• aziz yıldırım'ın "tahkim kuvulu kavavlavı..." diye başlayan cümleleri ünlüdür.
  • (bkz: arbitration)
  • tahkim dosyalarının her ne kadar hukuk muhakemesi kanunu'nda 6 ay içinde heyet tarafından karara bağlanacağı belirtilmişse de, bu 6 aylık süre daha çok bir temennidir. tahkim şartı konulan sözleşmeler genellikle karmaşık hukuki ilişkiler içerdiğinden çetrefilli uyuşmazlıklarla boğuşur. dolayısıyla bırakın 6 ayda dosyanın karara bağlanmasını, o sürede dilekçe teatisini tamamlayıp duruşmayı beklemeye başlarsanız şanslısınızdır. genellikle bu süre ya tarafların anlaşmasıyla ya da uygulanacak olan tahkim kuralları (icc, uncitral vs) çerçevesinde uzatılır.

    duruşma demişken, öyle mahkeme duruşması gibi olmaz tahkim duruşması. efendi gibi meramınızı anlatır, karşı tarafın tanıklarını ve uzmanlarını çapraz sorguya alırsınız. öyle "efendim süre verilsin, yazılı beyanda bulunalım" ya da "yazılı beyanlarımızı tekrarlıyoruz" falan gibi hukukla alakalası olmayan garabet laflarla kurtulamazsınız. gerçekten sözlü yargılamanın ne olduğunu anlarsınız tahkimde.
  • “başka bir deyişle, tarafların dava konusu üzerinde kabul veya sulh yolu ile serbestçe tasarruf edemeyecekleri hallerde, tahkim mümkün değildir. örneğin, boşanma ve ayrılık davalar, iflas davaları ve çekişmesiz yargı işleri için tahkim sözleşmesi yapılamaz.(…)”

    - yargıtay 15. hukuk dairesi’nin 29.06.2020 tarihli 2019/3450 e. ve 2020/1932 k. sayılı kararı
  • sağlamlaştırmak demektir.
    askeri alanda çeşitli araçlar kullanılarak güçlendirilmiş arazilere tahkimatli ya da tahkimli denir.
  • hukuk dilinde "hakeme gitme" anlamında kullanılır.
    (bkz: tahkim yasası)
  • konunun ehli biri için (bkz: yavuz alangoya)
  • mahkemelerce karara bağlanması uzun zaman alan ticari anlaşmazlıkların tarafsız, ehil ve belli konularda uzman olan heyetler tarafından kısa bir sürede çözülüyor olması ve ticarette hayati önem taşıyan gizlilik ilkesiyle uyuşması gibi avantajlara sahip uyuşmazlık çözüm yöntemi.
  • tahkim
    üzerine uzunca bir şeyler yazmak istediğim geleceğin önemli kavramlarından.

    genel olarak tahkim
    küreselleşme çağında uluslararası ticaret alanını genişleterek hukukun sınırlarını zorlamaya başlamıştır. küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin bir sonucu da olan e-ticaret oranı yükselmiş sınırlar ortadan kalkmıştır. işte dünya ticaretinin bu küresel boyutu, yoğun ihtilafları da beraberinde getirmiştir. tahkim kurumu bu ihtilaflara verilen cevap ve sunulan çözüm yollarından biridir.
    tahkim, hem iç ihtilaflarda hem de uluslararası nitelik taşıyan uyuşmazlıklarda kullanılan bir mekanizmadır; anlaşmazlıkların herkese açık mahkemeler yerine, hakemler aracılığıyla çözülmesini öngören bir anlaşma yoludur.

