• türk mizahına; orçun kunek, binali kurtözü, yüzbaşı albırt gibi pek çok sevilen ve başarılı karakteri kazandıran karikatürist.

    kasım 1999’da leman yayın’dan çıkmış “oh bebekorçun kunek” kitabının önsözüne aşağıdaki satırları yazmış:

    “yıllar önce televizyonda oynayan unutulmaz bilimkurgu dizisi uzay yolu’nda atılgan adlı bir uzay gemisi vardı. geminin personeli bir avuç idealistten oluşmuştu ve görevleri uzayın derinliklerinde devriye gezmekti.

    gemide mistır sıpak adında bir şahıs vardı. mistır sıpak, volkan adlı bir gezegenden gelmişti. onu gemideki diğer personelden ayıran sadece bu özelliği değildi, sivri kulakları, normal olmayan bir açıya sahip kaşları gibi bir sürü özelliği vardı. ayrıca, sıpak oldukça yufka yürekli biriydi. kavga ettiği zaman en fazla rakibini omzundan sıkar ve şoka uğratıp bayıltırdı. bütün bu özelliklerinin yanında, sıpak’ın en önemli özelliği bana göre mantığıydı. lafını esirgemezdi, eğer kaptan körk hatalı bir karar vermişse, sıpakmantıksız kaptan’ diyerek kaptanı bu hatalı kararından caydırmaya çalışırdı. kaptan körk de iyi bir insandı ama bazen inatçılığı tutar ve sıpak’ı dinlemez, abuk sabuk işler yapardı, sonunda milletin başına iş açılırdı. benim senelerdir anlayamadığım şey ise neden mistır sıpak’ı kaptan yapmadıklarıydı.

    mistır sıpak gibilerin kaptan olduğu bir dünyada yaşamamız dileğiyle.

    soner günday (mart 1999 / beyoğlu)”
  • soner günday, bugüne kadar benim gördüğüm, yazar çizerler arasında kanımca en komiği ve en yeteneklisidir.
    ayrıntılara önem vermesiyle ilgili şöyle bir örnek verebilirim: yüzbaşı albırt'ın bir bölümünde, albırt sokakta yürümektedir (yukarı ohayo) sıra sıra apartmanlar, evler vb. bazı apartmanlarda iş yeri tabelaları göze çarpıyor. ben tabelaları okumaya başladım. "avukat henri herigeri", "cek nikılsın pazarlama" gibi tabelaların arasında, "ne mutlu sana ki, çok dikkatli bir okuyucusun" yazıyordu. çok mutlu oldum anlatamam.
    ayrıca orçun kunek bölümü için hazırladığı klipler de muhteşemdir.
  • "buhranlı bir sonbahar akşamı uçarak döner tekme attım nazlı yarime"

    "sevdiceğim uğruna vurularak ölmeye razıyım fakat kurşunlar ıska geçse daha iyi olur hey olur can olur"

    "cesurca yaladım leoparı"

    "hiç yellozla tanışmadım."

    "emiş gücüm 50 watt."

    "ortaçağda dük dövmek göt ister."

    "gözleri fettan gelin, kaşları keman gelin, sen niye ellerin oldun ha götüne koduum gelin? (hiciv)"

    "tek seferde çözemiyorum yar sütyenin kopçasını."

    "yarim dürümü hatalı saranda etler döküldü ziyan oldu bir sonbahar akşamı (slow)"

    "gizemli bir adamla tanıştırdılar geçen gün, bir güzel dövdüm eşşeği, gizeminden eser kalmadı. "

    "jogging jogging dediler, herhal iyi bir şey zannettim. goş allah goş."

    en sevdiklerimden biri: "rimel sürme toplum içinde"
    ve buna yazılan şarkı sözleri:

    rimel sürme toplum içinde
    bana godoş derler sevdiceğim
    sana ya rimel ya ben diyemem
    toplum baskısına göğüs geremem
    gererim ama bi yere kadar

    500 milyar verseler dovmem sevdicegimi
    600 milyar verseler yine degismem
    700 milyar dahi verseler dovemem vs..
    ama sevdicegim 1 trilyon verseler agzini burnunu kirarim haberin olsun
  • türk mizah tarihinin en orijinal ismi. bambaşka bir espri anlayışı, müthiş demek az kalır.

