• cins bi köpekmiş. sokaktan "anaaa bu sen bernar lan!" diye bulduğumuz köpeği aldık getirdik baktık büyüttük.
    sen çomar çıktı iyi mi?
  • "cistercian tarikatı'nın kurucusu
    hugues de champagne'nin kendisine bağışladığı clairvaux toprakları üzerinde kurduğu manastırı aynı zamanda tampliye (tapınakçılar) için de merkez oldu.

    "1118-1119 yıllarında, tampliye şövalyeleri kudüs'te ilk kuruluş döneminde, esas görevi kıyı kenti yafa ile kudüsü bağlayan yolları korumak olan "fakir" bir tarikatti. ancak, bu yeni doğmuş örgüt, kurucularından andre de montbard'ın yeğeni olan st. bernard'ın koruması altına girince, önemli değişiklikler yaşadı. zaten, st. bernard'ın kendisi de, yirmi yaşındayken dinsel yaşama girene kadar, tam bir şövalye eğitimi almıştı."

    "1128 yılında, bernard de clairvaux daha henüz yirmisekiz yaşındayken, troyes konsili, ondan tampliyeler için bir tüzük hazırlamasını istedi. st. bernard, bunun çok daha fazlasını gerçekleştirdi ve tarikatın dinsel önderi oldu. para ve arazi bağışları yapılmasını sağladı; soylu ailelerin erkeklerini, tarikate katılarak kılıç ve haç sayesinde günahlarından arınmaları konusunda teşvik etti."

    tapliyelerin resmi "sponsoru" olarak, troyes konsilinde papalığın tarikatı tanımasını sağladı...st. bernard'ın eski öğrencilerinden ve clairvaux'nun rahiplerinden biri olan papa innocent ii, tampliye tarikatını papa dışında hiç bir otoriteye hesapvermek durumunda olmayan, ayrıcalıklı bir statüye yükseltti."

    (st. bernard'ın kendi kurduğu tarikat) tüzüğüne göre "herşeyden önce üç temel yemin gelmekteydi; erdem, yoksulluk ve itaat yeminleri".
    bu yeminleri aynen kabul eden şovalyeler asla bir kadına dokunmamak hatta kadınlarla konuşmamak, giydikleri kuzu derisi külotları çıkarmamak, geceleri de daima aydınlatılmış olmak
    zorunda olan yatakhanelerde uyumak, konuşma yasağı , talimler ve ayinler dışında, daima sessizce dua eder gibi dolaşmak, günde iki kez, incil okunurken (özellikle jozhua ve makabiler bölümleri) hiç konuşma olmadan yemek,saçları her zaman kısa kesmek, mutlaka sakal bırakılmak yemek gibi katı kurallarla bezeli savaşın gereklerine göre düzenlenmiş bir tüzüğe bağlı rahipler gibi yaşamak durumundaydılar."
    bütün bu cefa karşılığında isa'ya kendini adamak, dua ve erdemlerle dolu bir yaşam, inançsızlara karşı savaşırken ölebilmek; tüm bunlar, önceden işlenmiş günahlardan arınmak için vadediliyordu bu bakımdan, st. bernard tüm ruhunu kötülük sarmış katilleri ve tecavüzcüleri tampliyelere katılarak, ruhlarını kurtarmaya davet ediyordu. aforoz edilmişler için bile bir çıkış yolu, bir af olanağıydı bu. tampliye yemini kiliseye bağlılığın kesin kanıtıydı, gerçek haç uğruna savaşla geçecek bir yaşam da tanrı hoşnutluğunun garantisiydi."

    "st. bernard, feodal soyluların enerji fazlasını yöneltebileceği ve böylece "canileri, hırsızları ve katilleri" dine kazandırabileceği bir yöntemi yaratmıştı. hugues de champagne'a yeni adamlar bulmak ve bir tüzük hazırlamak sözünü verdi: "tanrı'nın savaşında, isa'nın askerleri olacaklar..." askeri hristiyanlık gerçek yaratıcısını bulmuştu."

    "bir tampliye için,inançsız bir insanı öldürmek dinsel bir ödevdi. st.bernard'ın sözlerine göre "isa adına adam öldürmek, cinayet değil, kötüleri yok etmek, adaletsizliği ortadan kaldırmaktır...bir dinsiz öldürmek, zafer kazanmaktır, zira isa'ya şan verir...savaşta ölmek din şehidi olarak kutsanmak anlamına gelir." bu hevesle, iki yüzyıl boyunca, yaklaşık yirmibin tampliye din şehidi mertebesine yükselmiştir. st. bernard'ın dehası, işte böylece "kuzey savaş kültünü" dinsel bir adanmışlığa dönüştürmüştür; tıpkı pagan tanrıların hristiyan azizlerine dönüşmesi gibi. sonunda, isa woden'i (odin) yenmiştir."