    bir alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak tahkim
    geleneksel yani mahkemelerde yapılan yargılamalar, ticaret hayatında adalet ve uzlaşma arayan, ilişkilerini kesintisiz sürdürmek isteyen taraflar açısından barışçıl değildir. ayrıca çağımızda liberal ilişki biçimlerinin getirdiği dinamiklik ve esnekliğe uyum sağlayamayan kanunlar ve yargı organları uyuşmazlıkların çözümünde hantal kalmaktadır.
    tahkim vb. alternatif çözüm yolları ise tarafların etkinliğine alan açarak daha kısa sürede daha düşük masrafla daha esnek kurallarla uyuşmazlığın çözümünde adaleti sağlamaktadır.
    adr’ler (alternative dispute resolutions-alternatif uyuşmazlık çözüm yolları) tarafların, aralarında beliren uyuşmazlığın çözümü amacıyla devlet yargısının olumsuz yönlerine maruz kalmamak için çoğu zaman iradi olmakla birlikte bazı durumlarda zorunlu olarak başvurduğu, devlet yargısına ikame etmeyip onu tamamlayan, tarafların uyuşmazlık sürecine katılımını sağlayan, tarafları etkin fakat kural olarak bağlayıcı olmayan bir çözüme ulaştıran, yargılama süreci dışında ya da yargılama süreci içinde başvurulabilen ve hukuk düzenince kabul görebilecek her türlü yöntemdir.
    adr’lerin en önemli özelliklerinden biri uyuşmazlığın taraflarına, uyuşmazlığı herkese açık olmayan bir ortamda çözme imkânı sağlamasıdır. gizlilik prensibi sonucunda süreç boyunca ibraz edilen her türlü belge ve bulunulan beyanlar (ve ikrarlar) gizli kalır. uyuşmazlık dava konusu olduğu takdirde bu beyanlar ve belgeler davada ileri sürülemez. gizlilik prensibi sayesinde taraflar çözüm süreci boyunca daha açık sözlü ve daha samimi olurlar.
    adr süreci sonucunda elde edilen çözüm kural olarak tarafları bağlamaz. tahkim yargılamasında ise durum tam tersidir; hakem/hakem kurulu kararları tarafları bağlar.
    adr’ler sınırlı sayıda da değildir. kanunlarla belli başlı yöntemler öngörülmüş olsalar da taraflar yenilikçi çözümler uygulayabilirler. örnek olarak karma uygulamalar (med-arb vb.) verilebilir.

    tahkimin kökeni
    tahkim kurumunun özel hukukta kullanımı tarihe yayılır. roma’dan ortaçağ’a kadar farklı biçimlerde uygulamaları görülen tahkim, modern hukuk sistemlerinde ilk kez ingiltere’de kodifiye edilmiştir.

    hukuki düzenlemeler & yürürlükteki uygulamalar
    hmk’de milli tahkimin genel esasları, emredici ve çoğunlukla tamamlayıcı kurallar ile belirlenmiştir. birtakım özel kanunlarda düzenlenmiş tahkim halleri de mevcuttur. yabancılık unsuru içeren uyuşmazlıklarda ise 4686 sayılı milletlerarası tahkim kanunu, uncıtral model kanun örnek alınarak hazırlanmıştır. başkaca konvansiyonlar da imzalanıp onaylanarak iç hukuk metni haline getirilmiştir.

    milli tahkim
    aşağıda hmk düzenlemeleri kısaca açıklanmıştır.

    madde 408- (1) taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir.

    `tarafların sözleşme serbestisi sınırsız değildir. ilk kısıt tahkime elverişlilik noktasında belirir: tahkim yalnızca kanunun yasaklamadığı uyuşmazlıklarda söz konusu olabilir. bununla birlikte, özel kanunlarda mecburi tahkimin öngörüldüğü hallerde; tahkim yoluna başvurma, uygulanacak kurallar, hakem seçimi hususlarında tarafların iradelerinin önemi kalmaz.`

    madde 410- (1) (değişik: 28/2/2018-7101/57 md.) tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesidir. tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkeme, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesidir.

    `mahkeme tarafından yapılması gereken işlemlerde tahkim yeri asliye hukuk mahkemesi görevli ve yetkilidir. mahkeme tarafından yapılması gereken işlemler hmk 414’e göre, hakemlerce verilen ihtiyati tedbir kararının icra edilebilirliğine karar vermek; hmk 416’ya göre, tarafların hakem seçiminde anlaşamamaları durumunda talep üzerine tek hakemi ya da üçüncü hakemi seçmektir.`

    madde 412- (1) tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır. (2) tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir. (3) tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim sözleşmesinin taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması yeterlidir. asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de tahkim sözleşmesi yapılmış sayılır. (4) tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı veya tahkim sözleşmesinin henüz doğmamış olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu itirazında bulunulamaz. (5) yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları hâlinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.

