• ben daha şimdi’yi anlamamışken, daha şimdi’yi anlatamamışken karşıma çıkıyor bu. “sonra ne oldu?”... “peki ya sonra?”...

    biraz sabretsene diyemiyorum içime; bak kelimeleri ağzıma tıktın yine, bak konuşamaz oldum, sen “ya sonra?” deyince. temelli susuyorum sonra’ların telaşına düşünce çünkü. temelli vazgeçiyorum şimdi’den de. işte böyle sus pus oturmuşken, ve alabildiğine bir yeşilliğin içinde hayal ederken kendimi, siyah bir köpek geliyor yanıma. hani şu "stalker" filmindeki siyah köpek gibi, hatta tıpatıp aynısı. bilenler bilmeyenlere anlatsın bu köpeğin neye benzediğini. bense neden onu seçtiğimi anlatayım. stalker’ı izleyeli seneler geçti aslında, ve ilk izlediğimde aklıma takılan onlarca sorudan biri de bu siyah köpekti. acaba ne anlama geliyor, ne anlatmak istiyor, neyi simgeliyor bu köpek diye düşünmüştüm. hâlâ daha bilmiyorum. ancak, bu filmi izleyen çoğunluğun aklına öyle veya böyle takılmış olacak ki; hakkında yazılan pek çok yorum bulmuştum sonrasında. türlü açıklamalar, metafor çözümlemeleri, çoğunu “vay be” diyerek okuduğum analizler... sonra, yine başka bir yazıda tarkovski’nin şuna benzer sözlerini okumuştum;

    “filmlerinde şu veya bu ne anlama geliyor gibi sorularla her zaman karşılaşıyorum. insanlar genellikle benim filmlerimdeki gizli anlamları bulmaya çalışıyorlar. çoğunlukla benim görüntülerim ise; gerçekte ne olduklarının arkasında başka bir anlam taşımıyorlar...”

    sonra yine içten bir “vay be” demiştim. hem hevesin kursağımda kalması gibi bir histi bu, hem de garip bir rahatlama. belki de siyah köpek sadece bir köpekti işte. ben de bu yüzden bu köpeği seçtim; isteyen derin anlamlar çıkarsın kendince, isteyen “öylesine bir köpek işte” diyebilsin diye.

    ne diyordum? evet, siyah bir köpek geliyor yanıma, filmdeki gibi. köpeğin adı da “şimdi” imiş meğerse. aniden koşmaya başlıyor şimdi, ve uzağımızda süzülen sonra’ya doğru ilerliyor. tıpkı kendisine fırlatılan bir parça kemiği havada yakalayan bir köpek gibi, yakalıyor sonra’yı, havalanıp. sonra şimdi’nin ağzında artık, iki dudağının arasında adeta. tıpkı; bizim sonra’ya imrenirken, şimdi yaptığımız gibi.

    yalnızca ağzıyla yakalayabildiği sonra’yı, getirip bir ağacın dibine bırakıyor şimdi. toprağı eşelemeye başlıyor bir hevesle. bir açtığı çukura bakıyor, bir sonra’ya. pek düşünmüyor olacak ki; aldığı gibi sonra’yı atıveriyor o çukura ve toprakla üzerini örtmeye başlıyor. gömüyor sonra’yı şimdi, bir ağaç dibine. sonra’yı; sonra kullanmak, vakti gelince, ihtiyaç duyunca çıkarmak üzere sonra’ya bırakıyor. tıpkı; bizim de sonra’ya imrenmeyi bırakıp, şimdi yapmamız gerektiği gibi.

    bense tüm bunları tepkisiz izliyorum, hem çok yakından hem de çok uzaktan. siyah köpek dönüp bana bakıyor o anda; “evet, şimdi benden bahsedebilirsin gönül rahatlığıyla” der gibi, “şimdi, sadece beni izleyebilirsin, görebilirsin, yaşayabilirsin, düşünebilirsin, anlatabilirsin” der gibi.