    "1139 yılında, adaylığı st. bernard tarafından heyecanla desteklenmiş olan, ii innocent papa seçilince, tampliyelere benzeri hiç görülmemiş bir ayrıcalık tanıdı; kendi kiliselerini inşa etme hakkı. bu ayrıcalığı tampliyeler sonuna kadar kullanmasını bildiler ve genellikle, tıpkı londra'daki temple kilisesi gibi, yuvarlak formu olan ve tampliyelerin mimari ustalıklarını vurgulayan güzel kiliseler inşa ettiler."

    http://muratag.tripod.com/templiye.htm
  • tiny toons ile bellegimize bir sekilde, boynunda kanyak olan, kara düseni, cig altinda kalan insanlari kurtaran kopek olarak kalmis kopek cinsi.. saglikli bir iş degil.. sahsen ben kopek olsam tercih etmem sen bernard olmayi.. krallar gibi ev kopegi olmak varken..

    sakat calisma kosullari var en basinda.. mesela kopeksin okuman yazman yok.. belki seni calistiran orman işleri müdürlügü gazete haberlerinden etkilenmis "donmakta olan arkadasim, karimla sevisti vucut isisi yükseldi" haberine prim vermis, kanyak matarasinin üzerine de eklestirmis "cok ihtiyac durumunda kopegi sikebilirsiniz" demis.. nereden bilicen?
  • üstüne binip işe gidilebilen hayvan.
  • kennel club'un görev köpekleri statüsüne soktuğu iri kıyım köpek ırkı. güçlü bir başı ve kaslı iri bir yapısı vardır. bu yüzden sadece arama kurtarma değil araba/kızak çekme görevlerinde de kullanıldığı bilinir. itaatkar ve göründüğünün aksine son derece ataktır. küçük gövdeli köpek ırklarından(terrier v.b.) pek hoşlanmazlar.ortalama ömürleri 8 yıldır. iyi bir bakımla 10+ yıla uzatılabilir.

    boynunda taşıdığı fıçı aslında tam bir efsanedir. bu efsanenin ise bir ressamın bu köpekleri çizerken ambians adına boyunlarına taktığı viski şişesinden kaynaklandığı bilinir. zaten mantık olarak da donmak üzere olan bir insana alkollü içeceklerin verlilmesi böbrek faaliyetleri ve dehidrasyon bakımından yanlış bir karardır.

    alplerdeki adını aldığı manastırda hala üretilmekteymiş.heykeli dikili ünlü bary'nin ismi her sene doğan yavrulardan birine verilip anısı yaşatılıyormuş. bunun için kondisyon puanı en yüksek yavru belirlenip, isimlendirilirmiş.
  • bahçeli bir evim olursa yoldaşım olacak tosun.
  • dogru yazilisi saint bernard. yani aziz bernar. insanlari donmaktan kurtardiklari icin aziz denmektedir onlara. bir de saint joseph var.
  • sayfa sayfa yazsan anlatmakla bitmeyecek eşsiz bir ırk!

    ama hadi en temel haliyle özetlemeye çalışayım;

    bu dünyada görüp görebileceğiniz en komik, en şapşal görünümlü, en sevgi dolu, en öğretmen, en sabırlı, en duyarlı, en empatik köpek ırkıdır. muhakeme yeteneği vardır, sebep sonuç ilişkisi kurmakta canavardır, yaptığı çözümlemelerle dumurlara uğratır, şoklara sevk eder.

    dev gibidir ama cüssesinden asla haberi yoktur, kucağınıza oturup dönüp sığdımı diye poposuna bakar, sığmadığını görünce kalkıp bir daha bir daha dener. insan gibi sarılıp gözlerinizin içine bakan gerçek bir romantiktir. ayı gibi yer, galonla su içer, uykusunda horlar, oyunun ortasında durup gaark diye sesli geğirir. cüssesini bilmediği için bir kirpiyle bile oynayabileceğinden emindir.

    tehlike hissettiğinde gürül gürül havlamasıyla korku salar ama aslında bir kedi gibi sokulgan, naif ruhludur. kendini sevdirirken gözlerini kapatıp başka alemlere yelken açar, homur homur sesler çıkarır. aşırı kıskançtır, ortamda bir sevgi potansiyeli varsa söylenir, homurdanır olmadı mı kızıp havlamaya başlar çünkü en ufak bir sevgi ihtimali bile kesinlikle ona akmalıdır!

    zekasını kelimelerle anlatmak zor ama şu kadarı belki az biraz referans olur;

    günlük konuşmalarınızda en sık kullandığınız tüm kelimeleri kendi kendine öğrenme kabiliyeti vardır, bizzat tecrübe ettim, kesin bilgidir. üstelik kendi komutlarıyla ilgisi bile olmayan, hayatını kolaylaştıracak ya da işine yarayacak kelimeler bile değildir bunlar, dolayısıyla sizinle konuşmaya dile gelmeye en müsait ırktır, yapar da, derdini pek iyi anlatır, sizin derdinizi pek iyi anlar ne deseniz yapar, sizi mutlu etmeye bayılır ve çok da centilmendir.

    gelelim sevgi konusuna;
    annem babam beni sever, dolu dolu seven arkadaşlarım var, çok aşık oldum, sevgililerim oldu, st. bernard ile birlikte aynı anda bir kedim bir başka köpeğim daha var ve bilirim ki ikisi tarafından da aşırı seviliyorum ama şunu çok net söyleyebilirim ki beni st.bernard çocuğum kadar kimse sevmedi, sevgisini bu kadar hissettirmedi.

    eşsiz ve harika bir ruhu vardır, olgun ve ağırbaşlıdır. tapılası bir evlattır! ben de tapına tapına sevmekteyimdir!

    tam anlatabildim mi? sanki olmadı?
  • bir adet muhteşem taklidini jim carrey'den izleyebileceğiniz harika köpek.

    http://www.youtube.com/watch?v=iuqrrg7h_d8

    (bkz: sesli güldüm)
  • köpeklerin en masumu.

    (bkz: senden ayrılalı gülmedim dostum)
hesabın var mı? giriş yap