    `tahkim anlaşması mevcut bir hukuki ilişkiden doğmuş ya da doğabilecek belirli bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. uyuşmazlık çözümünün hakem/hakem kuruluna bırakılması için, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir tahkim sözleşmesinin bulunması, esas sözleşmede veya bunun bir parçası olmak için yapılmış bir belgede tahkim şartının varlığı ya da yargılama sırasında tarafların hakeme başvurma hususunda anlaşmaları gerekir. tahkim anlaşmasının varlığına ve geçerliliğine itiraz edilmedikçe yazılılık şartı gerçekleşmiş sayılır.
    tahkim şartı, eklendiği sözleşmeden bağımsızdır.`

    madde 413- (1) tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder. (2) tahkim itirazının ileri sürülmesi, tahkim yargılamasına engel değildir.

    `tarafların bir tahkim anlaşması yapmış olmaları halinde uyuşmazlığın çözümü mahkemelerde aranamaz. (hmk 116 tahkim itirazı ilk itirazlardandır.) tahkim itirazı kabul edildiğinde dava usulden reddedilir.`

    madde 415- (1) taraflar, hakemin sayısını belirlemekte serbesttir. ancak, bu sayı tek olmalıdır. (2) hakemlerin sayısı taraflarca kararlaştırılmamışsa üç hakem seçilir.

    madde 416- (1) taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir. taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakem seçiminde aşağıdaki usul uygulanır: a) ancak gerçek kişiler hakem seçilebilir. b) tek hakem seçilecek ise ve taraflar hakem seçiminde anlaşamazlarsa hakem, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından seçilir. c) üç hakem seçilecek ise taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki talebinin kendisine ulaşmasından itibaren bir ay içinde hakemini seçmezse veya tarafların seçtiği iki hakem seçilmelerinden sonraki bir ay içinde üçüncü hakemi belirlemezlerse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından hakem seçimi yapılır. üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar. ç) üçten fazla hakem seçilecek ise son hakemi seçecek olan hakemler yukarıdaki bentte belirtilen usule göre taraflarca eşit sayıda belirlenir. d) hakemin birden fazla kişiden oluşması hâlinde en az birinin kendi alanında beş yıl ve daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması şarttır. (2) hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmış olmalarına rağmen; a) taraflardan biri sözleşmeye uymazsa, b) kararlaştırılmış olan usule göre tarafların veya taraflarca seçilen hakemlerin hakem seçimi konusunda birlikte karar vermeleri gerektiği hâlde, taraflar ya da hakemler bu konuda anlaşamazlarsa, c) hakem seçimi ile yetkilendirilen üçüncü kişi, kurum veya kuruluş, hakemi ya da hakem kurulunu seçmezse, hakem veya hakem kurulunun seçimi, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından yapılır. mahkemenin, gerektiğinde tarafları dinledikten sonra bu fıkra hükümlerine göre verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. mahkeme, hakem seçiminde tarafların sözleşmesini ve hakemlerin bağımsız ve tarafsız olması ilkelerini göz önünde bulundurur. üçten fazla hakem seçilecek hâllerde de aynı usul uygulanır.

    `tahkim sözleşmesi ile yargılamada uygulanacak usul kuralları belirlenebilir; taraflar serbestçe hakem sayısını kararlaştırabilir, hakemlerin seçim usulünde anlaşabilir. hmk hükümleri bu konuda tamamlayıcıdır.
    tek hakem seçilebilir veya hakemler kurulu oluşturulabilir. yargılamanın tarafsızlığını sağlamak amacıyla hakem sayısı tek sayı olmalıdır.
    hakemler ancak gerçek kişi olabilirler. birden fazla hakem seçilecekse hakemlerden birinin mutlaka alanında en az beş yıl kıdemli hukukçu olması gerekir.
    uygulamada hakemler somut olaya ilişkin gerekli ve yeterli yetkinliğe ve zamana sahip olan kişiler olur.
    hakemler hakkaniyet nesafet ilkeleri çerçevesinde veya dostane çözüm yoluyla karar verirler. hakemlerin kendi adalet anlayış ve kriterlerine göre uyuşmazlığı çözebilmeleri ancak açıkça yetkilendirilmiş olmaları halinde mümkündür. aksi takdirde yürürlükteki hukuk kurallarına dayanmak durumundadırlar.`

    madde 424- (1) taraflar, hakem veya hakem kurulunun uygulayacağı yargılama usulüne ilişkin kuralları, bu kısmın emredici hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbestçe kararlaştırabilir ya da tahkim kurallarına yollama yaparak belirleyebilirler. taraflar arasında böyle bir sözleşme yoksa hakem veya hakem kurulu, tahkim yargılamasını, bu kısmın hükümlerini gözeterek uygun bulduğu bir şekilde yürütür.

    madde 425- (1) tahkim yeri, taraflarca veya onların seçtiği bir tahkim kurumunca serbestçe kararlaştırılır. bu konuda bir anlaşma yoksa tahkim yeri, hakem veya hakem kurulunca olayın özelliklerine göre belirlenir. (2) hakem veya hakem kurulu, tahkim yargılamasının gerektirdiği durumlarda önceden taraflara bildirmek kaydıyla bir başka yerde de toplanabilir; duruşma, keşif gibi benzeri işlemleri de yapabilir.

    `hmk’nin emredici hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla tarafların sözleşme serbestisi bulunur. taraflar yaptıkları tahkim anlaşmasında, tahkimin esasına uygulanacak hukuk ve tahkim usulüne ilişkin kuralları tamamen serbest iradeleriyle belirleyebilecekleri gibi, kurumsal tahkim merkezlerinin tahkim kurallarına da atıfta bulunabilirler; tarafların kararlaştırmadıkları noktalarda ise tahkim yeri türkiye ise hmk hükümleri uygulama alanı bulur.
    tahkim yeri de tarafların anlaştığı yer ya da yollama yapılan kurumun kuralları gereği belirlenmiş olan yerdir veya hakem/hakem kurulunca belirlenir.`

    madde 426- (1) taraflar aksini kararlaştırmadıkça tahkim davası, hakemlerin seçimi için mahkemeye veya tarafların sözleşmesine göre hakem seçecek olan kişi, kurum veya kuruluşa başvurulduğu ve eğer sözleşmeye göre hakemlerin seçimi iki tarafa ait ise davacının hakemini seçip kendi hakemini seçmesini diğer tarafa bildirdiği; sözleşmede hakem veya hakem kurulunu oluşturan hakemlerin ad ve soyadları belirtilmiş ise uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi talebinin karşı tarafça alındığı tarihte açılmış sayılır. (2) taraflardan biri, mahkemeden ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı almış ise iki hafta içinde tahkim davasını açmak zorundadır. aksi hâlde ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kendiliğinden ortadan kalkar.

    madde 428- (1) taraflarca kararlaştırılan veya hakem tarafından belirlenecek süre içinde, davacı tahkim şartını veya sözleşmesiyle birlikte varsa esas sözleşme ile iddiasını dayandırdığı vakıaları ve talebini; davalı ise savunmasını ve dayandığı vakıaları dilekçeyle hakem veya hakem kuruluna sunar. (2) taraflar dilekçelerine yazılı delillerini ekleyebilir ve ileride sunacakları delilleri gösterebilirler. (3) taraflar, aksini kararlaştırmış olmadıkça, tahkim yargılaması sırasında iddia veya savunmalarını değiştirebilir veya genişletebilirler. ancak, hakem veya hakem kurulu, bu işlemin gecikerek yapılmış olduğunu veya diğer taraf için haksız bir şekilde büyük zorluk yarattığını ve diğer durum ve koşulları dikkate alarak, böyle bir değişiklik veya genişletmeye izin vermeyebilir. iddia veya savunma tahkim sözleşmesinin kapsamı dışına çıkacak şekilde değiştirilemez veya genişletilemez.

    `tahkim davası, hakemin/hakem kurulunun belirlenmesi için mahkemeye ya da ilgili kuruma başvurulması; davacının hakemini seçip diğer tarafa da seçmesini bildirmesi; hakem/hakemler kurulu ismen belirlenmişse de tahkim talebinin davalı tarafından alındığı tarihte açılmış sayılır.
    sonraki aşama dilekçeler aşamasıdır.
    tahkim yargılamasında kural olarak iddia ve savunmalar tahkim sözleşmesi kapsamında genişletilebilir.`

    madde 439- (1) hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. iptal davası, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür. (2) a) tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu, b) hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu kısımda öngörülen usule uyulmadığı, c) kararın, tahkim süresi içinde verilmediği, ç) hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği, d) hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı, e) tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması hâlinde, bu kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu, f) tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği, g) hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı, ğ) kararın kamu düzenine aykırı olduğu, tespit edilirse, hakem kararları iptal edilebilir. (3) hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği iddiasıyla açılan iptal davasında, tahkim sözleşmesi kapsamında olan konuların, tahkim sözleşmesi kapsamında olmayan konulardan ayrılması mümkün olduğu takdirde, hakem kararının sadece tahkim sözleşmesi kapsamında olmayan konuları içeren bölümü iptal edilebilir. (4) iptal davası, bir ay içinde açılabilir. bu süre, hakem kararının veya tavzih, düzeltme ya da tamamlama kararının taraflara bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. hakem kararına karşı iptal davası açılması kararın icrasını durdurmaz. ancak taraflardan birinin talebi üzerine hükmolunan para veya eşyanın değerini karşılayacak bir teminat gösterilmek şartı ile kararın icrası durdurulabilir. (5) iptal talebi, davaya bakan bölge adliye mahkemesi aksine karar vermedikçe, dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. (6) iptal davası hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. temyiz incelemesi, bu maddede yer alan iptal sebepleriyle sınırlı olarak, öncelikle ve ivedilikle karara bağlanır. temyiz, kararın icrasını durdurmaz. (7) iptal davasının kabulü hâlinde, kabul kararı temyiz edilmezse veya ikinci fıkranın (b), (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerindeki hâllerin varlığı sebebiyle kabulü hâlinde, taraflar aksini kararlaştırmamışlarsa hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilirler. taraflar isterlerse eski hakemleri tayin edebilirler.

    `hakem kararları iptal davasına konu edilebilir. iptal davası tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde görülür. iptal davası hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. iptal davası açma süresi emredici düzenlemedir, taraflar farklı bir düzenlemeye gidemezler. ayrıca iptal davası açılması ve temyiz yoluna başvurulması kararın icrasını durdurmaz, yani kararın icra edilebilmesi için kesinleşmesinin beklenmesine gerek yoktur.`

    sigorta tahkim komisyonu
    5684 sayılı sigortacılık kanunu’nun 30. maddesine dayanarak, sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla kurulmuştur. kanunda mecburi bir yol olarak öngörülmemesine rağmen uygulayıcılar bu tür özel anlaşmazlıklarda mahkemeler yerine komisyona başvurmayı sıklıkla tercih ederler. çünkü hem daha hızlı hem de daha ekonomik bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

    tüketici hakem heyeti
    tüketici hakem heyetleri, 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun’a göre tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla kurulan heyetlerdir. özel kanunlar ile düzenlenmiş olan mecburi tahkim düzenlemelerine örnektir.

    milletlerarası tahkim
    milletlerarası tahkim kanunu ile hmk’nin tahkime ilişkin hükümleri çoğunlukla paraleldir.
    milletlerarası tahkim kanunu uncıtral model kanunu esas alınarak hazırlanmışken hmk hükümleri de uluslararası standartlara uygun olabilmesi amacıyla mtk esas alınarak hazırlanmıştır.

    aşağıda mtk’nin hmk’den farkları vurgulanmıştır.
    madde 1 – bu kanunun amacı, milletlerarası tahkime ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. bu kanun, yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin türkiye olarak belirlendiği veya bu kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanır. bu kanunun 5 ve 6 ncı madde hükümleri, tahkim yerinin türkiye dışında belirlendiği durumlarda da uygulanır. bu kanun, türkiye’de bulunan taşınmaz mallar üzerindeki aynî haklara ilişkin uyuşmazlıklar ile iki tarafın iradelerine tâbi olmayan uyuşmazlıklarda uygulanmaz. 21.1.2000 tarihli ve 4501 sayılı kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda tahkim yoluna başvurulması halinde uyulması gereken ilkelere dair kanun uyarınca yabancılık unsurunun bulunduğu kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi de bu kanuna tâbidir. türkiye cumhuriyetinin taraf olduğu milletlerarası antlaşma hükümleri saklıdır.

    (bkz: bu kanun yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin türkiye olarak belirlendiği veya bu kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanır.)

