gonderdigi seyler arasinda sark hukumdarlarinin caldirdiklari davul, zurna gibi mizika takimlari da mevcuttu.

    osmanli padisahlari bunlara bir takim musiki aletleri ilaveleri yaparak belli zamanlarda caldirir ve ilk hukumdarlar nevbet calindigi muddetce selcuklu hukumdarina hurmeten ayakta dururlardi. fatih ayakta dinleme usulunu kaldirdigi gibi sultan mahmut da mehterhane adi verilen mizika takiminin yerine bandoyu ikame etmistir.

    (bkz: nevbe)
    (bkz: nevbezen)
  • bir hakimiyet sembolü ve harb duyuru aracı olarak türklerde kullanımının tarihsel kökleri, islamdan hayli öncesine uzanan gelenektir.

    göktürkler ve evveliyatında hunlar dan beri kurt başlı sancak ile birlikte nevbetin enstrümanı olan davulun ayrıca hükümranlık sembolü olarak kullanıldığı söylenir. hatta tarih içinde bu geleneğe daha köklü ve sağlam dayanak bulmak isteyen bazı mühim eşhasın, nevbet vurulmasının köklerini zülkarneyn e kadar dayandırdığına müşahade edilmiş. (bkz: divan ı lügat it türk) islami literatürde muzaffer bir komutan olarak önemli bir imaja sahip zülkarneyn'e bu atıfın yapılmış olması, nevbet geleneğinin harbte başarıya katkısı olduğuna işaret etme amaçlı bir gayret gibi görünmektedir. bu şekilde islam ve türk-islam tarihi içinde savaş meydanında düşmana korku salmak amacıyla kullanımına çokça vurgu yapılsa da nevbet, münhasıran türk tarihi içinde ayrıca daha farklı bir anlama ve tarihi derinliğe sahiptir.

    türklerde nevbet ve onun aracı olan büyük davula verilen ehemmiyete ibn haldun mukaddimesinin "melik ve sultana mahsus olan alametler" bölümünde şöyle dikkat çeker:
    "davula gelince, bu gibi şeylerin çok olması için türkler mübalağa ederler, fazla ileri gider ve buna "kûsat" [kös ün çoğulu olarak] derler. bütün emirlere ve askeri komutanlara, isabe hariç, bahiskonusu hususlardan dilediğini edinmelerini mübah görürler. isabe ise sultana mahsustur." (cilt i, sf:662)
  • osmanlı döneminde sabah ikindi ve yatsı zamanlarında çalınırmış.
  • selçuklular da bildiğimiz mehter takımın tam olmasa da karşılığıdır. belir günlerde ve günün belirli saatlerinde nevbet vurulmasının farklı anlamları vardır. bir gün içerisinde beş defa vurulması ayaklanmayı temsil eder ve yasaktır. osmanlıda da 1. murat döneminde mehter hane kurulana kadar varlığını sürdürmüştür.
  • tahta yeni çıkan sultanlar, halifeye hükümdarlıklarını tasdik ettirirler, adlarına para bastırır ve hutbe okuturlardı. savaşlarda veya herhangi bir gezide hakimiyet alameti olarak sultanların başları üstünde atlastan veya altın işlemeli kadifeden yapılmış bir çetr (şemsiye) tutulur, daima yanında hazır bulunan kös, sultanın kapısında günde beş defa nevbet çalardı. vilayetlerdeki meliklerin günde üç kere nevbet çaldırma hakları vardı.
  • osmanlı imparatorluğunda sarayda ve bazı özel yerlerde belirli zamanlarda çalınan askeri müziktir. belirli saat ve yerlerde padişah huzurunda verilen bu konserler ikinci mahmut zamanında kaldırılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap