• benim diğer adım. üniversite ve iş hayatım hatta stajımda bile herkes ağız birliği etmişcesine bana bu lafı söyledi. adeta ikinci adımdır. evet suratsızımdır, yeni tanıştığım insanlara, samimi olmadıklarıma, samimi de olsam gerekmedikçe lagaluga yapmam, ciddi, mesafeli, gerekmedikçe konuşmayan bir tipim ben. o sebepten hak ediyormuşum bunu.

    varsın bana suratsız desinler diyerek bir uzun hava ile bitiriyorum.
  • yüzsüzile karşılaştırıldığında ufak çapta bir sorunsala imza atan kelime. şöyle ki yüz ile surat fazlasıyla aynı anlamlara gelmekteyken yüzsüz ile suratsız arasında dağlar kadar fark vardır. bu farkın nasıl oluştuğu ise türkçenin muammalarındandır.
  • fiziksel ya da ruhsal nedenlerle erken saatlerde güne başlamakta zorlananlara mutlaka yakıştırılan sıfattır.
    suratsız geçen her dakika; ayılma mücadelesinin verildiği, kimselerle paylaşılamayan meselelerin kovulmaya çalışıldığı, manipule olmaya yüz tutmuş hallere yakalanmama gayretine düşüldüğü güçsüz zaman birimleridir.
    sabah mahmurluğuna evsahipliği yapmaktan sıyrılamayan suratsız kişi, asıl ihtiyacını daima içinde saklamaya yazgılıdır. bu yüzdendir ki sabah mahmurluğunu uğurlasa bile, suratsızlığını gün boyu bir üniforma gibi üzerinde taşımaktan kurtulamayabilir.
  • (bkz: faceless) bunu böyle tercüme etmeyi çok seviyorum, ne yapayım dayanamıyorum, kup!
  • o ben olabilirim. sevmediğim samimi olmadığım insanlara yapmacık yapmacık gülemiyorum elimde değil.
  • hiçbir şeyden memnun olmayan, mutsuzluğunu insanlara yayan tipleri niteleyen sıfat.
  • her biri birbirinin sureti olan suratların dünyasında yaşıyoruz. bir surat kötüyse diğer suratların da birden kötü olduğu bir dünya burası. bir suret başka bir suretin kapısını açar der çok yüce bir insan. ama ben türlü çıkışlara açılan kapılardan geçmeyi reddediyorum. hiçbir çıkışı olmayan kapıları açtım ben. o sebeple başkalarının sureti olan bir suratın varsa çıkma karşıma. suratını parmaklarınla kanatarak yırtıp da gel.
    işte o zaman suratsız olacaksın.

    insanlar doğaya özeniyor. doğayla bütünleşmek yerine doğanın bir rengi olmaya çalışıyorlar. parmak izleriniz, genleriniz... farklı diye birbirinizden farklı olduğunuzu mu sandınız, ha? hepiniz tek renksiziniz. doğanın en utanç verici rengisiniz.
    kırmızı, kızıl.
    utanç, çünkü aforoz edilmiş bir günahtır, kırmızı. yüzlerde utanç, gözlerde şehvet, kalplerde kin, isyan… bendeki günah bir başka bende tapınılası bir varlık. neyin günahı, neyin kutsalı derken kırmızıya bürünüyorsun isyanı tadarak. ruhundan taşıp suratına fışkıran isyanı. farkında değilsin, sen kendini çoktan aforoz etmişsin. inandıklarının adını birileri koymuş. günah kırmızısı suratını başkasından almışsın.

    doğanın kırmızısını suratın bellemişsin çok matah bir şeymiş gibi. aklın sıra kırmızının her tonunda olarak çeşitleneceksin. aptal! en doğru tonu tutturana dek değiştiriyorsun rengini. her benim adım kırmızı diyen aldatmacanın peşinden gidiyorsun. adın değil yüzün kırmızı senin. ruhun kırmızı. başka hikayelerde başka kırmızılar keşfediyorsun, tan kızıllığını keşfettiğin an suratın tan kızılı oluyor. suretin nietzsche'nin kopya edilmiş kızılından öteye geçmiyor. başka yalanın, başka hayali kapının peşinden koşuyorsun. ''henüz görülmemiş o kadar çok tan kızıllığı var ki'' yalanına inanıyorsun. tek bir kızıllık var o da ruhunun ve suratının kızıllığı. herkesin sahip olduğu aynı kızıllık. suretlerden yalnızca birisin. suratının kızıllığından kurtulmak için kırmızının başka tonuyla bulamak zorunda kalacaksın suratını. parmaklarının her biri keskin birer bıçakmış gibi saplanmalı suratına. kanatmalısın kendini. suratsız olup başkalarının suretinden kurtulman için. ama yok, sen kendi kanının düşmanısın. kanını suratına bulayıp ortaya çıkartamazsın. kanatamazsın kendini. düşmanını içine hapsedip suretine başka kızıllıklar bulmanın peşindesin. asla suratından arınamayacaksın.

    yaşayacaksın. kıpkırmızı bir suratla. en büyük düşmanını içine hapsederek galibiyet naraları atacaksın. suratsızlığı bilmeyeceksin, parmaklarınla suretini yırtarak kanını görmeden asla bilemeyeceksin. kanını asla göremeyeceksin. suratsızlığından korkarak yaşayacaksın.
  • (bkz: uyuz)
  • gülmeyen, sevimlilikten nasibini almamış kişilere söylenen laf ..
  • (bkz: meymenetsiz)
hesabın var mı? giriş yap