    "asıl sınavmış gibi çözdüm deneme sınavının sorularını"

    selami doğaneseliks

    http://alkislarlayasiyorum.com/…nek-gururla-sunar/2
  • ofiste geyigi oldu, yad etmis olduk, ustadi bir de buradan analim. psikolojik at boregi 'nde yasam pratigi kullanabilen bir abimizdir. recep roleksoglu karakteri olsun, orcun kunek olsun, mizahta bambaska bir sayfa acmistir. orcun kunek yalnizca sarki sozu yazmaz, yemek tarifi de yapar. coban dialogu tarfini de oneririz.

    ilgili yemek tarifi icin:

    https://c2.staticflickr.com/…60039_16b8119d40_z.jpg

    bu karakterleri okumamak, eksik kalmaktir.
  • yüzbaşı albırt'ı çizen adam...mükemmeldir...
  • cesurca yaladım leoparı gibi high definiton bir cümle yaratan komik insan gerçi aynı zamanda biraz üçkağıtçıdır ama komiktirde kendisi.
  • büyüteçle çay yaptım bir yaz günü

    başlıktan bişey anlayamayabilirsin gülüm, normâldir bu.
    hayır, sen aptal olduğun için diil, tahayyül etmesi güç olduğu için özgür bebek.
    olay şöyle gelişti biricik bebeğim:
    şimdi bi yaz günü canım şöyle bi beş çayı çekti, gittim bakkaldan bi paket pötibör aldım sevdiceğim.
    bakkal da taaa .... uzak bi yerde yani.
    şimdi eminim ki sen bana “market çok yakın, niye oraya gitmedin ki” diye sormak için yanıp tutuşuyosun,
    ama dudakların patladığı için soramıyosun.
    ben anladım minik kuşum, aşk budur işte gözlerinden okudum bu soru cümlesini.
    vakit geçirmeden açıkliim; üzerimde bi kuruş dahi nakit yok, marketler de veresiye yazmıyo.
    neyse patlıcan gözlüm, almışım pötibörümü, çayımı, şekerimi, geçmişim ocağın başına,
    koymuşum suyu çaydanlığa, açmışım ocağı, çakmışım çakmağı,
    ama yanmamış güzelim ocak, caanım ocak.
    oh bebek yanmamış.
    fakat bu sevgilin bişeyi kafaya takınca ondan vazgeçmez bilirsin kanlı bifteğim,
    dünya tersine dönse vazgeçmez.... neyse,
    hemmen şu cin aklıma parlak bi fikir geldi minik solucanım, a benim canım.
    aynı öğrenci evini paylaştığımız salak işletmecinin dev büyütecini aldım börülcem.
    neden salak diyosun deme biricik miniciğim, görsen sen bile salak dersin...
    bu salak karşıki evde oturan manitaları gözetlemek için ala ala bi büyüteç almış.
    salak denmez de ne denir böylesine bebeğim?
    ve babasına da “mikroekonomi” dersinde kullanıcaanı söyleyerek aldırtmış sarı bebeğim.
    boşver şimdi o salağı, biz çayımıza bakalım.
    bahçeye çıktım güzel bebek, çaysuyunu masaya koydum,
    üstüne de dev büyüteci odakladım bebeğim.
    ama su pek kolay kaynamadı, ben de o salağı tehdit ederek yaklaşık iki saat boyunca suyu ısıttırdım.
    ısınan suyla demlediğim çay, ömrümün en güzel, ömrümün en demli, ömrümün en harika, ömrümün en maceralı çayı oldu kıtlama şekerim.
    fakat neden sonra ağaçtan demliğe düşen bir elmakurdu tiksinmeme neden oldu nazlı bebeğim.
    bende ister istemez içtiklerimi çıkardım, ah civanım çıkardım.
    kısmi olarak demliğe de giren çıkarımlarım günün ikinci müthiş fikrini verdi güzelim.
    salak işletmeciye bi büyük bardak “aromalı” çay ikram ettim, şaşırdı şaşkoloz.
    ama içmeden edemedi onca zahmetin ardından.
    mutfağa girip te bahçeden salağın çığlıklarını duymamla, tezgahın altındaki yedek tüpü farketmem bir oldu bebeğim.
    bir oldu miniğim.
    bir oldu.
  • yüzbaşı albırt ve orçun kunek serilerini çok sevdiğim bir arkadaşıma hediye için aradığım karikatür dergisi yazarı/senaristi. tabi kendim için de ayrıca arıyorum heheh...

    yüzbaşı albırt'ın çizimi başkası yapıyordu diye hatırlıyorum ama kimdi hatırlayamadım.

    hele sanrı isminde bir bölümü vardı ki başından sonuna kadar diyaloglarıyla çok iyi hatırlıyorum. deni devito'yu falan resmetmişlerdi.

    zamanın oldukça ötesinde olan biri benim için...
hesabın var mı? giriş yap