    `hmk’de hakemlerden en az birinin alanında beş yıl kıdemi olan bir hukuku olması şartı milletlerarası tahkimde yoktur.`

    `mtk’ye göre hakem kararlarının doğrudan icrası mümkün değildir. aleyhine karar verilen tarafın yerleşim yeri ya da işyerinin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinden, ilgili kararın icra edilebilir olduğuna ilişkin bir belge temin edilmesi gerekir. bununla birlikte karara karşı iptal davası açılması kararın icrasını durdurur yani kararın icrası için kesinleşmesi beklenmelidir.`

    tahkim kurumları ve kuralları, düzenlemeleri
    ista (istanbul tahkim derneği): hakemlerce uyulması gereken etik kurallar belgesi, hakem kalifikasyon kriterleri.
    istaç (istanbul tahkim merkezi): tahkim kuralları, seri tahkim kuralları, acil durum hakemi kuralları, masraflar ve ücretler hakkında kurallar.
    tbb tahkim merkezi: tahkim kuralları, yönergesi, masraflar ve ücretler tarifesi
    itotam (itotahkim merkezi): tahkim kuralları, med-arb kuralları, tahkim divanının ilke kararları, ücret tarifeleri.
    milletlerarası tahkim divanı (ıcc)
    londra milletlerarası tahkim mahkemesi (lcıa)
    amerikan tahkim derneği (aaa)
    yukarıda sayılanlardan başka çeşitli uluslararası konvansiyonlar ve sözleşmelerde öngörülen tahkim kuralları da uygulanabilir.

    kaynakça
    *1
    *2
    *3
  • avantajları hızlı olması, ihtilafın konunun ehli tarafından çözümlenmesi, dezavantajları ise pahalı ve sonucun nispeten zor öngörülebilir olmasıdır.

    hızlıdır, çünkü hmk bunu ister hem de hakemler oturur, çalışır, uyuşmazlığı en geç altı ay içerisinde karara bağlar. diğer yandan taraflar, konu hakkında uzman kendi hakemlerini, bu hakem de üçüncü hakemi seçtiği için tutup da konudan habersiz bir hakimin önüne düşmezsiniz. üstelik her hakem, aynı zamanda bir parça kendisini seçen tarafın da yarı avukatıdır. bunlar yönleri tahkimin olumlu yönleridir.

    diğer yandan bugün üç hukuk profesörü hakeme vereceğiniz para kişi başı en az 15.000.-tl'dir, daha azını kabul edecek profesörü zor bulursunuz. bir de hakem heyeti sekreterine verilecek olan para var, onu da atlamayın. ancak bir yandan bu onların haklarıdır, çünkü yıllarını bu işe vermişlerdir. halbuki asliye ticaret mahkemesinde dava açsaydınız harcıyla, hurcuyla bilirkişi ücreti ile bunun çok daha azını ödeyecektiniz. bu nedenle genellikle ancak büyük tutarlı ihtilaflarda tahkime gidilir. (elbette taraflar arasındaki sözleşmede de tahkim şartı bulunmalıdır, yoksa kafasına göre her isteyen tahkime gidemez) diğer yandan akademisyenler, akademisyen oldukları için bazen ihtilafa son derece teorik yaklaşır ve yargıtay kararlarından çok uzağa düşecek kararlar da verirler, bu kararlar da zaten tahkim usulüne gıcık olan, yargı yetkisini paylaşmak istemeyen yargıtay tarafından zevkle bozulur. bu nedenle bir parça ön görülmezdir; sürprizlere açıktır.

    avukat için değişik olan yan ise sözlü yargılamanın en az yazılı yargılama kadar önemli olmasıdır. hakem heyeti, kendi belirlediği sayıda duruşma yapar ve bu duruşmalarda tarafları uzun uzun dinler; iddialar, savunmalar, deliller tartışılır; bu yönüyle de mahkeme uygulamasından oldukça farklıdır. bu anlamda, tahkim yargılamasında avukatın önemi daha da fazladır.

    on - on beş yıl kadar önce tahkim usulü üzerinde çok durulunca lehte, aleyhte çok kişi ayaklandı; neler neler yazıldı, çizildi. ancak uygulamada görüldü ki kural olarak herkes yine önce mahkemeye başvuruyor; tahkim davası nicel olarak elbette arttı ama bunda genel ihtilaf sayısının artmasının da etkisi çok. sonuçta oransal anlamda çok büyük bir değişiklik yaşanmadı.
hesabın var mı? giriş yap