• hali hazırda (internet terimi olarak kullanılan streaming için) düzgün, güzel bir türkçe çevirisi olmayan kavram. tureng'de "kesintisiz" ve "akan" gibi iki güzel öneri var tabii ama bunlar teknolojik bağlantıyı yeterince ifade edemiyor gibi (streaming music için "kesintisiz müzik" demek?) bir de "internet üzerinden yayın" demişler, bu teknolojiyi ifade ediyor ama cümle içinde kullanımı zor haliyle...

    edit: türkiye bilişim derneği'nin bilişim terimleri sözlüğünde bu konuda "duraksız" kelimesi önerilmiş.
    http://www.tbd.org.tr/index.php?sayfa=sozluk&mi1
  • streaming was part of the future — now it’s the only future

    "disney’s reorganization simply acknowledges streaming is the only thing working for the company right now."
  • (bkz: shoutcast)
  • çalışmamda "yayın akışı" olarak çevirdiğim ingilizce terim. dolayısıyla netflix gibi platformlara da "yayın akışı platformları" ya da "yayın akışı kanalları" diyorum ama türkçe litaretüre daha hakim biri "hayır biz ona literatürde x diyoruz" diyorsa da bir mesaj uzakta olduğumu belirtmek isterim.
  • streaming herhangi hareketli görüntü veya sesin internet üzerindeki bir bilgisayarın ıp'si üzerinden mpeg4 formatı ile yayınlanması olayıdır.
  • türkçeye net çevrilemeyen kelimelerdendir. bunun sebebi de türkçe bir karşılığı olmasına rağmen bu karşılığının medya için kullanıldığında anlamı tam aktaramaması. stream nehir için kullanılan bir kelime öte yandan river da nehir için kullanılıyor. stream'in farkı nehiri akarsu yapmak yani hareketine odaklanmak. bu yüzden hızlı akan nehirler için kullanmak daha doğru oluyor. çünkü sel, akıntı, cereyan, elektrik akımı gibi diğer akış atfeden kelimeler içinde kullanılıyor(şu an bakıyorum aşırı terleme gibi durumlarda da kullanılıyormuş).

    akıntı anlamındaki bu kelimenin yayıncılık için kullanılmaya başlanması da internetle başlıyor. teknik olarak kesintisiz aktarımın yerini tutuyor. herkesin internete bağlantısının olmadığı veya bağlantının aşırı yavaş olduğu zamanlarda internetten canlı yayınlar donardı. canlı yayın için uydu bağlantısı şarttı yani canlı yayın geleneksel medya işiydi(televizyon, radyo). bilgisayardan film izleme işi ancak cd,dvd ile tüm film dosyasının kopyalanıp açılmasıyla mümkündü. işte streaming bağlantı hızıyla bu yüzden alakalı. streaming yayının amacı ve yöntemi yayını arkaplanda indirirken izletebilmek. yani bir videonun tamamını indirmeden, kopyalamadan izletebilmek.

    peki kavram neden karışıyor? çünkü canlı yayının akıcılığını karşılayan bu yöntem canlı yayın yapmayan video içerikler için de kullanılıyor. yani netflix bir canlı yayın platformu değil ama yine de streaming platformu. çünkü bir filmi açtığınızda indirme ve izleme başlıyor ve izlemeye başlamak için tamamını indirmeye gerek yok. indirme ve izleme eşzamanlı. işte türkçeleştirme o yüzden problem oluyor. streaming için yayın akışı çok yerde kullanılıyor fakat bu çeviri hangi yayın olduğunu açıklamıyor. halbuki streamingin kendisi bir yayın biçimi. yayın akışını düşünürsek bu tamlamayı biz en sık televizyon kanallarının sabahtan akşama yayınladıklarının listelenmesi olarak kullanıyoruz. fakat televizyon kanalları streaming platformu değil.

    doğru çeviri ne olabilir? gerçek zamanlı veri akışı, eşzamanlı yayın veya yayın akışı yerine akış yayını daha doğru olabilir ama dil ortak kavram haritası olduğu için bazen çoğunluğun kullandığı çevirinin karşısında birebir doğru çeviriyi bulmak her zaman doğru hareket olmuyor. çeşitli çeviri örnekleri görünce televizyon iyi ki televizyon olarak kalmış diyoruz çoğu zaman.
  • bir gün tek bir yüzük hepsine hükmedecek. işte o yüzük torrent.
hesabın var mı? giriş yap