• 19. yüzyılın 2. yansında, devletin önemli mevkilerinde ehliyet ve dirayetle görev yapmı$tır.. hakkında bir anekdot :

    sadrazamlıgı sırasında, devletin önde gelen ki$ileriyle bir yemek sebebiyle birlikte olmu$.. devletlilere önceden bildirilen mükellef yemekler i$tahla yendikten sonra, meyve faslına geçildiginde masaya buzlu çilekler gelmi$.. ilk olarak uzanan yusuf kamil pa$a, çatalını sapladıgı iri bir çilegi agzına götürürken kazara masadaki tuzlugun içine dü$ürmü$.. ama ziyan olmasın diye tuza bula$mı$ çilegi alıp tuzlu tuzlu yemi$.. berbat bir tat verdigi halde bozuntuya vermemi$ ve masada bulunanlara:
    — arkada$lar, tuzlu çilek hiç de fena olmuyormu$, isteyen deneyebilir, diye tavsiyede bulunmu$.. bunun üzerine birkaç
    ki$i denemi$.. bunlar:
    — pa$am gerçekten nefis oluyor...
    — bundan sonra çilegi hep tuzlu yemek isterim.
    — tuzlu çilegin lezzetini ke$fetmekte geç bile kalmı$ız, gibi asılsız, pa$aya yaranma hedefi güden açıklamalarda bulunmu$.. kamil pa$a, o esnada masada bulunan, dönemin aydınlarından, yeri geldiginde sözünü esirgememekle tanınan, ermeni asıllı minas efendiye de:
    — arkada$ların görü$leri için sen ne dersin minas efendi, diye fikrini sormu$..
    minas efendi kendisinden beklendigi $ekilde cevap vermi$:
    — pa$am, bu adamlar özel hayatlarında bu dü$üncelerini söyleseler üzerinde durulmaya degmezdi.. fakat devlet
    hayatında da böyle ikiyüzlü davrandıkları için, ülkede i$ler bu yüzden kötüye gidiyor..
  • (bkz: telemaque)
  • 23 ocak 1913 askeri darbesinde enver paşa ve tayfasının hiç çekinmeden harbiye nazırı nazım paşa'yı öldürdüğünü görünce hiç diretmeden istifa eden kıbrıslı sadrazam. nitekim 1913'ten sonra memleketin başına neler geldi gördük.
    (bkz: balkan savaşları)
    (bkz: birinci dünya savaşı)
    (bkz: kurtuluş savaşı)
  • sultan abdülaziz han devrinin mühim simalarından yusuf kamil paşa, aslen arapgirli olup, akkoyunlu hanedanın gök-beyi sülalesinden ismail bey'in torunu, mehmet bey'in oğludur.

    paşa, hafızası olağanüstü ve çok zeki; aynı zamanda inanılmaz derecede alçak gönüllü bir insandı. yardım etmeyi ve yardımlaşmayı çok seven bir yapıya sahipti. dolayısıyla özellikle ramazan ayında fakir insanlar tarafından kapısı sürekli çalınırdı. her sene ramazandan bir iki gün önce fakir mahallelere arabalar dolusu erzak gönderirdi.

    sultan abdülaziz han'ın tahttan indirildiği gün dolmabahçe sarayı'na geldiğinde sadrâzam mütercim rüşdü tarafından hürmetle karşılanmış fakat salonda bütün devlet adamlarının önünde ''rüşdü paşa iyi bok yediniz!'' diye azarlamış; sonra onu yanına alıp başka bir odaya geçtikten sonra sert bir şekilde telkinlerde bulunmuştur.

    gördüğü bir rüya üzerine 1833 yılında mısır'a gitmiş, orada zeynep hanım'la evlenmiş ve fransızca'yı mükemmel düzeyde öğrenmiştir.

    bir müddet ticaretten sorumlu olan yusuf kamil paşa, özellikle meclis-i vala riyasetine getirilmiş ve bu vazifede iken 5 ocak 1863 yılı pazartesi günü sadrazam olmuştur.
  • kavalalı mehmed ali paşa'nın kızı züleyha zeynep hanım'la evlenerek zeynep kâmil kadın ve çocuk hastalıkları hastanesine uzanan bir aşk hikâyesine imza atan sadrazam.

    (bkz: #101529167)
  • fıkralarıyla da meşhur.
    yusuf kâmil paşa mısır'a gitmeden önce kendisini uğurlamaya gelen şâir kanlıcalı nihad bey'e sorar: "ne getireyim istersin sana mısır'dan?"
    şair der ki: "kanlıca'nın tepesindeki mihrâbad'a ne arabalar ne de beygirler çıkıyor. mısır eşeği ihsan buyurursanız minnettar olurum."
    aradan zaman geçer ve paşa mısır'dan dönüp de kendisini karşılamaya gelen şairi görünce "nihad bey, benden eşek istemiştin ama ben unuttum, şimdi seni görünce hatrıma geldi" der. şair nihad beyin cevabı hazırdır: "zarar yok efendimiz, siz döndünüz ya, yeter!"
  • mısır'a gitmeden rüyasında mısır'a gitmesi gerektiğini, hayatının fırsatının kendini orada beklediğini görür. daha sonra yine rüyasında kavalalı mehmed ali paşa'nın rüyasında kamil paşa'ya kendi kılıcını verdiğini görür.

    mısır'a gider ve rüyaları gerçek olur. kavalalı, kamil paşa'yı yanına çağırarak en sevdiği kızı zeyneb'i ona vermek istediğini söyler. böylece evlenirler.

    taht ailesinde olmanın verdiği entrikalardan sonra istanbul'a taşınır ve osmanlı bürokratı olur. burada eşi zeynep hanımla beraber hayrat olarak insanların ücretsiz hizmet göreceği zeynep-kamil hastanesini yaptırır. evet, bu hastane bugün üsküdar'da bulunan zeynep kamil hastanesidir. bunun sebebi de çocuklarının olmamasıdır. çocuk hastanesi olarak yapılmıştır.

    yaptıkları say say bitmez. büyük adamdır.
hesabın var mı? giriş yap