• oyle herkesin yapabilecegi bir borek cesidi degildir. bu yuzden cok basit bir tarifi elimde mevcuttur, turk insani paylasmak ister;

    malzemeler:

    2 adet çarliston biber
    2 adet domates
    500 gr. kusbasi kuzu eti
    1 adet büyük boy sogan
    4 yemek kasigi sivi yag
    12 adet milföy hamuru (dondurulmus)
    1 adet yumurta sarisi

    yapilisi:

    1- biberlerin çekirdeklerini çikartip soganla birlikte ince ince kiyilir. domateslerin kabugunu soyup çekirdeklerini çikartin ve küb seklinde dogranilir. 4 yemek kasigi sivi yaga önce sogani, daha sonra biberi katip kavurulur. soganlar pembelesince etler ilave edilir. son olarak domatesleri katilir ve suyunu çekene kadar pisirilir.
    2- 6 adet milföy karesini yaglanan firin tepsisine dizilir. her hamurun üzerine hazirladiginiz karisimdan bir miktar koyulur. kalan 6 adet üzerine kapatilir. hamurlarin kenarlari iyice bastirilir. üzerine yumurta sarisi sürülur. önceden isitilmis 160 firinda 40 dakika pisirilir.
  • yapımını ilk kez gören sosyetik bir hatunun "a a, bu yemekli börek canım" diyerek beynimde dumur fırtınaları estiren börek...
  • esasen milföy ile aynı sayılabilecek ama günümüz endüstriyel milföy hamurları ile yapıldığında o lezzeti kesinlikle alamayacağınız börek.

    niye? çünkü bunun orjinalini dedem yapardı. o gün bütün apartman mis gibi kokar herkese de bir lokma mutlaka düşerdi. komşu yemezse olmazdı çünkü.

    talaş hamuru, milföyden biraz daha sert olur. dedem (1970'li yıllar) bunu margarin ile yapardı. o zamanlar tereyağı bu kadar revaçta değildi ve olan tereyağları da bayağı kokulu olurdu. süt endüstrisi geliştikçe tereyağlarının tadı o eski margarinlere benzedi.

    işleme sabah erken başlar, un-su-tuz sert bir hamur hazırlar, içine kallavi bir sanayağı katmanı koyar, katlayıp bir iki sefer açıp buzdolabına kaldırırdı. bu işlem 1'er saat arayla en az 5-6 sefer yapılırdı. bu arada iç hazırlanırdı: soğan kavrulur, minik sotelik yağsız et kavrulur, içine küp küp doğranmış patlıcan konur iyice çevrilir az su eklenerek pişirilir. baharat olarak sadece tuz ve karabiber. en son katlama yapıldıktan sonra hamur 3-4 mm kalınlıkta açılır, 20x20 cm karelere kesilir, ortasına iki kaşık iç konup zarf şeklinde kapatılır ve düz taraf yukarı gelecek şekilde tepsiye konur, üzerine yumurta sarısı sürülüp çörek otu serpilir ve fırınlanırdı. ortalığı saran kokuyu anlatmak mümkünsüz. çocuk halimle kedi gibi dolanırdım mutfak civarında ve aslan dedem, aslan payını torununa verirdi.

    söylemiş miydim? benim koca dedem aşçıydı. bu işte kullandığı merdanesi evde hatıra eşyalar arasında duruyor. şu işi yaparken bir poz fotosu olaydı ne olurdu be! yok ki o zaman cep telefonu, dijital kamera falan.
  • çocukluk anımdır.

    babamın emprime atolyesinin alt sokağındaki pastaneden alıp kahvaltı ederdik abimle. özledim lan şimdi yine.
  • konyali'da yenmeli. mümkünse sirkeci şubesinde.
  • yapılırken her kat yufkanın üstü teker teker yağlandığı için bazı midelere ağır gelebilen fakat genelde sevilen bir börek çeşidi.
  • atatürk bulvarı üstünde karacaoğlu yapardı. annemle beraber gider yerdik, bizim için özeldi. yıllar var ki yemedim. şimdi yesem de o tadı alabileceğimden emin değilim ama olsa fena olmazdı sanki. niye hiçbir yer yapmıyor artık acaba? varsa yoksa karaköy böreği...
  • talas savaşı'nda çinlilere karşı müslüman araplara yardım eden türklerin heybelerinden çıkan hamur ve aygır eti karışımı bir yiyecek. bu yiyeceği ilk defa gören araplar, günün anlam ve önemine binaen bu yiyeceğe "talas böreği" demişler ve çağlar boyunca öyle bilinmiştir. eğer türklerin heybelerinden peksimet çıksaymış bir de talas peksimeti girecekmiş dünya yiyecek literatürüne.
  • ankara yolundaki varan tesislerinde cok guzel yapilan, oldukca susatan bir yiyecek, kirintisinin fazla olmasi kimilerini acayip kizdirir
  • izmir'de evde firinda heryerde yapilan varyantinda bol bezelye bulunur..

    bugune kadar yedigim en saglam versiyonu 06 pastanesindendir.
hesabın var mı? giriş yap