    tam o sırada şiddetli bir yağmur yağmaya başlıyor, gökyüzü deliniyor adeta bir anda. siyah köpek bir yana kaçıyor, ben başka bir yana kaçıyorum. ıslanmamak değil mesele; “şimdi” ıslanmaktan çok, “sonra” kurumak zorumuza gidiyor sanki. ve yitip gidiyor “şimdi” gözlerimin önünden, tam da yeni başlamışken onu anlamaya. yine de, garip bir şekilde, hiç telaşlanmıyorum ben; çünkü, şimdi’deyken göz gözü hiç görmüyor nasılsa. elbet sonra görürüm, sonra anlarım diyorum ben de, içimden.

    sonra ne mi oluyor? tabii ya, biz hâlâ oradaydık değil mi? en başından beri aynı sorudaydık aslında.

    sonrası iyilik güzellik işte... sonra bekliyor şimdi; o ağaç altında, yağan yağmurla beraber tekrar filizlenip toprak üstüne çıkmak için...

    önemli not: bu kelimelerin yazıya dökülmesi sırasında hiçbir hayvan zarar görmemiştir. ve hatta ıslanmamıştır.
  • aslen, soora diye okunması gereken kelimedir.
    (bkz: garip ama gerçek)
  • zaman skalasinda $u ani gosteren noktanin ilerisindeki herhangi bir nokta'yi belirten zarf tumleci.. (bkz: ne dedim ben simdi)
  • sonra iyi de, sonrası kötü.
  • bir eski zaman şiiri. bir aşk şiiri değil. bir aşkın şiiri değil. hele aşkın bir şiir hiç değil. aşkla da yazılmadı. aşka hiç yazılmadı. sadece yok olup gitmesine kıyamadım:

    "sonra...
    sonra nehirler geliyor aklıma
    aleme düşen
    ikircikli bir sonbaharın yanlış yalan ânı

    sonra...
    sonra yağmurlar geliyor aklıma
    vû'süz bir hikayenin hikayatı her şey
    her şey kalıbında... amennâ

    sonra...
    sonra mesafeler daralıyor
    kendini yarattığı ıstırabın kitabında
    yavaşça aşağıya akıyor gözlerin sözü

    sonra...
    sonra sırtına alarak yükünü
    tîr'ler fırlatarak eros gibi
    aşk ışıktır, bir yerinde güneşin

    sonra...
    sonrası iyilik güzellik..."
  • yan etki'nin enfes seyirliği. harika metin, a'da. z'ye iyi oyunculuk. hayatı elinden alınmış bir adamın hayatını eline alışı. deniz karaoğlu döktürürken diğerlerinin de hiç geri kalmadığı...
  • tiyatro yan etkinin gerçekten iyi oyunu. her şeyiyle olmuş. metin çok başarılı, oyuncular o kadar ... gene bir dram. kaybedilmiş hayatlar, hayat başkasının olmuşken, kendin başkası olmuşken tekrar kendin olabilme çabası ... olabildiğince işte olabilirse eğer. oyun chad beckim'in orjinal ismi ise after metin o kadar iyi ki, iyiliğini sahiciliğinden alıyor zaten. deniz karaoğlu muhteşem. yalnız batıda çok sevdirmişti, sevgim devam ediyor. barış kıralıoğlu gibi de bir yok yok iki arkadaşım olsa, oyundaki karakterini çok sevdim.
  • inanmaya inanmak anlamına gelen türkçe kelime.
    tabii ki sondan geliyor. sondan başlamış geri geri geliyor. ''dileğini tutmuş, sayar sonsuzdan geri'' deki son. evet o..
    sonra ne geliyor? -ra eki. koca tanrıya ek denmez yusuf, çarpılırsın. yani neymiş? sonra=sondan sonra gelen tanrı.
    yani neymiş. geç kalmış. zamanında yetişememiş yine. ettiğin dualar, yine senin omzunda patlamış.
  • kökü nedir, eki var mıdır bilmediğim kelime.
    *
  • diksiyon kursundan aklımda kalan en büyük parça, sonra kelimesinin ortasındaki n harfinin, ğ gibi telaffuz edilmesi gerektiği. cihan ünal'ın sınıfa dönüp "soora" diye yüksek sesle tekrarladığı an niye benim için bu kadar unutulmaz, vallahi ben de bilmiyorum.

    bu bilgiye neden hiçbir yazılı kaynakta denk gelemiyoruz ve neden böyle bir istisna var; vallahi onu da bilmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap